Takip edenler bilir, Almanya kökenli www.transfermarkt.de sitesi, sıkça bahsettiğim internet adreslerden biridir.
Eksik olmasınlar, onların sayesinde Turkcell Süper Ligi’nin marka değeri hakkında kesin bilgiler öğreniyoruz. Hatta bu bilgilerin birçoğunu, ligimizin patronu olan Türkiye Futbol Federasyonu’ndan bile öğrenme şansımız yok!
Sitenin ilgililerine bir teşekkür borcumuz var diye düşünüyorum. Zira bizimle ilgili bilgileri çok sık güncelledikleri için kaç paralık (!) olduğumuzu da anlıyoruz. Bu, haberin iyi kısmıydı. ?imdi kötü kısmına gelelim…
Bu sezonun başında www.transfermark.de sitesi, Turkcell Süper Ligi’nin marka değerini 727 milyon 875 bin avro olarak açıklamıştı. Futbolda yükselen değer olarak bakılan bir ülke için hiç de fena sayılmayacak bir paradır bu.
Ayrıca bu miktarın bizi kendi kıtamızdaki sıralamada 6.’lığa taşıdığını da söyleyelim hemen. Tabii, bir bilgiyi verirken eksik vermemek lazım. Bu 6.’lık asla küçümsenecek bir veri değil ancak burada bahsi geçen paraların kulüplerin ya da federasyonun kasasındaki sıcak paralar olmadığını ekleyelim. Bu rakamların hepsi olası bir bonservis değişiminde el değiştirecek olan para miktarıdır. Eğer örnek verecek olursak: Arda Turan, bugünün şartlarında 15 milyon avroluk bir bonservise sahipken, Galatasaray dilerse O’nu 12 milyon avro’ya da pek tabii satabilir. Ya da bu rakam, pazarlıklar sonucu 20 milyona çıkabilir.
Sezon başından günümüze geldiğimizde ise ilginç bir durumla karşılaşıyoruz. Normal şartlarda Avrupa ligleri, çok afaki olaylar yaşanmamışsa eğer marka değerlerinden herhangi bir kayıp yaşamaz. Hatta tam tersi, yükseliş olur. Zira altyapılardan gelen genç oyuncuların daha sonraki yıllarda değerleneceği gerçeği vardır. Ama diyelim ki işler kötü gitti ve yaşanan krizler neticesinde marka değerinde eksiye doğru bir oynama oldu. Bunun da oranı en fazla yüzde 2 ila 4 oranındadır ki; totalde ciddi meblağlara denk düşer.
Konunun bizi ilgilendiren kısmı da tam burası. Sezon başı 727 milyon 875 bin avro olarak açıklanan lig değerimiz, bugün itibariyle yaklaşık 61 milyon avro değer kaybederek 667 milyon 025 bin avroya düşmüş! Yani, yüzde 8,5’luk bir düşüş bu. Diğer bir deyişle, Kocaelispor gibi 4 tane takımın, Gençlerbirliği gibi 3 tane takımın ya da şampiyonluğa koşan Sivasspor gibi 2 tane takımın buhar olup uçması demek bu durum. Bunun sonucunda sıralamadaki yerimiz de doğal olarak bir basamak kayarak 7.’lik olmuş.
İnsan bu orana bakınca, “ne oldu, memlekette savaş mı çıktı?” diye sorası geliyor. Ama tabii ki bu sonuçlar aslında hiç de anormal değil. Zira futbolun bu ülkedeki evrimini incelediğimizde, Avrupa 6.’lığının şimdilik çok uzak olduğunu açıkça görebiliyoruz. Kişisel olarak da, zaten hak ettiğimizi filan düşünmüyorum. Sadece şişirilmiş rakamlarla işgal edilen bir yeri şimdi başka bir ülkeye bıraktık, hepsi bu!
Yine de bu düşüşü bir şeylere ilişkilendirmek gerekirse, takımlarınızın bu yıl Avrupa kupalarındaki başarısızlığı ve Milli Takım’ın İspanya yenilgileri sonrası gruptan çıkma şansının çok azalması gibi sebepleri gösterebiliriz. Ancak kanımca asıl sebep, Turkcell Süper Ligi’nin geçen senelere oranla daha kalitesiz ve daha kaotik bir lig haline gelmesidir.
Aksi takdirde, onca para harcadıktan sonra madara olan malum büyüklerin durumları nasıl açıklanabilir ki? Altyapı gerçeğinden ısrarla uzak duran, spor yöneticiliği kavramını sürekli bir kenara iten, kulüpleri kurumsallaşmadan şirketleştiren ve en önemlisi, sporu ve sporcuyu hayatın merkezine koyan sömürgeci anlayışın kendini geliştirmesi, zaten pek de gerçekçi olmazdı.
Bu noktadan yola çıkarak, bizleri salak yerine koyan Türkiye Futbol Federasyonu’ndan son bir talebim olacak. Bu ilkellik ve çirkinlik içinde yeni şampiyonumuzu bekliyorken, lütfen Premier League, La Liga ya da Bundesliga gibi liglerden yapılan maç yayınlarını durdurun. Özellikle de ?ampiyonlar Ligi maçlarını…
Bırakın, futbolun bizdeki gibi rezil bir şey olduğunu sanalım. En azından bu sezonluk…
