Galatasaray eski başkanı Faruk Süren Radyospor’a konuştu. Son günlerdeki kredi meselesini değerlendiren Süren, “AIG’yle yaptığımız ortaklığı bozdular ve kendi başlarına göre hareket ettiler. Mali düzensizliğin kaynağı budur.” dedi.
Galatasaray gündemini meşgul eden AIG konusunda uzun süreler eleştirildiğinin hatırlatılması üzerine Süren, “Çok haksız yere eleştirildik. Hala da haksız yere eleştiriliyoruz. Hala da anlamadılar demektir. O da beni üzüyor.” dedi.
Bugün başka bir şey yapılamadığından hala o konuyla meşgul olunduğunu vurgulayan Süren, “2002 ile 2008 arasında yapılan yanlış uygulamaların faturası ağır oldu. Bunları düzeltmek için çaba göstereceklerine, herkes bir AIG tutturdu. Bütün bunların AIG’den kaynaklandığını söylediler ve böyle bir ortam yaratmaya çalışıyorlar. Son derece yanlış çünkü AIG’den alınan paray ve onunla birlikte devredilen borç miktarı ortada. Bugün başka bir hadise var. Büyük çığlıklarla kovulan AIG’den sonra halka açık sportif A.Ş istismar edildi iğfal edildi. Futbol A.Ş’nin ve kulübün Sportif A.Ş’ye 150 milyon YTL’yi aşan bir borcu var. Bunun bırakın mevzuat itibariyle aksaklıklarını etik olarak da yanlış, işletmeci açısından da yanlış. Çünkü bunun faizini dahi ödeyemiyor. Değil faizi, sportif A.Ş’nin oraya fatura ettiği faizin KDV’sini ödeyemiyor. Bu çarpık ortam 2002’yle 2008 arasında oluşmuştur. Kimse bunu söylemiyor. Herkes bunun AIG zamanında oluştuğunu söylüyor. AIG olsaydı biz şimdi mali disipline de girmiş olacaktık. Yabancı ortağınıza halka açık şirketi halka kapalı, hakim ortağı Galatasaray spor kulübü olan bir şirket, istismar etmiştir ve bütün parasını çekmiştir. Şimdi bunu kapatmak için böyle bir şey yapılması gerekiyor. Siz adamın parasını alıp yemek istiyorsunuz. Adam tabiki gidecek.” şeklinde konuştu.
“AIG’i işlerine karıştırmak istemediklerini söylediler.” diye devam eden Süren, “Sonraki uygulamarla borç batağı içine girdiler. AIG olsaydı katiyen bu durum olmazdı. Onların sayesinde çok daha iyi bir mali yapımız olurdu.” İfadelerini kullandı.
ABD’deki krizde büyük AIG’in devlet tarafından kurtarıldığını vurgulayan Galatasaray eski başkanı, “Ben sekiz sene önceden bahsediyorum. Şimdi AIG batma aşamasına geldi ancak,
Amerikan hükümeti tarafından batmasına müsade edilmedi. Biz ABD hükümeti tarafından batmasına izin verilmeyen büyüklükteki bir şirketle ortaklık yaptık. Yani gayri safi milli hasılası 14 trilyon dolar olan bir ülkenin hükümeti o müesseseyi batamayacak kadar önemli bulduğu için kurtardı. Onların uygulamaları dolayısıyla Galatasaray’ın borç batağına girmesi mümkün mü? Sonunda da onlardan kurtulduktan sonra gidiyor elimizi uzatıp sportif A.Ş’nin kasasından para alıyoruz. Bugün itibariyle de 150 küsur milyon YTL kadar bir konsolide borcumuz oluyor ve bunu nasıl ödeyeceğiz diye düşünüyoruz. Dolayısıyla bundan tek çare futbol A.ş’yle Sportif A.Ş’nin birleşmesidir diyoruz. Bunun için de para lazım. En az 70-80 milyon dolar. Onu nerden bulacağız. İşte Goldman Sacks finansman mühendisliği yapsın. Kendi biraz para koysun. Gitsin bankalardan da para bulsun. Bize versin biz bunu kapatalım. Şimdi böyle bir duruma geldik. Dolayısıyla bu artık kaçınılmaz bir hale geldi. Ama başka çözümler bulunabilir. Ama bunu tabi halka açık bir şirket olduğu için hem sermaye piyasası kanununun çerçevsi içinde hem kurumsal ortakları da bulunan halktaki ortaklara izah ederek, onlara izah ederek onların da görüşü alınarak başka çözümler bulunabilir. Sermaye artırma yollarıyla karşılıklı hissedar olmak yollarıyla da çözüm bulunabilir. Ama bunu tabi ben yaptım oldu eski kafayla, yani AIG’yi kovup da kasasından paraları alma zihniyetiyle hareket etmemek lazım. Ortaklarla anlaşarak, onları ikna ederek. Yani yüzde 64 hissesi bende diye hakimiyet kurarak değil, küçük ortakların da görüşlerini alarak bu yapılabilir.
Mevcut banka kredilerini ki tekrar ediyorum, biz devrederken 13 milyondu bunun yarısı nakdi, yarısı gayri nakdiydi, şimdi 60 küsur milyon dolara geldi. Bu kredilerin vadeleri belki kısadır. Goldman Sacks’tan daha uzun vadeli kredi alınıp diğerleri kapatılabilir.” Şeklinde konuştu.
