Türkiye Spor Yazarları Derneği (TSYD) tarafından bu yıl 48.’si düzenlenen Sporun Zirvesi Semineri’nde konuşan Mustafa Denizli, futbolda denizin bittiğini söyledi.
Tecrübeli teknik adam, sezonun ilk yarısında 3-5 maçın dışında umut veren müsabakalar olmadığını, Süper Lig’in dışında kalan liglerin de umut vermediğini belirterek, Almanya ve Avusturya’dan beslenmeleri gerektiğini ifade etti. Antalya’da Club Hotel Sera’da başlayan, TSYD Genel Sekreteri Ahmet Çakır’ın yönettiği oturumda konuşan teknik direktör Mustafa Denizli, Türk futbolunun son 20 yıl içerisinde önemli başarılar elde ettiğini, ancak şu anda bundan geri dönüş mü var endişesinin başladığını belirtti.
Futbolda bu yıl itibariyle dolu dolu 45 yılı geride bıraktığını anlatan Mustafa Denizli, geçmişti imkansızlıklarını, acıların, üzüntülerin çok olduğu dönemi yaşadıklarını kaydetti. Futbolun ülke genelinde çok sevilmesine rağmen bugünkü gibi tesislerin olmadığına vurgu yaptı. Türkiye’nin 60 yıldır çok ciddi bir değişim içerisinde olduğunu belirten Mustafa Denizli, “Bu değişime bizim o kadar hızlı ayak uydurabildiğimize ‘evet’ demek zor. Futbolun büyük bir değişim ile gelişim içerisinde olduğunu, bunun yanında izlenme oranının düştüğünü mutlaka söylemeliyim” dedi.
Mustafa Denizli, şu anda Türk sporundaki içinde bulunduğu en önemli iki temel sorunun, futbolda yaşanan gelişime rağmen, izleme oranlarındaki ters düşüş olduğunun altını çizdi. Türkiye’deki yarışmanın İstanbul ile Trabzon’un dışında Anadolu’ya yönelik olduğunu anlatan Mustafa Denizli şöyle devam etti; Bu sahil kentlerinin futbola ilgisini gösteren ilginç istatistik olarak değerlendirilebilir.
Türk futbolunun son 20 yılda iyi noktaya geldiğini söyleyebileceğini ifade eden Mustafa Denizli, “Ama şu yıllar itibariyle de devam etmediğini söyleyebiliriz. Türk futbolu saha içerisindeki konuların dışında ilerleme dönemini yaşıyor. Şiddet konusunda ilerleme yaşayamadı ama son 20 yıl içerisinde futbol içerisinde küçüklü büyüklü ilerlemenin de bu yıllarda yaşandığını söyleyebiliriz. Şimdi hepimizin endişesi bu 20 yıldan geriye dönüş mü başladı” diye konuştu.
Türkiye’de bir çok şey değişiyor ama gelişip ileriye gittiğini söylemenin mümkün olmadığını da belirten Mustafa Denizli, ”Burada eğitim yönünden eksiklik var. Spor ile eğitimi birlikte götüremiyoruz. Biz hem spor yapmayı hem de okumayı birlikte yapabiliyorduk” dedi. ‘Konuşmanın değil düşünmenin suç olduğu bir dönemde İngiltere’ye yenmeye gidiyoruz diyen bir genç teknik adamın söylediğini algılamak kolay değildi’ diyen Mustafa Denizli, şöyle devam etti;
İngiltere’ye gidiyoruz, yeneceğiz diyoruz. Bir farklı yenilgi, beraberlik büyük sükse olacak belki İstanbul’a geldiğimizde ayaklarımız yere değmeyecekti. O zaman Türkiye’nin gruptan çıkması için İngiltere’yi yenmesi gerekirdi. Biz İngiltere’yi yeneceğiz dediğimizde ne söylemek istediğimi anlayan yoktu ya da azdı. Ben o gün bu çıkışları yapmasaydım bugün sizin aranızda olmazdım. Bir çok teknik adam gibi nokta olarak kaybolur giderdim.
Biz detaycılığa çok önem veriyoruz. Salona girdim herkes kravatlı sanki meclis toplantısında gibiydim. Ben kravat takıp maça çıktığım için köşelerden eleştirildim. Biz 8-0 kaybettik, havaalanında yeneceğiz diyen bir teknik adam olarak 8 yemişin ama insanların yüzü umutla gülüyordu. Bu detaydır. Aynen kravat takmak gibi. Ben sizin karşınıza nasıl kravatla çıkacağımı düşünmedim. Ben bunu kulüp takımlarında da gördüm. Kocaeli’ye gittiğimde de yaşadım. 7-1 kaybetiğimiz bir maçtan sonra Kocaeli’de eleştirildim. 2-1 olsa eleştirir miydin dedik hayır dedi. Mantık, farklı yenilmemeye gitmek, yenmeye gitmezsen farklı yenilgiler devam eder. Biz daha sonra bunu Kocaelispor’da gösterdik.
Avrupa’ya milli takım ya da kulüp takımı olarak giderken neler yapmamız gerekeni söyledik, neler yapacağımızı değil. Ben oyuncu olarak kampta maç günü sabah hocamı görmek, yüzünden o maçla ilgili düşüncesini görmek istedim. Bunu herkes yaptı. Biz onun için futbolcularımıza o günkü maçla ilgili inançlı, ciddi olduğumuzu göstermeye, kamuoyuna da aynı elektriği vermeye çalıştık. İngiltere’yi yenmeye gidiyoruz cümlesi insanların geleceğe dönük düşünce değişimi yaşamasına neden oldu.
