FutbolHaber

Önümüzdeki maçlara bakacağız

Aynı statta başka şeyler de izlemiştik biz. Güzel şeylerdi. Sporun ruhuna uygun şeyler…

Mesela Denizlispor karşılaşması! En azından tepede geçen şampiyonluk maçları kadar önemliydi bu maç. Çünkü iki takım da birbirlerinin rakibiydiler ve kazanan ligde kalmak için önemli bir engeli aşmış olacaktı. Tribünler ise tıpkı Bursaspor maçında olduğu gibi dopdoluydu. Bu saha ve seyirci avantajına rağmen, o gün kötü oynayan ve kaybeden taraf Diyarbakırspor oldu. Ve maç sonu yaşananlar, bu ülkenin spor tarihini yazanlar tarafından bir kenara not edildi. Edilmeliydi de…

Tüm Dİyarbakırspor tribünleri, kendilerini mağlup eden Denizlisporlu oyuncuları, elleri patlarcasına alkışlayarak gösteriyordu sporcuya ve emeğe olan saygısını. Hak edene hakkını teslim etmekten başka bir şey değildi bu davranış. Ya da belki de bükemediğin bileği öpmekti! Ama keşke hep böyle olsaydı, hep böyle uğurlansaydı Amed’e gelen misafirler…

Benzer hoşluklar İstanbul’da oynanan Beşiktaş karşılaşmasında da olmuş ve her iki kulübün taraftarları, hem maç öncesi hem de maç sonrası birbirlerine saygıda kusur etmemişlerdi.

Öyleyse Bursaspor maçında yaşananlar neyin nesiydi?

Tribünlerden yağmur gibi yağan taşlar, sahadaki sporcu, hakem ve basın mensuplarına geldikçe asıl zararı Diyarbakırspor ve Diyarbakırlıların göreceği bilinmiyor muydu? Biliniyordu elbette.

Kimse Diyarbakır Atatürk Stadyumu’ndaki saldırıların spontane geliştiğini söyleyerek tribündekileri aklamaya çalışmasın. Çünkü atılan her taş planlı bir eylemin parçasıydı. Tıpkı ligin ilk yarısında oynanan Bursaspor-Diyarbakırspor maçında yaşananlar gibi.

O gün futbolun tarlasına ekilenler ne yazık ki, Diyarbakır’da biçildi!
Daha önce yazmıştım. Diyarbakırspor. Süper Lig’e yükselirken egemenlerin etik olmayan destekleriyle bezenmişti. Suni bir yükseliş, hormonlu bir terfiiydi yani. Ve bunun karşılığı olarak da bölgesel dinamikler, mutlaka işin içine bulaşacaktı. Bulaştı da…

Amacım doğruyu yanlışı göstermek değil. Ancak Simon Kuper’e, dilimize pelesenk ettiği cümle için bir kez daha teşekkür etmek lazım diye düşünüyorum. Yaşanan olaylar sayesinde “futbolun asla sadece futbol olmadığını” bir kere daha fark etmiş olduk.

Suçlu kim diye bir soru sormak gerekir mi bilmiyorum ama şu bir gerçek ki; Bursaspor yönetimi ve taraftarları ilk maçın hatırına bir özür dilemek durumdaydılar. Ama mağrur milliyetçilikleri yüzünden bu insani tavrı gösteremediler.

Tabii tek suçlunun Bursa kanadı olduğunu söylemek fazlasıyla haksızlık olur. Diyarbakırspor yönetiminin ve Diyarbakır Emniyeti’nin beceriksiz yönetimlerini de hesaba katmak lazım. Stadın ağzına kadar taşla doldurulmasına seyirci kalanların payı da elbette herkes kadar vardır. (Taşların bir kısmı stadın betonları kırılarak atılmış.)

Sonuç: Hem Diyarbakırsporlulara hem de Bursasporlulara kocaman bir aferin! Durum şimdi 1-1 oldu. Önümüzdeki maçlara bakacağız…

Erkut Tekin

Daha Fazla Göster

Bir yanıt yazın

Başa dön tuşu