Köşemi dünün dünü yazmıştım, hazırdı, dün Alaattin Metin’i okuyunca, çöpe attım, yeniden yazdım.
Miladımsı bir durum mu var, bana mı öyle geldi?
Bir daha okuyalım.
Mı?
***
Yazısının başlığı ‘adil bir lig istiyorum’.
İsteyen o değil, Aziz Yıldırım.
FB Başkanı’na en yakın spor yazarı o, her an beraberler, Aziz bey gittiği her yere onu da götürüyor, ne var bunda, hiiiç, çok mu absürt, yooo, benim ruhuma iyi gelmez ama gidenin de Allah yolunu açık etsin.
FB Başkanı’yla anca beraber kanca beraber vaziyetlerinde olmak için iki kolunu verecek milyonlar var bu ülkede, Alaattin bir gazeteci üstelik.
Yani no problem!
Ama…
Aması var tabii.
Ve amanın sonrası da…
***
Fikstür çekildiği gün Alaattin, Aziz bey ile konuşmuş, neşeliymiş, keyifliymiş FB Başkanı.
“Yaz kardeşim” diye söze başlamış.
“Bu sene şampiyonuz, tarih olarak da fikstür çekildiği günü bir kenara yaz”.
Alaattin şaşırmamış.
Mış.
Bir kulüp başkanının, takımı için büyük hedef koymasından daha doğal ne olabilirmiş, önce başkan inanacakmış, sonra da hoca ve futbolcular…
‘Ara izahat’dan sonra devam ediyor;
… 3 yıl şampiyonluk sözünü verdiği gün, inandığı hedefe götürecek Daum’u takımın başına getirdi. Bunun nedeni, Türkiye’yi tanıyan, futbolcuları iyi çalıştıran ve motive eden Daum’dan başka bir yabancı hoca da bu özelliklerin olmaması, yerli hoca ile risk almak istememesi.
Peki hoca tamam, sahada koşan, mücadele eden, son dakikaya kadar formasının hakkını veren, hırslı futbolcuları transfer etmek de düşünce olarak güzel… En azından ortaya koyduğunuz hedefler için ‘bütün şartları zorluyorsun da’ futbolda her şeyin garantisi var mı!
Yuvarlak topun etrafındaki dev endüstrinin yarattığı bir sürü entrikalar, dalavereler var. Bazen çok iyi oynarsın, kazanamazsın. Futbolun bu cilveleri de var…
***
Fenerbahçe şampiyon olamazsa ya entrika, ya dalavere, ya futbolun cilvesi yüzünden olamayacak, ben bundan bunu anladikos ve bu yorum 2009 Temmuz’unda mesleğe yıllarını vermiş görmüş geçirmiş bir gazeteci tarafından önemli bir gazetede yazılıyor.
***
Aziz bey yazsa bu kadarını yazar mıydı?
?
Sırası gelmişken…
Karıştırmayın, Alaattin’in söyledikleri ‘koyu, yana yatık ’, Aziz beyinkiler ’koyu’ ,ya da karıştırın, karışsa da bir şey değişmiyor, değişmez, değişmeyecek!
***
Aziz bey devam etmiş;
“Bu sene kim hata yaparsa affetmem, bu sözüm futbol takımı için de, futbolu yönetenler için de geçerli. Ligin adil olmasını istiyorum, emeğe saygı gösterilsin, lig adil olsun yeter. Yanlışlık yapılırsa, alın terine saygısızlık olursa sesimi de çıkarırım. Bunu da herkes böyle bilsin”.
Alaattin, onun bıraktığı yerden devam ediyor
…Başkanı iyi tanırım, dik duruşunu, Fenerbahçe sevgisini cümle alem bilir. Hırslıdır, dosttur, sevdiği için canını verecek kadar gönül adamıdır ama, yanlışlarda, kulübün çıkarlarını zedeleyen en yakını olsa bir dakika düşünmeden tavır alır…
En büyük zararı istemeden FB başkanına veriyor Alaattin…
Bitmedi.
Arda için de bir şeyler var;
…Arda iyi bir Galatasaraylı oldu, top topladığı dönemlerde hayran hayran izlediği Hakan, Hasan, Ayhan ile birlikte aynı takımda oynadı. Galatasaray’a olan sevgisini hep ön plana çıkarıyor.
