Fulya DosyasıFutbolGündemSon Dakika

Hürser Tekinoktay: Beşiktaş’ı değil kendilerinin yönetebilecekleri insanları aradılar

2019 Mayıs’ta gerçekleştirilecek olan Beşiktaş JK Başkanlık seçimlerinde adaylığını açıklayan Hürser Tekinoktay, diyagonal.net’e özel açıklamalarda bulundu.

Emirhan Alkan: Takipçilerimizin sizleri daha yakından tanıması açısından kendinizden ve spor kariyerinizden bahsedebilir misiniz?

Hürser Tekinoktay: Eski bir futbol antrenörüyüm. Beşiktaş’ta uzun yıllar görev yaptım. Beşiktaş’tan önce Amsterdam’daki Maccabi oyunlarında Türkiye’nin teknik hocalığını yaptım. Daha sonrasında Beşiktaş’ın tüm yaş gruplarında görev yaptım. Onun dışında sonraki süreçte Çanakkale Dardanelspor’da görev yaptım. Beşiktaş kongre üyeliğimde 30.yılıma giriyorum, aynı zamanda divan üyesiyim. 1992’den beri de antrenörlükle birlikte sürdürdüğüm iş hayatım var. Yani kısaca eski bir futbol antrenörü, Beşiktaş Divan Üyesi bir iş adamıyım. İnşallah Mayıs’tan sonra Beşiktaş Başkanı olacağım.

E.A: Seçimlere yaklaşık 4 ay gibi bir süre kaldı. Yönetim listenizde kesinleşen isimler var mı, ya da teklif götürmeyi düşündüğünüz?

H.T: Evet, yönetim listesinin bir şeması var. Görüşüp anlaştığımız önemli Beşiktaşlılar da var. Fakat daha da önemlisi Beşiktaş’ın 8 tane yönetim kurulu üyesi 5 tane de yedeği oluyor. Biz zaten yaptığımız konuşmalarda ve söylemlerde Beşiktaş’ı 1.5, 2.5 kişi ile yönetmeyeceğiz diyoruz. Yüzlerce insanla yöneteceğiz diyoruz. Dolayısıyla kurullarımız komitelerimiz olacak.

Yani 8+5’İn dışında 100-200-300-400-500’lük bir yönetim modeli kurmak istiyoruz. Bu da aslında olmak zorunda. Beşiktaş’ın içinde ve Beşiktaşlı olan sporu da seven bir sürü deneyimleri, donanımı, dinamizmleri olan insanlarımız var. Bunların mutlaka Beşiktaş’ı yönetebilen, fikir veren, Beşiktaş’ın kalbinden hissiyat veren insanların olduğu bir gerçek. Bunları içeri almak lazım dolayısıyla benim için 8+5 önemli ama, o dışarıdaki 100-200-300 kişi daha da önemli. Onların bile yaklaşık 150 kişisi listeli olarak hazır.

E.A: Başkan olmanız halinde, Beşiktaş’ta kongre üyeliği bulunan 5.000 kişinin üzerindeki kişi hakkında ne gibi yaptırım uygulamayı planlıyorsunuz?

H.T: Başkan olmam halinde zaten, Beşiktaş’ı Beşiktaşlılara teslim edeceğimi her söylemimde ifade ediyorum. 1. suç işleyenler adalet önünde hesap verecekler. 2. insanları kandırmakta bir suçtur, emniyeti ve güveni suistimal etmekte bir suç işlemektir, dolayısıyla onlar bizim iç işimiz olur bunların muhakkak muhasebesi yapılır. Baktığınızda eğer Benfica gibi yönetilir ve halka açılırsak 100.000-200.000 üyemiz olduğu zaman o zaman içeride örnek veriyorum, 2.000 tane usulsüz üyenin bir esprisi kalmayacak. Ama tabii onlarda derneğe karşı, kamuya karşı, spora karşı bir suç işlemişlerse derneğimizin de kendilerinden davacı olması gerekecek.

E.A: Fulya Davası’nın kazanılmasında aktif olarak rol oynadınız. Bu süreçte Beşiktaş yönetimine herhangi bir kırgınlığınız bulunuyor mu?

H.T: Davayı açtığım günden beri 3 yönetim değişti. Yıldırım Demirören davayı açtığım dönemdi, Yalçın Karadeniz geçici dönem başkanlık yaptı, onu da ibra etmemiştim. Hatta bana dedi ki beni neden ibra etmedin? Gerekli olan sebeplerimi söyledim. Yalçın Karadeniz’i ibra etmeyen üç kişiden birisiydim. Daha sonra Fikret Orman’ı da mali kongrelerde ibra etmedim. Kendisine noter aracılığıyla yazılı olarak da, matematiği de koyarak ilettim. Bunun birinci nedeni Fulya Davası’ydı.

3 yönetime de kırgınım. Zaten birincisi Yıldırım Demirören dönemi, ikinci geçici bir dönemdi hadi o vs. kısa kaldı Yalçın Karadeniz, üçüncü onun altına kitap yapmam lazım… ama şuan yazmayacağım. (gülüyor) neticede Fikret Orman’a benim pozitif bir enerjim var. Bana göre kolay bir iş yapmıyor, hazır olmadığı bir dönemde insanlar onu Beşiktaş Başkanlığına itti. 3 gün kala hiç aklında yokken başkanlık koltuğuna arkadan ittiler ve o gün bugündür kendisi her şeyin nasıl gittiğine hakim değildir.

“Süleyman abinin görevi bırakmasıyla birlikte hep bir kaos ortamı, hep seçimden bir hafta önce grupların şekillendirdiği bir ortam var. Beşiktaş’ı yönetecek kişileri aramadılar, bazı gruplar bazı teşkilatlar sadece kendilerinin yönetebileceği insanları aradı ve dolayısıyla arkadan sürekli birilerini ittiler.

Dolayısıyla Fikret Orman dönemi de böyle bir dönemdi. Kırgınlığım ile ilgili söyleyeceğim çok şey var, günün birinde Fikret Orman’la baş başa kalırsak ikimiz arasında konuşulması gereken şey olarak düşünüyorum.”

2008’de mali kongreden sonra Süleyman Seba’nın evine uğramıştım. Orada ilk kez söyledim Süleyman abi, dava edeceğim Fulya’dan ötürü. Heyecanlandı oturduğu koltuktan kalktı varsa belgen varsa dava aç Hürser dedi. Dolayısıyla kendi başıma aldığım bir karardı ama, sonra Süleyman abiyle paylaştıktan sonra da ne kadar isabetli olduğunu gördüm. 10 yıl boyunca da bir adım geri atmadan gittim.

Daha Fazla Göster

Bir yanıt yazın

Başa dön tuşu