FutbolGündemRöportajlarTransfer

40 Milyon Dolar Çocuklarımın parası !

Vatan Gazetesi’nden Senem Altan’ın Beşiktaş Başkanı Yıldırım Demirören ile gerçekleştirdiği röportaj.

“Üzülmez ile Toraman öyle bir kavga etmişler ki, ayırmaya çalışanlar daha büyük hasar almışlar açıkçası…”

“Aydın-Batuhan kavga etse, iki tokat atarsın ama iki koca kaptana ne yaparsın ki? Bu, görülmüş bir şey değil.”

“Eşim ve çocuklarım bile bana her gün ‘Affet’ diyor. Yıldırım olarak affetmek kolay ama başkan olarak zor.”

“İki İbrahim de gelip özür diledi. Bu nedenle Ertuğrul Hoca’yı yönetime çağırıp affı son kez değerlendireceğiz.”

Beşiktaş’ın bu yaz gündeme oturan olayı iki kaptan İbrahim Üzülmez ile Toraman’ın kampta ettikleri kavga oldu.. Deniyor ki, iki futbolcu 15 dakika boyunca kavga etmiş ve kimse ayıramamış.. Siz mutlaka bu konuda derin bir araştırma yapmışsınızdır.. O gece ne olmuş kampta? İki tecrübeli futbolcu, sadece bir terlik yüzünden mi böylesine ölesiye kavga etmişler?

“Bir kere o meseleyle ilgili çok yanlış şeyler yazıldı. Ben size anlatayım:

Mesele terlik meselesi değil, belli ki altında başka şeyler var. Ateşin başladığı yer terlik olabilir ama nedeninin bir önemi yok ki iki kaptan yemekhanede diğer futbolcuların önünde kavga ediyor. Bu çok yanlış bir şey. İki kaptan nasıl kavga edebilir? Yemekhanede iki futbolcunun kavga etmesi duyulmuş şey değil, bu da bize denk geldi. Futbol tarihinde yoktur böyle bir acayiplik.. Ayrıca 15 dakika süren kavga olabilir mi? Biri birini 15 dakika dövse hastanelik eder. İtişip kakışmışlar belli ki. Ama dövüşen iki futbolcuyu ayıramazsınız, onların kuvvetine kim yetişebilir? Zaten ayırmaya çalışanlar daha çok hasar almış o kavgadan.”

Kavganın haberini siz ne zaman aldınız? Sinan Engin size sorarak mı 2 futbolcuyu kamptan gönderdi.. Veya sizin olaydan bu karar alındıktan sonra mı haberiniz oldu?

“Kavga sırasında ne hoca ne Sinan ne de genel sekreterimiz orada. ‘Olayı engellemede yetersiz kaldılar’ gibi laflar dolaşıyor. Kavgayı bizzat görmüyor ki kimse. Sonra Sinan Engin ve genel sekreter Kenan Öner beni aradı, ‘Biraz bekleyin’ dedim. Ama akşama doğru ikinci kavga yaşanınca, hiç tereddüt etmeden ‘Derhal kamptan gönderin’ dedim.”

İbrahim Toraman, işyerinize gelip sizinle bir görüşme yaptı.. Ne konuştunuz? Siz kalben Toraman’ı affettiniz mi?

“Bana Yıldırım Demirören olarak affetmek kolay. Karım, çocuklarım bile bana her dakika ‘Affet’ diyor ama Beşiktaş’ın bundan zarar görmemesi lazım. İki İbrahim de gelip benden özür diledi. Ama Toraman basın toplantısı da yapıp ayrıca özür diledi, ‘Kalmak istiyorum’ dedi. Özür, konunun tekrar yönetime getirilip görüşülme, tartışılma sebebi. Görüşeceğiz. Orda pozitif bir karar çıkarsa, neden olmasın? Sonuçta İbrahim Toraman her takımda oynayacak bir futbolcu. Keza Üzülmez de.”

İbrahim Üzülmez’in durumu daha da karışık gözüküyor.. Onunla da başbaşa görüştünüz mü? O size neler söyledi? Kavgayı nasıl açıklıyorlar?

“O da özür diledi ama benden diledi, camiadan değil.. Kamuoyuna çıkıp bir an önce özür dilese iyi eder. İbrahim Üzülmez’e jübile teklif ettim. Düşünecek. Kendisi ‘Bir sene daha oynarım’ dedi ama iyi düşünmesi lazım. Zaten iki oyuncuyu da satılığa çıkardık ama kulüpten kovmadık. İdmana çıktılar, takımdan rutin maaşlarını alıyorlar, bizim oyuncularımız hâlâ. Hiçbir yerden kendilerine transfer teklifi de gelmedi. Gelmesini de beklemiyordum açıkçası. Kampta kavga etmiş iki oyuncuya ne teklifi gelir ki?”

İki futbolcu da affedilmek istiyor, anladığım kadarıyla da affedeceksiniz.. Ancak teknik direktör Ertuğrul Sağlam bu karara karşı çıkıyor sanırım..

“İki kaptanı birbiriyle kavga etmiş, İstanbul’a döndükten sonra acaip açıklamalar yapmış, haklı olarak çok kızar tabii. Ama futbolcuları affetme kararını teknik direktörüme sormadan almam. Hatta cuma günkü yönetim kurulu toplantısına Ertuğrul Hoca’yı da çağıracağım. Kamp raporlarına bakarken bunu da konuşmak niyetindeyim. Yeni kaptanları da çok doğru ve hızlı belirledik. İyi bir karar verdiğimizi düşünüyorum Delgado ve Nobre hakkında.”

