GündemSon Dakika

Müslüm Gülhan yazdı: Politik Galibiyet

NationalTurk yorumcusu Müslüm Gülhan’ın, Türkiye-Hollanda maçıyla ilgili olarak kaleme aldığı ‘Politik Galibiyet’ başlıklı yazısı;

O meşhur İsviçre maçlarını kimsenin unutmadığını sanıyorum?

Hani ilk maçta 1-0 mağlupken, son dakikalara doğru Hoca Bey bir oyuncu değişikliği yaparak 6 futbolcunun yerini değiştirmiş ve durum 2-0 mağlubiyete gitmişti.

Halbuki 1-0 mağlubiyet deplasmanda iyi skordur; çift maçlı eşleşmeler için…

Zaten ne olduysa ikinci maçta oldu;

Oradaki en önemli kısım Hoca Bey’in soyunma odasındaki konuşmasıdır:

“Beyler bu vatan atalarımızın kanı sayesinde kurulmuştur, bayrağımızın rengi onların kanının rengidir…” diyerek; gaz yüklemesi ile oyuncuları sahaya yollamıştı.

Gene hatırlarsınız; Alpay’ın ulusal marş esnasındaki bağırmasını ve o gazla 20. saniyede farkında olmayarak yaptığı penaltıyı…

Tabi ki sonuç belliydi.

Şimdi Hollanda maçına gelirsek:

Durum biraz farklı tabi; öncelikle, bugünkü koşullarda futbol siyasetin emrinde olup algı manipülasyonu için uygulama alanı haline gelmiştir.

Tüm kurumlar ve bu kurumların başında olan ve çalışan kişiler bu sürecin uygulayıcısı pozisyonunda olup, araçsallaştırılmış kişi modeli konumundadırlar.

Zaten bu yüzden oradadırlar.

İsviçre maçları esnasındaki futbol konum olarak siyaseti kullanan ve siyasete yön verecek konuma sahipti.

Futbolun içindeki, kişiler siyasetten nemalanırlar.

Şimdi ise siyaset futboldan nemalanıyor.

Pazar günü bilineceği üzere kara bir gündü.

Yabancı kaynaklara göre öğlen 12.00-13.00 arasında, bazı kaynaklara göre 15.00 sularında başlayan çatışmalarda 16 asker şehit olmuştu.

Maç 19.00’da başladığına göre; olup bitenden devletin üst düzey erkanının haberi olmaması mümkün değildi.

Bunlardan biri de Başbakan?

Bizim için acı olan ve siyaset için kriz olan bu durumu iyi yönetmeleri gerekirdi.

Tanrının bir lütfu olan futbol gene imdada yetişti…

Siyasetin algı yönlendirme alanı olan futbolda; Hollanda’dan alınacak galibiyet, onlar için krizi, bizim için acıyı yönlendirme aracı olarak kullanılacak bir pozisyona sahipti.

Hoca Efendi’nin soyunma odasındaki konuşmasının içeriğini üç aşağı-beş yukarı tahmin edebiliyorum.

Çünkü konumu ve beklentiler galibiyeti kazanmaya mecbur kılıyordu.

Çatışma sürecinden haber verilmemesi ve maçtan sonra gıdım gıdım haberler verilerek sürecin ertelenmesi ancak siyasi bir manevradır.

Ve ertesi günkü karşı tarafın taksisi gibi çalışan birtakım gazetelerdeki başlıklarda; maç skoru birinci haber, çatışma ile ilgi haber ikinci haber verilmesi bu stratejinin en iyi kanıtıdır.

Toplumsal manipülasyon istenilen seviyeye geldiğinde, yapılan açıklamalar artık vatan, millet Sakarya etkisiyle yönlendirme politikasına girmişti.

Şiddet bunun en kuvvetli aygıtıdır.

Öldürmeler, yakmalar, yıkmalar, basmalar, bağırmalar, küfürler ve ayrıştırmak…

Maç sonunda devlet erkanı açıklama yapmazken, Hoca Bey’in galibiyeti şehitlere adaması da başka bir çelişkiydi!

Tamam, futbol sadece futbol değil de; bu kadar da değil?

Hollanda galibiyeti çok önemli, ama arkadaki dayanağı da önemli, çünkü dayanaklar futbolun dışında ise futbol kaybeder.

Yok, futbolun içindeyse o zaman da siyaset kaybeder.

Her türlüsünde biz kaybediyoruz zaten, o da başka…

O pırı pırıl gençlerin şehitliğine ve buzdolabında saklanan Cemile’nin cesedine! Futbol maalesef nedense bunları kurtarmaya yetmiyor.

Bu ülkenin ıstırap ve yoksulluk katmanını oluşturan garip insanlara, o çileli anne babalara…

Her şey siyasetin karşılığı olacaksa, bizim durumumuzda bu tarafın taksisi oluyor haliyle…

Neyse önümüzdeki maçlara bakalım!

Futbolun sadece futbol olarak oynanacağı maçlara bakalım!

Ve kimsenin ölmediği zaman dilimindeki maçlara, barış içindeki oynanacak maçlara…

Belki o zaman teknik, taktik konuşuruz.

Müslüm Gülhan / NationalTurk

Daha Fazla Göster

Bir yanıt yazın

Başa dön tuşu