FutbolGündem

Fatih Terim’le Mancini arasındaki donanım farkı

‘Ünal Efendi’, Yani Sayın Ünal Aysal; Juve maçından önce Fatih Terim’in görevine son vererek ciddi bir risk almıştı. Ancak sonuçlar gösteriyor ki; ‘O risk alınmalıydı ve Juve maçı kaybedilmemeliydi’ kararı doğruymuş. / NationalTurk yorumcusu Müslüm Gülhan’ın yazısı;

Gerçi görevine son verilen Terim daha büyük bir paraya Ulusal Takım ile anlaşarak prim yaptı ya neyse! Hayır, korkum; iki-üç yıl sonra oradan da ayrılıp tekrar Galatasaray’a daha iyi bir paraya gelip yine prim yapar mı?
Çünkü kısır düşünceli yöneticiler sayesinde Türkiye futbolu, Terim’in kendi kendisiyle olan rekabetinin içine sıkıştırdılar.
Neyse biz günceli konuşalım…

***

Kopenhag maçında çok basit hamlelerle ciddi değişiklikler yapan Mancini’nin farklılığı ortaya koyması için kahin olmadığını anlamak lazım.

Terim’in yönettiği Real Madrid maçı ile Mancini’nin yönettiği Juventus ve Kopenhag maçındaki diziliş, taktiksel bütünlük farkı sadece iki teknik adamın donanım farkıdır.

En önemlisi Galatasaray’ın takım defansının kurgusunun ortaya çıkmasıdır. Bu Juve maçında 1. bölgeydi, Kopenhag maçında 2. bölgeydi ve oturmuş bir kurguydu.

Ama Real maçında hiçbir anlayışın olmadığı gibi, diziliş hataları farkın gelmesine neden olmuştu.

Diğer önemli ayrıntı; Terim ve ekibinin gerilimden prim yapmaya çalışarak kendilerine gerekçe yaratma anlayışının ortadan kalkmasıdır.

Kulübedeki sakinlik ve özgüven sahaya kaliteli oyunu beraberinde getirdi.

Sneijder’in ve Eboue’nin oyun kalitesindeki bu kadar değişiklik sadece bu özgüvenin esiridir.

Sneijder için “Hollandalı Futbolcu” diye söz eden Terim, her fırsatta onu oyundan alarak, Aysal’ın ondan habersiz yaptığı transferin yetersizliğini ortaya koymaya çalışmıştı…
Mancini ise onun nasıl oynaması gerektiğini ortaya koydu.
Gerilim yok, polemik yok…

Mancini’nin gelmesi en azından Terim-Terim rekabetinin yanlışlığını bile ortaya koysa Türkiye futbolu için büyük kazançtır.

Şu içi boş “imparator”luk tabularının yıkılması için Mancini’nin kenardaki varlığı önemli.
Bireysel taraftarlık bu ülkede kendini her alanda göstermektedir. Güven eksikliği ile beraber oluşan kompleksler kendini ifade edememenin verdiği yetersizlikler, ister istemez farklı bir alanda veya kişide fanatik bir şekilde kendini bulur.

Bu az gelişmişlik sendromudur.
Zaman zaman abartı; bu kişileri ilahi boyuta kadar çıkarır!
Biz boş İmparatorluk safhasına bakıyoruz…
Mancini gibi donanımlı hocaların Türkiye’de görev alması bu tip saplantıların sorgulanmasını sağlayacaktır.
Maalesef kendi iç dünyamızda bu kutsal liderler, ağabeyler, imparatorlar her şeyi yapabiliyorlar, fakat iş dünya ile rekabete gelince kralın don- gömlek olduğu ortaya çıkıyor.

Yemiyorlar yani…

Müslüm Gülhan

Daha Fazla Göster

Bir yanıt yazın

Başa dön tuşu