Gündem

Haliç Üniversitesi BESYO’da neler oluyor? Müslüm Gülhan yazdı

Haliç Üniversitesi’nin özellikle futboldaki Avrupa şampiyonluklarıyla ünlü Beden Eğitimi ve Spor Yüksekokulu’nun eski müdürü ve NationalTurk yorumcusu Müslüm Gülhan’ın BESYO ile ilgili olarak yaptığı açıklama;

Sevgili Haliç Üniversitesi çalışma arkadaşlarım.
Cevap Hakkı:
Öncelikle böyle bir yazı yazdığımdan dolayı çok üzgün olduğumu belirtmek isterim.

Müslüm Gülhan28 Şubat 2015 tarihinde TSYD tesislerindeki Haliç Üniversitesinin tüm öğretim elemanı arkadaşlarımın katıldığı kahvaltı esnasında, benim orada olmamama rağmen, şu andaki yönetici Mehmet Mansur Topçuoğlu’nun benimle ilgi çoğu yanlış olan konularda konuşma yapmış olduğunu öğrendim.

Taktir edersiniz ki her onurlu insan kendini korumak ve cevap hakkı olan demokratik hakkını kullanır.
Öncelikle 13 sene çalışmaktan gurur duyduğum Haliç Üniversitesine katkılarımı ve aldığım risklerle kazandırdıklarımı anlatmaya gerek duymuyorum.

Çünkü Haliç Üniversitesinin gelişmesi bakımından, o günkü koşullarda herkes kendi pozisyonunun içinde risk almak zorundaydı.

Algı manipülasyonuna dayalı bu konuşmanın cevabını son derece açık olarak vereceğim.

Sayın Gündüz Gedikoğlu BESYO kurma görevini bana vererek güvenini ortaya koymuştur.

2008’de 3 arkadaşımla kurduğumuz BESYO, 2014 yılına kadar yüzde doksan-yüzde yüz doluluk oranı ile öğrenci arkadaşlar tarafından olumlu tepki almıştır.

Hiçbir tesisimiz olmadan kurduğumuz BESYO, hala kiralık tesisilerde eğitim hizmeti vermeyi sürdürmektedir.
Şu anda 900 ile 1000 öğrenci arkadaşımızın eğitim gördüğü BESYO’nun geldiği konum tartışılmayacak kadar açıktır. Türkiye de ilk kurulan Vakıf Üniversitesi bölümü olan Haliç Üniversitesi BESYO, kamuoyunda olumlu bakış açısına sahipti.

Sayın Gündüz Gedikoğlu, sayın rektörlerimiz ve genel sekreterlik fiyat belirleme konusunda bizlerin görüşlerini almadan fiyat politikalarını belirlemezlerdi. Çünkü bizim öğrenci profilini ve aile yapısını çok iyi bildiğimizden, maliyet analizini doğru yapacağımızdan eminlerdi.

Fakat iki senedir yeni gelen yönetim tüm fiyat politikalarını kendileri belirlemektedir. Sanırım daha önce hiç deneyimlerinin olmadığı halde kurumsal yapıda görev yapmalarına rağmen!

Göreve geldiklerinde 11 500 TL olan ücret, 2013’de 15 500 TL ye, 2014’de ise 18 500 TL ye çıkartılmıştır. Ülkede enflasyonun % 7 ile 9 arasında olmasına rağmen % 30 zam yapmak hem ülke ekonomisine, hem de öğrenci ekonomisine zarar verecek boyuttadır.

Yapılan bu artışlardan duyduğum kaygıları Mehmet Mansur beye açıkladığımda; bana “ Gerekirse dolmasın…” ve “Boş kalsın…” diyerek anlamlı veya anlamsız (!) açıklama yapmıştır.

Sorumluluk kendisine aittir.

Yetkimiz olmayan konuda bize sorumluk yüklemek doğru değildir.
Üniversite sadece işletme kurumu değildir. İşletme unsurundan önce gelen faktörler var ki bunlar olmazsa olmazlardır.
Birincisi “insan” yani sevgili öğrenci arkadaşlarımız.
İkincisi “eğitim”.
Üçüncüsü ise mali politikalardır.

Eğer mali politikalar öncelik verilirse;” insan” ve “eğitim” gözden kaçırılır ki; telafisi mümkün olmayan açıklar verilir.
Biz çalışanların inancı; ahlaki erdemlerimizdir, bunlardan taviz vermeyerek Haliç Üniversitesini bu günlere getirmeyi başardık.

Benim gibi bu süreçte “emek” odaklı çalışıp fakat bugün mağdur olan arkadaşlarımın, karşılaştıkları koşulları her zaman tartışılacaktır.

Sanırım Mehmet Mansur bey, çalışma arkadaşlarımla beraber 13 senede 300 öğrenciden 6500 öğrenciye getirdiğimiz süreçten habersiz.

Ama maalesef iki senedir kontenjan aynı sayıdadır.

Beraber çalıştığım arkadaşlarım ile ayrılsak da vicdanı rahat olarak görev yapmanın huzurundayız.

Her zaman hakkımızı arayacağımızı ve şahsıma yapılan hukuk dışı beyanlara yine hukuk içinde cevap vereceğimi belirtmek isterim.

Saygılarımla.

Müslüm Gülhan

Daha Fazla Göster

Bir yanıt yazın

Başa dön tuşu