FutbolGündemTransfer

“Fikret Orman’ın Aziz Yıldırım’ın taktiğine sarılması da işe yaramadı”

Türkiye gazetesi yazası Öcal Uluç, Beşiktaş başkanı Fikret Orman'ın, Aziz Yıldırım gibi "İçte ve dışta hayali düşmanlar oluşturarak hedef saptırdığını", ancak bunun işe yaramadığını yazdı.

Türkiye gazetesi yazası Öcal Uluç, Beşiktaş başkanı Fikret Orman’ın, Aziz Yıldırım gibi “İçte ve dışta hayali düşmanlar oluşturarak hedef saptırdığını”, ancak bunun işe yaramadığını yazdı.

Öcal Uluç’un Fikret Orman ve Aziz Yıldırım ile ilgili yazdığı “Hey gidi Fikret Orman hey!” başlıklı yazısı;

Orman’ın Aziz Yıldırım’ın taktiğine sarılması da işe yaramadı Yani “İçte ve dışta hayalî düşmanlar oluşturarak” hedef saptırmak!..

Dokuz aydır ödeme yapılmıyor” diyerek Federasyon’a giden ve FIFA’ya da gideceğini söyleyen Gökhan Töre krizi ile TV ekranlarına, gazete sayfalarına dökülen “Beşiktaş’ın mali durumu ile ilgili haberler”, Beşiktaşlı basketbolcuların “Dört aydır paralarımız ödenmiyor” gerekçesiyle antrenmanlara çıkmamaları ile zirve yaptı.

Böylece, Beşiktaş Başkanı Fikret Orman’ın Gökhan Töre için söylediği “Oynamadan para kazanmak istiyor” sözleri ile futbolcunun verdiği yazılı cevabı bahane ederek, “disiplin soruşturması açması” da “okkalı bir para cezası verme” planı da kamuoyu önünde “boşa” düştü!..

Beşiktaş yönetiminin ve elbette Beşiktaş Başkanı’nın “parasal yönetimdeki beceriksizliklerini” ortaya çıkaran “Töre olayı” ile “artçısı olan” basketbolcuların idman boykotu, Fikret Orman’ın “gizlemeye çalıştığı” acı gerçekleri ortaya döktü!..

Fikret Orman’ın Aziz Yıldırım taktiği işe yaramadı

Dahası,  Fikret Orman’ın “Fenerbahçe’nin eski başkanı Aziz Yıldırım’ın taktiğine sarılması” da işe yaramadı: “İçte ve dışta hayalî düşmanlar oluşturarak” hedef saptırmak!..

Beşiktaş içindeki muhaliflerine “Beşiktaş hainleri” sıfatını yakıştırmaktan, rakipleri için “Kulüpler Birliği Başkanı” olarak “sahneye koymaya çalıştığı” senaryolara kadar birçok adımı “etkisiz rüzgârlar” hâline geldi!..

Hey gidi Fikret Orman hey; bir zamanlar “başkanlık yarışında rakip oldukları” Yıldırım Demirören için bakın neler söylemişti:

“O benim çocukluk arkadaşım. Beşiktaş yönetim kurullarına beraber girdik. Ama Beşiktaş’ı yönetme anlayışlarımız aynı değil. Fikrimiz hiç uyuşmadı. O pahalı transferler ve sansasyonel yönetimler peşinde oldu. Daha yüksek bütçeler harcayarak Beşiktaş’ı yönetmeye inanıyor. Ben Beşiktaş’ın kendi bütçesi içinde genç oyuncu yetiştiren ve bunların arasına sokulacak ve adapte olacak önemli oyuncularla başarılar elde edileceğine inanıyorum.”

Dahası da var; bir röportajında, röportajı yapan arkadaşımıza “En önemli haslet haddini bilmek” diyecek kadar da mütevazı bir insandı.

Şimdi, gazete ve TV’lerde “Ben… Ben… Ben…” gösterileri yapmaya bayılıyor.

Üç dönem üst üste Beşiktaş Başkanı seçildi. Transfer politikası ortada ve bugün futbolculara, basketbolculara paraları aylarca ve aylarca ödenemiyor.

Sonra da, dokuz ay para alamayan oyuncuya “Oynamadan para kazanmak istiyor” yaftasını asıyor, aynaya bakmıyor; “Bu oyuncuyu kim transfer etti, kim oynatmadı, oynatamadı?”

Yıllar önce, iş hayatında “Babası ile anlaşamıyor, ayrıldılar” haberlerini duydukça, “Bu nasıl bir babadır, oğlu ile bile anlaşamıyor” diye düşünmüştüm.

Şimdi, “Böyle düşünmekle babaya haksızlık mı ettim acaba” diye düşünmeye başladım.

Ne dersiniz, Beşiktaşlı sevgili okurlarım?..

Daha Fazla Göster

Bir yanıt yazın

Başa dön tuşu