Mustafa Denizli; Tüm olumsuzluklara rağmen önemli değişim yaşandı
Teknik direktör Mustafa Denizli, Türkiye’de, yaşanan bütün olumsuzluklara rağmen olağanüstü değişimler de yaşadığını belirterek, önce futbolcu ardından da teknik adam olarak Galatasaray’da değişimi yaşadığını söyledi. Florya’nın 1985 yılında çimlendiğini, o zaman Türkiye’de ilk çimlenen tesislerden birinin Florya olduğunu belirten Teknik direktör Mustafa Denizli, ”Bu da değişerek gelişmenin oluşumunu gördük. 1987 yılında oynadığımız 2 İngiltere maçı 8-0 ve 5-0 kayıpları yaşadım.
Altay, Avrupa Kupası maçında 1979 yılında Doğu Alman takımına deplasmanda 5-1 kaybetti. Ben o zaman arkadaşlarıma bu takımı eleyebileceğimizi söyledim. Buna bazıları inanmadı. İlk yarı 3-0 bitti. Stadın takım üzerindeki etkisini orada gördüm. Maçı 4-1 kazandık, elendik ama neler yapabileceğimizi de gösterdik” diye konuştu.
Futbolda değişim olduğunu ama spor medyasının daha çok değiştiğini de belirten teknik direktör Mustafa Denizli, ”Güçlü, gündem değiştiren spor medyası var. 1990 yılından sonra spor medyasında olumlu yönde de büyük değişim oldu. 1996 yılında ilk Avrupa Şampiyonası finallerine gidilmesi, 2000 yılında Avrupa Şampiyonası’nda çeyrek final, 2002 yılında Dünya Kupası’nda 3. olmak, 2000 yılında Galatasaray’ın aldığı UEFA Kupası bu gelişmeler çok önemli” dedi.
Teknik direktör Mustafa Denizli; Burada deniz bitti, Avrupa’ya bakmalıyız
1950-1990 arasının kara dönem olduğunu da belirten teknik direktör Mustafa Denizli, ”1990’dan sonra yaşanan 15-18 yıl arasında çok önemli çıkış yaşandı. Şampiyon Kulüpler Kupası yarı finali, Avrupa ile dünya kupalarında çeyrek final ile üçüncülük, UEFA Kupası’nın alınması. Bu nereden nereye geldiğimizi göstermesi açısından siyahla beyaz gibi farklı. Nereye gidiyoruz. Burada sanki deniz bitti gibi bir sıkıntı var.
Yurt içinden bu dönüşümü yapamayız. Almanya, Avusturya, Belçika’dan bunu başarabiliriz. İkinci Lig, Bank Asya 1. Lig’e de bakınca bunun mümkün olmadığını görebiliyoruz. 2010-2011 sezonun ilk yarısında 3-4 maçın dışında ülke futbolu adına umut verecek bir ilk yarı göremedik. Umarım sezonun ikinci yarısında umut verecek maçlar görürüz” diye konuştu.
Mustafa Denizli; Halı gibi sahalarda iyi oyuncu yetişmez
Teknik Direktör Mustafa Denizli, soru-cevap bölümünde ise, teknik direktörlüğü ne zaman bırakacağı, kulüplerin altyapısıyla ilgili çalışmaları ve tekrar Beşiktaş’a dönüp dönmeyeceğiyle ilgili bir soruya ise şöyle cevap verdi; Teknik adamlığın yaş sınırı kişi ile algılamaya göre değişebilir. 45 yaşında bırakan da 80 yaşında yapmak isteyen de vardır. Bireysel tercihtir, belli saplantım yok, ama görev yaparsam maksimim 3 yıl yaparım.
Teknik adamın fizik olarak da daha sağlıklı takımın yanında olmasından yanayım. Altyapı algılaması Türkiye’de çok farklı algılanıyor. Teknik adamın görevi de değildir. Yarışmacı halini bırakıp eğitim alanıyla ilgilenmez. Bu sorun kulüp sorunudur. Teknik adamdan böyle görev beklemek doğru olmaz. Ben Beşiktaş’ta görev yapıyorsam altyapısından da sorumlu değilim. Gider izlerim, değerlendiririm. Eğitimcinin eğitimi çok önemli. Futbolcu aut atışından ofsayt olmadığını bilmiyorsa, sahanın, çizgilerin, kale direklerinin ölçüsünü bilmiyorsa burada eksiklik vardır.
Güncellik ile yarışmacılığı bırakmak teknik adamın işi değildir. Altyapıda çalışacaksam, yarışmacı kimliğimi bırakmam lazım. Onları yapmam için, altyapıyı eğitmem için yarışmacı olarak aldığım paranın iki katını almam lazım. Ben Beşiktaş’ın teknik adamı olarak iki kötü sonuç alsam, ardından da size altyapı ile ilgilendim, 3-4 saatimi onlara ayırdım desem, beni kim destekler. Futbolda altyapı diye tesisler yaptık. Halı gibi sahalar yapıldı, ama buradan çok yetenekli oyuncu çıkmaz.
Sokakta, çamur sahada, sokak arasında dikkati geliştirecek. Arabaya, bisiklete çarpmamak, komşunun camını kırmamak için dikkatini geliştirecek, daha sonra da sahalarda hünerini gösterecek. Avrupa ile dünya sokak futbolunu irdeliyor biz oradan uzaklaşıyoruz.” Mustafa Denizli, teknik adam olarak hiç menejerle çalışmadığını, menejer-teknik adam ilişkisinin yanlış olduğunu, Futbol Federasyonu’nun bu konuda çalışma yaptığını söyledi.