FutbolGündem

NationalTurk yorumcusu Müslüm Gülhan’dan; Allah’ın sopası yok!..

NationalTurk yorumcusu Müslüm Gülhan’dan; Allah’ın sopası yok!.. NationalTurk yorumcusu ve Haliç Üniversitesi Beden Eğitimi ve Spor Yüksekokulu Müdürü Müslüm Gülhan, bugünkü “Allah’ın sopası yok!..” başlıklı yazısında Avrupa kupalarını kaleme aldı…

NationalTurk yorumcusu ve Haliç Üniversitesi Beden Eğitimi ve Spor Yüksekokulu Müdürü Müslüm Gülhan’ın bu haftaki yazısı;

Allah’ın sopası yok…

Gerçekten salı akşamki maçı izah eden en güzel cümle…

Şükretmeyiz ki; takımlarımız Avrupa Kupalarına katılıyorlar da bütün gerçekleri görebiliyoruz. Yoksa iç dünyamızda sanki dünyanın en kaliteli lig bizimmiş gibi salağa yatıp kendimizi avutacaktık.
O yüzden Avrupa Kupalarını seviyorum!
Taktiksel olarak tabi ki maç analizi yapılabilinir, fakat Türkiye’deki futbolun da koca bir yalan olduğu bir kere daha bu maç sayesinde teyit edildi.

Hem de nasıl yalan?

Mancini’yi kaldıramayan Aysal’ın (nasıl bir komplekse) Prandelli’ye sarılması, aksilik (!) onunda İtalya’dan kaçabilecek ortamı bulması, bu güzel beraberliği ortaya çıkardı.

Hani; sahada oyun kurgusunun olamaması, ne savunma, ne de hücum temel prensiplerinden en basitinin bile uygulanamamasını anlatmaya gerek yok.

Çünkü endüstriyel futbol diye bize çakılmaya çalışılan oyunun tam karşılığı; rant ve çıkardır…
Bunda en büyük kaçak maalesef anlamsız şekilde paralar verilen yerli futbolcularındır.
Yabancı oyuncuyu serbest bırakmadan ve alt yapıya sahip çıkılmadan bu sürece katkı yapmak mümkün değildir.
Teyit için sayısal verileri ortaya koymak lazım ki; inandırıcılığı pekiştirelim.
Yoksa paralele girer mi, girer?
Yaşla başlarsak;
Anderlecht 22.6 yaş ortalamasına sahip,
Galatasaray 26.2 yaş ortalamasına…
Takımların değerlerinden bakalım;
Anderlecht 69 milyon Euro,
Galatasaray 173 milyon Euro.
Sahadaki ilk on birde;
Anderlecht 38 milyon Euro,
Galatasaray 109 milyon Euro.
Hatta sadece Burak, Sneijder, Bruma bile 42 milyon Euro yapıyor, bırakın gerisini.
Biraz torbadan isimler çekerek sayılara bakalım;
1994 doğumlu Praet alt yapıdan sıfır maliyet ve şu an satış bedeli 7 milyon Euro.
1994 doğumlu Bruma, Portekiz’den Mendes, Ahmet Bulut ve Fatih Terim tarafından keşfedilip alındı (!) 2.5 milyon satış bedeli varken Lizbon’dan 10 milyon Euro’ya alındı, şu an 7-8 milyon iyimser olarak satışı olabilir mi?
Muslera 18 milyon Euro, Anderlecht’in 19 yaşındaki kalecisi Roef, 100 bin Euro’ya imza atmış, şuan 300 bin Euro.
Torbadaki Telles 6.15 milyon Euro’ya satın alındı, Tarık 4.75 milyon Euro’ya satın alındı. Şimdiki değerlerini açıklamıyorum bile…
Anderlecht’in sol kanat Acheampong 1 milyon Euro’ya alınmış, şuan 2.5 milyon Euro. Sağ kanat Nejar’ı 350 bin Euro’ya satın almış ve şuan 2.5 milyon Euro.
Aslında Ekonomi Bakanlığı ve Maliye Bakanlığı bir kararnameyle tüm kulüplerin maliyet analizlerini yaptırması gerekiyor.
Bence cari açığı ve enflasyonu tetikleyen en önemli sektör (!) futboldur.
Sarraf’ın çabaları bile bu açığı kapatmaya yetmez.
Çünkü bizdeki yöneticilere ve menajerlere günde on tane Sarraf gelip gidiyor!
Kendileri insan sarrafı olmuş durumdalar?
Kura çekiminde Anderlecht’i kim çektiyse eline sağlık, bana göre çıkabilecek en iyi takım çekilmiş.
İnsanın vicdanı rahatlıyor bu tip maçlardan sonra ki; artık yalan, dolana yer kalmasın diye…
Tabi ki nafile ama o iki gün bile insana huzur veriyor.
Yalansız futbol adına…

Müslüm Gülhan / NationalTurk

Daha Fazla Göster

Bir yanıt yazın

Başa dön tuşu