FutbolGündem

Beşiktaş eski yöneticisi Aziz Çankırı; Beşiktaş’ı çok kötü günler bekliyor

NationalTurk’ün haberine göre, Beşiktaş eski yöneticisi Aziz Çankırı, eski iş ortağı BJK Başkanı Fikret Orman ve siyah-beyazlı kulübün son 8 yılı hakkında hakkında çok çarpıcı açıklamalar yaptı.

İşte, Beşiktaş eski yöneticisi Aziz Çankırı’nın NationalTurk’e yaptığı çok çarpıcı açıklamalar;

Yıldırım Demirören’e ekonomik olarak iyi durumda bir kulüp teslim ettik

NationalTurk: 2000 yılında Serdar Bilgili’nin lisesinden yönetime girdiniz, o yıllarda Beşiktaş borçsuz birçok duran malvarlığına sahip bir kulüp konumundaydı, ayrıca hisse satışları başlamamıştı.

Aziz Çankırı Fikret Orman'ı Topa Tuttu

4 yıllık Serdar Bilgili yönetimini şimdileri çok tartışılıyor.
Sizce neden tartışılıyor.
Günümüzde çok tartışılan bu dönemi kapsayan herhangi bir yönetim kararı sizce ne idi?

Aziz Çankırı: Ben o yönetimde yer aldığım için değil ama Serdar Bilgili Yönetiminin tartışılacak pek o kadar büyük yani majör hata yaptığını sanmıyorum sadece taraftarlara az da olsa verilen tavizler tartışılabilir ancak onun dışında Finansman olarak çok üst düzeyde bir bütçe devredildi yani 17 milyon $ borç vardı ama karşılığında Pascal Nouma dahil ortalama her biri 2 milyon$ değeri olan 10 futbolcu vardı yani kasa +3 milyon $ ile devredildi Demirören yönetimine. Bu arada Halka Arz edilen hisse senetlerinin % 16 sı o dönemde satışa sunulmuştu.

NationalTurk: Özellikle Nevio Scala’nın başarılı olduğu halde ve hatta rüya gibi 3-0’lık Barcelona zaferi yaşandığı bir dönemde takım bütün derbi maçlarını kazanıp liderden 4 puan geride iken ani bir kararla takımdan neden gönderildi?
Ve hatta o yıllarda Almanya’da Kokain kullanımı yüzünden aforoz edilmiş olan Daum’un getirilmesine şahsi dostu Serdar Bilgili ‘mi karar verdi.
Bu karardan yönetim kurulunun haberi var mıydı? Yoksa bu nasıl karşılandı?

Nevio Scala’nın gönderilmesi zorunlu hale gelmişti çünkü bilindiği üzere Nevio Scala’nın Akromegali hastalığı vardı ve bu da hipofiz ön lobunun aşırı ölçüde çalışmasıyla büyüme hormonu yapımının ileri derecede artmasıdır.buna Büyüme hastalığı da denir.Bu yüzden takımın başında durma yerine dinlenmeyi ve takımı dinlendirmeyi tercih ediyor gereksiz tatiller veriyordu.bu anlaşılınca da görevine son verilip Christof Daum ile anlaşıldı ve o dönemde aforoz edilmemişti o daha önceki yıllrdaydı ayrıca Daum a teklif götürüldüğü zaman Bayern Laverkusen in başındaydı ve kılpayı şampiyonluğu Bayern Munih e kaptırmıştı.Bu karardan herkesin haberi vardı hatta Basının bile.

NationalTurk: Yine bu dönemde çok tartışılan Sinan Engin’in göreve gelişi nasıl oldu.
Bir anlam da hangi kriterlere bakılarak takıma menajer yapılmıştır?
Yanılıyorsak düzeltebilirsiniz Süleyman Seba 1987’de Sinan Engin’i Beşiktaş’tan gönderirken ona çok kızgın olduğu söyleniyordu!

Doğrudur çok kızgındı Süleyman Seba ama Scala döneminde eksik olan Takım ile Hoca arasındaki Abi görevini gerçekleştirecek ve futbolcular üzerinde otoriter olabilecek biri aranıyordu ve Sinan getirildi bence bu konuda başarılı oldu.

NationalTurk: 100. Yıl şampiyonluğu birçok Beşiktaşlıda şüphe uyandıran olaylara sahne idi bu konuda Lucescu geçtiğimiz günlerde “o zamanı düşündükçe şimdi neler olduğunu anlıyorum” diye bir demeç verdi.
Özellikle yabancı futbolcuların paralarının aylarca kasten ödenmediği gibi bir şey ima ediyordu?
Sizin bu konuda duyumlarınız veya şahit olduğunuz olaylar var mıdır?

Benim bu konuda şahit olduğum olaylar yok ama söylenti doğru olabilir çünkü futbolcular para almadıkları zaman istenen performanslarını sahaya yansıtamıyorlar bu bir gerçek.

Demirören’in Başkan olması mümkün değildi!

NationalTurk:  Serdar Bilgili, İsmail Ünal, Yıldırım Demirören ve Fikret Orman aynı yönetimde görev yapan kişilerdi. Bu yönetimde bulunan 4 kişiden üçü BJK Başkanı, bir Beşiktaş Belediye Başkanı hatta bir de TFF Başkanı üretti:
Acaba bu birlik hakikaten Türkiye’nin en başarılı ve güçlü birlikteliğimidir.

Sanmıyorum. Tesadüfler bu kişileri bu mevkilere taşıdı. Çünkü benim ile Fikret Orman’ın arasında çatışma olmasaydı Yıldırım Demirören’in Başkan olması mümkün değildi. O seçimde Fikret Orman’ın Başkanlığı kesindi.
Kaybetmeseydi Demirören Başkan olamayacak dolayısıyla TFF Başkanı da olamazdı. İsmail Ünal ise aday yokluğunda Serdar Bilgili’ye Partisinin Genel Başkanı tarafından fikir sorulduğunda İsmail Ünal’ı önermişti.

