Radyospor internet sitesi www.radyospor.com editörü Sayın ismail Keleş’in yazısı:
Milli takımlar teknik direktörü Fatih Terim, Euro 2008 finallerinde mücadele edecek kadroya son şeklini verdi. Terim son olarak Yıldıray, Halil ve İbrahim Kaş’ı gönderdi. Ne kadar haklı!
MİLLİ TAKIM TERİM’İN ÇİFTLİĞİ DEĞİL!
Milli takımlar teknik direktörü Fatih Terim, Euro 2008′ finallerindeki kadroyu 23 kişiye indirdi. Son olarak üç kişiyi daha gönderdi. Üç kişiden ikisi Almanya Ligi Bundesliga’da üst düzey futbolculardan ikisi, diğeri ise Beşiktaşlı İbrahim Kaş… Acaba bu seçimler doğru mu?
Bir teknik direktörün görevine karışmak, kraldan çok kral kesilmek adetimiz değil. Bir kişiye işini öğretmek de görevimiz değil. Fatih Terim milli takımlar baş antrenörlüğüne talip olduğunda, sadece bir görev talip olmamıştı. Bu ülke insanına başarı yaşatmaya da talip olmuştu. Bu doğru mu? Bizce bu da yanlış. Ancak Türkiye’nin gerçekleri bunlar. Yani futbolu tek başına birinin tekeline bırakamıyoruz. Çünkü hepimiz teknik direktörüz!
Terim’in Euro 2008’in ardından görevde kalacağı meçhul. Hatta kendisi de finallerin ardından teklifleri değerlendireceğini söyledi. Biz anı yaşayan bir millet olduğumuz için Terim’in şu andaki tercihlerini masaya yatırmak zorundayız.
SAKATLAR KADRODA YA SAĞLAMLAR!
Neticede seçimleri Terim yaptı, başarı veya başarısızlık ta en büyük pay sahibi o olacak. Göz göre göre de başarısızlığı isteyeceğini zannetmiyoruz. Ancak tecrübesiz ve sezon boyunca sakatlıklarla boğuşan futbolcuları kadroda tutup da, Yıldıray ve Halil gibi Almanya Ligi Bundesliga’da üst düzey futbol oynayan ve deneyimli iki futbolcuyu göndermesi mantık kabul etmiyor.
HESAP VERECEK Mİ?
Belki Terim kendi kafasında oyun kurgusunu yapmıştır. Ancak finaller sırasında Türkiye rakibi karşısında yenik durumdaysa, oyuna Mevlüt veya Semih değil, Halil veya kadroya almaya bile tenezzül etmediği Fatih Tekke alınır. Oyun açılamıyorsa yetenek bakımından Yıldıray milli takımdaki diğer oyuncularımızdan kat kat daha iyi bir performans göstererek rakip ortasahayı veya defansı açar. Bunu görmek için illaki Terim’in makamında olmak gerekmiyor!
Terim bazı seçimlerinde diretiyor veya size ne der gibi bir tutum sergiliyor. Basın saçma yorumlar yapabiliyor, kabul. Ancak Terim’in “Ben yaptım oldu” siyasetini gütmesi hiç bir zaman kabul edilemez. Bulunduğu mevki kişisel egolardan tamamen kurtulmayı gerektirir. Tamamen altdan al demiyoruz, kimse diyemez ancak mevkileri dolduranlar dikkat etmesi gerek.
Milli takım bu kadroyla Euro 2008’de tamamen başarısız olabilir. Açıkçası ben bu kadroyla başarı beklemiyorum. Yine de başarılar diliyorum. Ancak başarısız olursa da 550 milletvekilinden bile kendini üstün görebilen Terim’in de hesap vermesi gerekecek.
İsmail Keleş / Radyospor.com Editörü
FATİH ALTAYLI NE DİYOR ?
Milli Takımlar Teknik Direktörü Fatih Terim Milli Takım’ın nihai kadrosunu açıkladı.
İbrahim Kaş, Yıldıray ve Halil Altıntop’u çıkardı.
Terim patron, işinize karışma hakkımız yok ama eleştirme hakkımız var.
Terim’in Milli Takım’a son şeklini verirken futbol rasyonellerini değil, kendi duygusal rasyonellerini temel aldığını düşünüyorum.
Dün eğer bu konuda yazı yazmış olsaydım, Terim’in kadrodan çıkardığı üç oyuncudan ikisinin ismini önceden verebilirdim.
Terim Milli Takım kampına katıldığı gün Halil Altıntop’a saçları ve giydiği blucin yüzünden bozuk atmıştı. Takımdan çıkaracağı kesindi.
Yıldıray’la ise uzun süreden beri anlaşamıyor. Geçmişte soyunma odasında kavga ettiklerini biliyorum. Terim’de af olmadığı için Yıldıray da out.
Aslına bakarsanız Yıldırıy’ı tıpkı Ümit Karan gibi, İbrahim Toraman gibi Milli Takım’a çağırmayadabilirdi ama çağırıp yollamayı tercih etti.
Bu arada ilginç bir bilgi daha vereyim. Nihat Kahveci’yi de Milli Takım’a son derece gönülsüz bir biçimde çağırdı.
Çünkü Terim Nihat Kahveci’den de pek hoşlanmaz.
Ama Nihat bu yıl öyle bir form tutturdu ki, çağırılmaması imkansız hale geldi. Neredeyse kendini Milli Takım’a zorla kabul ettirdi.
Ben Terim’in bu tercihlerine hiç ama hiç katılmadığımı söylemeliyim.
Halil ve Yıldıray takımda kalmalıydı.
Terim duygularına yenik düşmemeliydi. Ama hep olduğu gibi yenik düştü.