FutbolHaber

Ahmet Mehmet Maldonado Rock’n Roll

O dünlerde bir jazz-club’um vardı. Sökmen’ler,Ruacan’lar,Gencer’ler ve İlham abi…
Okay Temiz…
Hatta Kerem Görsev….
Kimler çalıyordu kimler…
***
Rock’n roll’ a takmıştım kafayı…
***
Bir gece Sait hoca'(Sökmen) dan bir şey rica ettim.
Belki hatırlar.
“Hocam bir bara girerken öyle bir gireyim,o barın taburesinde öyle bir oturayım ki, beni her gören bu adam (ben) bir rock’n roll yaparsa var ya,duman eder ortalığı” desin.
Hoca anlamadı önce.
Sonra anlattım.
“Rock’n roll’ u seviyorum,ama kabiliyetsizim, bari o havayı vereyim.”
***
Sonraki yıllarda nereye gitsem Sait hoca’nın tarif ettiği gibi girdim, yürüdüm, oturdum.
Tam bir rock’n roll’cu gibi.
***
Beni rock’ın roll yaparken gören olmadı.
***
“Sen bizimle dans etmeye tenezzül etmezsin” derlerdi.
“Etmem” der, kestirip atardım…
***
Arkadaşlarım çok iyi bir rock’n roll’cu olduğumu düşündü hep.
***
Ahmet Barussso Gana ve Roma’da oynuyor…
Doğrusu…
Oynamıyor.
Ahmet o dünleri hatırlattı bana…
***
Bir Allah’ın kulu yoktur Galatasaray’da, onu oynarken gören.
Valla Billa.
Yine de aldılar.
***
Ahmet’in gazetelerde Roma formasıyla bir fotoğrafı yayınlandı.
Tam bir ön libero.
“Arslan” gibi.
Allah onu ön libero yaratmış.
Sanki…
***
Mehmet Topal’a gelelim…
Onu oynarken gören hayran oluyor.
Fotoğrafını alıp tüm ülkeyi dolaştırsan ,”ne iş yapıyor?” diye sorsan , bir kişi bile çıkıp; “bu adam ön libero” demez..
***
Mesela demirperde ülkelerindeki entelektüel karikatüristlere benziyor.
Bir mimara, mühendise, doktora, ilkokul öğretmenine de benziyor.
Sadece ön liberoya benzemiyor.
Burdan kaybediyor…
***
Afrika’lı analar son yıllarda ön liberolar doğuruyorlar.
Ekmek orada…
Oynamasalar da oynarmış gibi duran çocuklar yetiştiriyorlar…
***
“9,10” filan olmak kolay değil, zor…
Yetenek gerektiriyor.
“4,5,6” olmak kolay ; 4’lük, 5’lik , 6’lık oynayan malı götürüyor.
Hatta oynamayan da…
İşte Ahmet…
***
Gereken sadece iyi bir menajer ve iyi bir sunuş.
***
Şu Ahmet…
“Body” sağlam, gözler fıldır fıldır, kısacık saçlar, sıhhatli bir surat.
Kanlı canlı…
Kaslı maslı da…
Tam bir ön libero…
Sanki “barın taburesindeki ben.”
***
Devam edelim.
***
Bir ön liberonun hayatını filme çekseniz, ön libero rolünde Ahmet’imi, bizim Mehmet’imi oynatırsınız?
Ben Ahmet’i oynatırım…
***
Mehmet’in şanssızlığı bu…
Mehmet’e koyan da bu…
***
Hiç olmazsa adı “Ahmet” olmasaydı yerine gelenin.
Bu daha da koyuyordur.
***
“Ah adım Mehmetoviç olsaydı” diye başlayan futbolcu serzenişi vardır ya…
Klasiktir.
Mehmet böyle de isyan edemiyecek.
Gelenin adı da “Ahmet”.
***
Ahmet’in arkadaşı Chelsea’li Essien.
Bizimkinin Mehmet Güven.
***
Burada da terso bizimki.
***
Afrikalı futbolcu ırkını bütün özelliklerini sahaya taşıyor….
Sesi olmayanın görüntüsü var.
***
Afrika dev bir pazar işi bilen için.
Bilmeyen için de “Salı pazarı”.
***
Galatasaray farklı bir politika izliyor.
Ağır sakatlık geçirenleri, ayağı, diz kapağı kırılanları, toparlanma sürecinde olanları topluyor.
Paraları ona yetiyor.
Ya tutarsa…
***
Fatih Terim 40’ına yaklaşırken aldıkları Meksika’lı futbolcu için “yıllardır izliyoruz, paramız bu yaşta almaya yetti” demişti.
Aksi halde 50’sinde alacaklardı…
***
Gelelim Güney Amerika’ya…
***
Allah onları futbol oynasın, dans etsin diye yaratmış.
Sahada duranı bile para ediyor.
Öyle bir duruyor ki…
***
Claudio Maldonado mesela…
Yetenekleri Fenerbahçe’li Selçuk, Kemal, Deniz den fazla mı.
Adı en büyük avantajı.
***
Milano sokaklarında bir sürü haybeden ‘modacı’ var.
Çin malı modacılar…
Dükkanlar 5-10 metrekare.
Bir masa, iki iskemle…
Sermayeleri sadece adları…
Stefano, Marçello filan…
Bizim terzi Selçuk, terzi Kemal, terzi Deniz’den farkları da bu.
Dünya onların kapısında kuyruk oluyor.
***
Bizimkiler 2 saatte 2 takım dikiyor, 2 kuruş paraya…
Dünya farkında değil.
***
Dükkan aynı dükkan, masa aynı masa,iskemle aynı iskemle.
***
Biri Claudio Maldonado diğeri Selçuk Şahin.
Fark adında.
Tadında değil.
Ve pazarlama pazarlama pazarlama…..
***
En hoşu da Şili’li futbolcuyu başka bir Şili’liye sormaları. Tello’ya.
Zaten 3 Şili’li var İstanbul da.
3’üncü de konsolos.
Ne desin Tello…
Cilayı da vatandaşına çektiriyorlar.
***
Ahmet Barusso veya Claudio Maldonado takımlarına ne kadar yarar bilmiyorum.
Bana yaradı.
Bir köşe çıkarttım onlardan.
Ve…
İnşallah başarılı olurlar…
***
Geçen haftaki dörtlüğü sevdim,öyle bitirelim.
***
Bu fantezi bir yorumdur, ciddiye almayın fazla.
Takılmayın fazla.
Gülün geçin.
En fazla .
***
Ve… Tabii bence.