NationalTurk:  Son yılların en başarılı iş adamı Yıldırım Demirören Türkiye’nin en büyük iş adamlarından biri iken Beşiktaş’ı büyük bir borcun altında bırakıp bir günde Beşiktaş’tan koşarcasına gitmesini ve tabi bununla birlikte bu kadar başarılı son 8 yıllık iş hayatı varken, BJK bir o kadar başarısız oluşunu siz camiaya yakın bir kişi olarak ani nasıl değerlendiriyorsunuz.

Bunun açıklaması o kadar kolay ki!

Beşiktaş’ı dilediği gibi yönetti ve tabiri caiz ise har vurup harman savurdu asla kısıntı yapmadı çünkü Fikret Orman ile giriştiği seçimde Beşiktaş Başkanlığını alamayacağını bildiği için çok kişiye tavizler ve sözler verdi sonra tesadüfen Başkan olunca da verdiği sözleri tuttu ve tavizlerin önüne geçemedi ve bu şekilde sürüp gitti. Bizim dönemde aylık sabit giderimiz 300.000$ ı geçmezken Demirören döneminde aynı sabit gider 3.000.000$ geçmişti.Burada kimlere neler peşkeş çekildi ise açık giderek arttı ve borç 400.000.000$ ı aştı.

Fikret Beşiktaş ile işinin bittiğini söylüyordu

NationalTurk: Fikret Orman ile hem aynı yönetimde hem de iş ortağı olarak bir hukukunuz var mutlaka Fikret Orman’ı sizden iyi tanıyan biri daha yoktur.

Sizce Fikret Orman Beşiktaş Başkanlığına hazırlanıyor muydu?

Yönetim Kuruluna seçtiği ekibi ile ne kadardır birlikte çalışıyordu?

Fikret Orman’ı benim kadar tanıyabilen çok az kişi vardır Tüm camiada. Evet, ortaklık yaptık ve ORÇAN diye firmamız vardı ama daha sonra ilişkiler bozulunca da işlerin bitimine yakın ayrıldık. Bu arada Fikret Başkanlığa hazırlanmıyordu çünkü defalarca son kaybettiği seçimden sonra Beşiktaş ile işinin bittiğini söylüyordu.
Aynı yönetim kurulu üyeleri ile devamlı çalışmadı ve hazırlanmadı son anda Başkanlığa aday olunca yeniden toplandılar.

NationalTurk:  Göreve gelir gelmez daha önce BJK Derneğinden yüklü bir tazminat aldığı iddia edilen Gökhan Sarı ve Tayfur Havutçu gibi bazı kişilere yaptığı atamalarla çok tartışılan kararlar Fikret Orman’ın 58. Madde değişikliğine karşı hiçbir söz söylememiş olmasını siz nasıl karşılıyorsunuz ?

Ayrıldığı zaman sözleşmesi gereği tazminatı Gökhan Sarı’ya verildi doğrudur bu yasal hakkı idi ve bence Gökhan Sarı Kulübü iyi tanıyan biri olması sıfatıyla başarılı olacağına inanıyorum.Yapılan atamalar Başkanın tasarrufudur yeniden yapılanmaya girmesi doğal çünkü her gelen Başkan kendi ekibiyle ve yakın olduğu kişilerle çalışmak ister.58.Maddenin değiştirilmesi konusunda konuşulması mümkün değildir çünkü talimatın başka yerlerden verildiğini herkes gibi siz de biliyorsunuzdur sanırım.

Beşiktaş’ı çok kötü günler bekliyor

NationalTurk: Beşiktaş’ın gelecek günleri nasıl olacak, sizce olması gereken nasıl olmalı?

Beşiktaş’ı bence çok daha kötü günler bekliyor. Her şeyden önce Fikret Orman’ın cebinde kulübe verecek ve rahatlatacak parası yok.yöneticilerin cebinden alınarak yapılacak harcamalar da asla ve asla yeterli olamaz çünkü borç o kadar fazla ki.Bu arada yapılan sabit harcamaların önüne uzun süre geçilemeyecek çünkü Fikret’i bildiğim kadarı ile kimseye “Hayır” diyemeyecek ve borç ilk dönemde tırmanacak.Şu anda yapılan 25 Mayıs 2012 deki tüm Beşiktaş’lı iş adamları ve eski yöneticilerin de davet edildiği toplantıda herkesten 10.000$ talep edeceğini biliyorum.Bu davetten 100 kişi istenen bu parayı verse bile 1.000.000 $ yapar bu hangi deliği kapatır neye ilaç olur bilmiyorum ama daha çözümün bu olacağını sanmıyorum çünkü taşma suyla değirmen dönmez.

Çözüm noktasına gelince;

1-Çok ciddi ve köklü değişiklikler ve daha ciddi kararlar verip öncelikle Sabit giderlerin minimuma indirilmesi lazım bu da 1 yılda 30.000.000$ demektir yukarıda sıraladığım aylık sabit gider düşünülürse.

2-Ürün satışının daha ciddi ve cazip hale getirilerek tüm Yurtta satılmasın sağlamak ki bunu şu anda 81 adet derneği olan kulüp yapamazsa hiç kimse yapamaz.

3-Reklam gelirleri (stad,Ümraniye,forma göğüs reklamları vs.) çok daha ciddi şekilde pazarlanmalı ki bunu da İbrahim Altınsay’ın çok iyi başarabileceğini biliyorum.

Daha Fazla Göster

Bir yanıt yazın

Başa dön tuşu