Yeni Dünya Düzeni denilerek bizlere sanal bir yaşam sunulan ortamda, insan gibi kalabilmek ‘beceri’ isteyen erdemdir.
Hele hele ‘idealist insan’ olmak, onurla-saflık arasında ince bir kırmızı çizgi ile ayrışmaktadır.
Çıkar işbirliği…
Rant…
Koltuk sevdası…
Yalan…
Bunlar günümüz insan değerleridir! Ama ne değerler…
İşte sevgili Hürser Tekinoktay bu ortamda ‘özlem’ ile aradığımız tepkide bulunarak bizlere ‘ne idik,ne olduk’ dedirtmeyi başarmıştır.
Bu tepki birey olabilmenin özelliklerine sahiptir. Medeni toplumlar içinde en önemli özellik ise birey olabilmeyi becermektir.
Hukuka inanan…
Demokrasiye inanan…
Toplumsal yaşamın sağlıkla sürdürülebilmesi için, sosyal erdemlerin olmazsa olmaz, temel koşulları olan bu kriterler birey olabilmenin ana çatısını oluşturmaktadır. Sevgili Tekinoktay Beşiktaş yönetimini genel kurulda ibra etmemiştir.
Gerekçesini ise mahkeme kayıtlarında açık ve net olarak ortaya koymuştur ve “Beşiktaş’ın geleceğini ipotekten kurtarmak” ve “varolan Beşiktaş’ın kaynaklarını başka yerlere değil kulübün kasasına koymak” sözleriyle de nedenlerini açıklamıştır.
Tüm Beşiktaş camiası bu tepkiye sahip çıkmak zorundadır.
Bence en başta bugünkü yönetim kurulu bu tepkiye saygı gösterip, sonuç için çaba harcamalıdır. Eğer Beşiktaş’ın geleceğini düşünüyorlarsa…
Bu sadece Beşiktaş’lı olmak ya da Beşiktaş’ı ilgilendiren bir konu değildir.
Tüm spor camiasını ilgilendiren bir konudur. Bu tepkinin sonuçlarının, getirilerinin her spor adamına ve her kulübe örnek teşkil edeceği inancındayım.
Sırf bunun için bile Hürser Tekinoktay’a teşekkür borçlu olduğumuzu düşünüyorum.
Sayın Müslüm Gülhan’a ve Gülhan’ın yazılarını Futbolistan.net ile paylaşan Birgün Gazetesine teşekkür ederiz.