Siz başkan olarak af için ne oy kullanacaksınız? Bu konuda yapılan yönetim toplantısında 16 üyeden 14’ünün ‘2 futbolcu da affedilmesin’ kararı verdiğini duydum..

“O oylamada ben yoktum. Ama içim olmasa da başkanlık mevkim yöneticilerime hak veriyor. Kenan Öner’le benim saha kenarında kavga etmeme benziyor bu. Ama özür önemli, konuyu tekrar değerlendireceğiz.”

İkisi birden affedilecekse, bütün hazırlık kampını takımdan ayrı geçirmelerinin kendilerine ve takıma faydası oldu mu?

“Diğerleri kadar idman yemediler tabii ama Ümraniye’de altyapı hocalarının gözetiminde antremanlara çıkıyorlar. Hem de beraber idman yapıyorlar. İkisi de pişman. Yanlış yaptıklarını biliyorlar. Keşkeyle de olmuyor bu işler. Yaşları da küçük değil ki… Aydın’la Batuhan olsa iki tokat atarsın ama iki koca kaptana ne yapacaksın ki? Şu an bize düşen de diledikleri özrü değerlendirmektir.”

Fatih Tekke ile hiç ilgilenmedik!

Bobo’ya sürekli transfer teklifleri geliyor.. Onu satıp Fatih Tekke alacağınız doğru mu?

“Hayır, Bobo’yu kesinlikle satmıyoruz. Para için bunu yapmayız. Rusya’dan teklif geldiği doğru ama yine de satmadık. Tekliflerin hiçbirini kabul de etmeyeceğiz. Doğru yazılmıyor hiçbir şey. Ayrıca onun yerine transfer edeceğimiz söylenen Fatih Tekke’yi severim ama hiç ilgilenmediğim bir oyuncu. Taraftarımızın kafası karışmasın.”

CEMAL ŞİMDİDEN FUTBOLA AŞIK

Yıldırım-Revna Demirören çiftinin 15 aylık oğlu Cemal, yürümeye başlar başlamaz futbol topundan ayrılmaz olmuş. Röportaj sırasında da futbol topunu eline alıp oynamaya başladı.

AİLESİYLE İLK KEZ POZ VERDİ

Başkan Demirören, Sanem Altan’ı Anadoluhisarı’ndaki evlerinde konuk etti.. Zarif eşi Revna Hanım, büyük oğlu Erdoğan, kızı Yelda ve 15 aylık oğlu Cemal’le birlikte ilk kez objektif karşısına geçti.. Ailesiyle toplu fotoğraf çektirme fırsatı bulamadığını belirten Başkan, “Bu fotoğrafı sizden istiyorum. Çerçeveletip duvarımıza asarız” dedi.

’40 milyon doları geri alırım’
“Beşiktaş’a verdiğim paranın faizi bile yılda 10 milyon dolar eder. Kulübü bu yükten kurtardım. Zamanı gelince de geri alırım. Çünkü bu, benim çocuklarımın parası.”

5 yıl boyunca cebinizden Beşiktaş’a aktardığınız kaynağın 40 milyon dolar olduğu her fırsatta söyleniyor. Böyle bir fedakarlığı niye yapıyorsunuz?

“40 milyon dolar verdiğim doğru.. Niye bunu yaptığımın mantıklı tek açıklaması var, o da Beşiktaşlılık, başka bir şey değil.. Biz Beşiktaş’ı daha güzel bir ortama taşımak için böyle şeyler yapıyoruz.. Yönetimin, taraftarın, futbolcunun gece mutlu yatıp, sabah mutlu kalktığı bir ortam yaratmak istiyoruz. Ama iş böyle yürümüyor ki.. 15 günde bir başkan adayı çıkarıyorlar ortaya.. Tabii çıkacak, herkes çıkabilir.. Beşiktaş Başkanlığı istenecek bir mertebe.. Ama bu denemeler seçim dönemlerinde yapılır.. Hep suni bir kaos ortamı yaratılıyor.. Kaos da yönetim kuruluna değil camiaya zarar veriyor.. Sonuçta yönetimler geçici.. Medyada da herkes kafasına göre birşeyler yazıyor.. Sporla yatıp sporla kalkan bizim gibi insanları bile gazete okumaz hale getirdiler artık.. Bazı muhabirler benim ağzımdan benim aklımın ucundan bile geçmeyen şeyleri yazıyorlar.. O zaman da medyaya inanç kalmıyor haliyle.”

40 milyon dolarlık alacağınızı potansiyel adaylara karşı koz olarak kullandığınız da öne sürülüyor.. Gerçekten böyle mi? Başkanlığı bırakmaya karar verdiğiniz gün hangi şartlarda paranızı geri alacaksınız?

“Beşiktaş o kadar büyük ki, hiçbir zaman başkansız kalmaz. Ben Beşiktaş’ın ihtiyacı olduğu için bu parayı verdim. Hiçbir zaman ‘Para vereyim de başkan olayım’ diye elimi cebime atmadım. Karşıma çıkacak potansiyel adaylar da yine Beşiktaş’ın ihtiyacı olduğu için bu parayı verecekler. 40 milyon doların faizini hesaplarsanız, Beşiktaş’a senede 10 milyon dolar para kazandırdığım ortaya çıkar.. Kulübü o faiz yükünden kurtardım.. Ben kulüpten hiç faiz almadım, bundan sonra da almayacağım.. Ama sonunda tabii ki ana parayı geri alacağım.. Bu para benim çocuklarımın parası takdir edersiniz ki..”

Kaynak: Sabah

Daha Fazla Göster

Bir yanıt yazın

Başa dön tuşu