Ancak bir de bunun arka bahçesi, profesyonellik var.
Kim derdi ki; Galatasaray’ın sembol kaptanlarından Büyük Mehmet’in, Emre’nin Fenerbahçe de top oynayacağını, Selçuk’un Galatasaray forması giyeceğini, Engin’in Fenerbahçe’ye geleceğini. Rüştü’nün, Beşiktaş’a gideceğini, Tümer’in, Oktay’ın, Feyyaz‘ın, Fenerbahçe’ye geleceğini.
Bir söyleşide Hakan Şükür, ‘Bizim içimizde Galatasaray formasını giyen çok Fenerli vardı’ demişti.
Arda büyük konuşmamalı. Bu toplum kefen giyerim o formayı giymem’ diyenleri de gördü.
Benim tanıdığım Yıldırım bugün olmasa yarın, mutlaka Arda’ya Fenerbahçe formasını da, ‘Bir gün herkes Fenerbahçeli olacak” şapkasını giydirir…
***
Nasıl bu kanaate varıyor Alaattin?
Arda baba ocağında otururken haftanın üç dört gecesi bir kokoreççiye gidiyormuş ve kokoreç seanslarında Galatasaray’ın yanında Fenerbahçe muhabbetleri de yapılıyormuş.
Muş.
Nereden mi biliyormuş bunu Alaattin?
O konuşmalara şahit olan bir benzin istasyonu sahibi onun dostuymuş.
Muş.
***
TSYD, mesleğin eskileri, ustaları ne der bu yazıya, mail atarlarsa köşemde yayınlarım.
YA BEŞİKTAŞ BAŞKANI YA GENEL SEKRETERİ, BİRİ SALLIYOR
Aralık 2008…
Beşiktaş Başkanı’nın basın toplantısından;
…“Beşiktaş üzerine oyun oynanıyor, 3 büyükler gerçeği gizlenmeye ve 2 büyük yalanı zihinlere yerleştirilmeye çalışılıyor…(vay vay vay)
…Bilinçli ve hain bir senaryo ile karşı karşıyayız, tezgah var…(of of of )
***
Temmuz 2009…
Süper Lig kura çekilişi…
Beşiktaş Genel Sekreteri;
…Her türlü dedikodudan uzak, tertemiz bir lig oldu. Böyle bir ligi kazanmanın mutluluğunu ve onurunu yaşıyoruz. Bu sezonun da böyle geçmesini, hak edenin şampiyon olmasını istiyoruz…(oh oh oh)
Aslan Başkan, aslan genel sekreter…
İşle kötü gidince es, gürle, bağır çağır, lig geldi kupa geldi, sus, suss, susssss!
***
Beşiktaş kötü örnek oldu, konuştu da şampiyon oldu gibi oldu.
Fenerbahçe Başkanı bu yıl son şansını kullanıyor, Demirören’in yaptığını en baştan yapıyor.
Alaattin’i okudunuz.
Adnan beyin de son şansı bu sene, 100 yılın en başarısız yönetimini bile arayanlar var camiada, kongre ha geldi ha gelecek.
Rijkaard, Neeskens, Keita, Franco’ya verilen eurolar… Lincoln’le uçan 14 milyon euro…
Baskı son haddinde, kaybetmeye tahammülü yok Adnan beyin de.
***
Alaattin iyi, beyefendi insandır, emekçidir, mesleğe yıllarını vermiştir, bu yazıları bir menfaat karşılığı yazmaz, temizdir, dürüsttür, iyi niyetlidir, bunları yazarken üzülüyorum.
Ama yangına körükle gidiyor.
Galatasaray Beşiktaş başkanlarının medyadaki yakınları, dostları cevap verecekler ona şimdi.
Altta kalmazlar.
***
Futbol medyası, daha sezon başlamadan başkanlarla ele ele verip bu işin cılkını çıkartacak, bu belli oldu.
Allah yardımcımız olsun.
***
Bari ona yaramış olsun, ona faydası olsun, inşallah çok tıklanmıştır yazısı.
Yeni sezon herkese hayırlı olsun!