‘Fransız’ ekolü…

Lafı fazla dolaştırmadan şunu hemen söylemek istiyorum.
Açık açık.
Böyle bir yönetim bir kulübün başına 100 yılda bir gelir.
O da gelirse tabii…
Galatasaray’lılar koca bir 100 yıl rahatlar, bu yönetim gittiğinde.
Giderse tabii.
Keyfini çıkartsınlar önlerindeki 100 yılın şimdiden.
Hayali bile nelere değer….
***
General Fransız…
Ordusu perişan olmuş, savaşı kaybetmiş.
Ülkesi teslim olmak üzere…
Generalin göğsünde vücudunu delik deşik eden kılıçlar…
Kanlar içinde…
Son nefesini ha verdi, ha verecek…
Askerlerinden biri eğilip,kulağına sormuş…
Acıyor mu komutanım?
General konuşamıyor bile.
Zar zor fısıldayabilmiş ; “sadece gülerken”…
* * *
Haziran 2007…
Adnan Bey (Polat), Kalli ile ilgili bir açıklama yaparken gelişiyle ile ilgili açıklamayı yaparken yanında Özhan Bey vardı…
Dün gibi hatırlıyorum.
Gülüyordu Başkan…
Vücudunda onlarca kılıç vardı…
En keskini tam yanındaydı…
Ve…
Gülüyordu…
***
Aklıma o Fransız general gelmişti.
* * *
Bir de, Futbol Şubesi’nin başında Adnan bey var, ona Allah kolaylık versin” demez mi…
Sanki bir Fransız kulübünün başkanıydı.
Sanki bir “Fransız”dı….
***
Sevgili, sayın başkan eski sağlıklı sıhhatli günlerine bir an önce kavuşur inşallah.
Hepimizin dileği bu.
***
Allah ona uzun ömür versin…
Galatasaraylı’ların önlerinde ki yüz yılın keyifli geçirmeleri için, başkan ve yönetimin önümüzdeki yıllarda evlerinde oturmaları gerekiyor.
Malesef…
***
Galatasaray’lıların da hakkı iyi yönetilmek .
Ve mutlu olmak.
***
Açık açık dedim.
Açık saçık oldu.
Galiba.
***
Olsun…

Sayın Bilgin Gökberk’e ve Gökberk’in yazılarını Futbolistan.net ile paylaşan Milliyet Gazetesine teşekkür ederiz.

Daha Fazla Göster

Bir yanıt yazın

Başa dön tuşu