“Türkiye tarihindeki en büyük 2. küçülmeyi yaşadı yüzde 13.8”
“Dünya Bankası’nın beklentisi; Türkiye bu yıl yüzde 5.5 küçülecek”
“Kişi başına düşen mili gelir 9.642 dolar”
“Nüfusun en zengin yüzde 10 ile en fakir yüzde 10 arasındaki gelir farkı 17 kat”
“Türkiye’de çalışabilir yaştaki nüfusu yüzde 12 ile 15 oranında yoksuldur”
Yukarıda size bazı ekonomi haberlerinden alıntılar yaptım. Dikkat ederseniz hepsi Türkiye üzerine, bize dair…
Zaten veriler nereye gittiğimizin biletini bize vermektedir.
Ama, bu verilere rağmen hiçbir şey olmamışçasına hareket eden sektör var; futbol…
Ekonomi küçüldükçe o büyüyor. (Neye göre, nasıl?)
Ekonomi bozuldukça o inatla direniyor…
Mehmet Topuz 12 milyon avro,
Özer Hurmacı 4,5 milyon avro,
Daum 9 milyon avro, (Bumerang gibi at geri gelsin, Türkiye’de şampiyonluk için ideal adam.
Dede 6 milyon avro, (Yollanmak için)
Del Bosque 8 milyon avro, (Yollanmak için)
Fatih Terim ? milyon avro,
Mustafa Denizli ? milyon avro,
Rıdvan ? milyon avro, (yorumculuk için)
Sergen ? milyon avro, (yorumculuk için)
Hakan Şükür ? milyon avro, (yorumculuk için)
Ödenen paralara bakınca; bu kadar büyük ekonomik kriz yaşayan bir ülkede bu paraların karşılığının inanılmaz olduğu düşünülebilinir.. Ülkeye ve kulüplere getirisinin çok büyük olması gerekmesi lazım.
Hem kulüp para politikası bakımından, hem de “futbol başarısı” bakımından…
Peki nerede bu getiri ve başarılar?
İlk Futbol Ligi 1903’de kurulmuş. Yıl 2009 arkaya dönüp baktığımızda nasıl bir başarı mazisi var.
106 yıl…
Galatasaray UEFA Kupası şampiyonu.
Türkiye Futbol Milli Takımı Dünya üçüncüsü.
106 yıldaki başarı…
Yurtdışında oynayıp yurdumuza itibar, saygı, para kazandıran kaç futbolcu, kaç antrenör yetiştirdik 106 yılda.
Futbolun kendi kuralları içerisinde verdiklerimiz ile aldıklarımız arasındaki bu büyük çelişkisinin bir açıklaması olmalı…
Devlet olarak, toplum olarak, kulüp olarak, yönetici olarak, seyirci olarak, antrenör olarak, futbolcu olarak bir şeyleri izah etmemiz gerekiyor…
Nedir bu kadar büyük “açığa!” oyunun amacı. Her akşam, her sabah bize sunulan sadece bir börek parçası olamaz, afyonlu da olsa.
Bu işte bir saflık var!!
Bu iş de bir cinlik var!!
Ama ne cinlik…
