Bir süredir spor kamuoyunun gündeminden eksik olmayan Ankaragücü-Ankaraspor birleşmesi hakkında nihayet Türkiye Futbol Federasyonu, pazar günü gerekli olan açıklamayı yaptı ve taraşar bundan sonra nasıl davranması gerektiği hakkında daha net bilgi sahibi oldular.
Aslına bakarsanız TFF, bu açıklamayı sezon başlamadan önce yapmalıydı. Zira gerek Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Melih Gökçek, gerekse Ankaragücü Onursal Başkanı Cemal Aydın, birleşme niyetlerini geçen sezonunun son dönemlerinde açıkça belli etmişlerdi.
Peki, konu bu kadar aşikârken, federasyonumuzun yetkili kurulları sizce neden iş bittikten sonra masaya yumruklarını vurdular? Fazla uzatmadan ben söyleyeyim sizlere.
İş yine dönüp dolaşıp iktidar-federasyon ilişkisinde kilitleniyor. Eğer futbolun akil insanları yapılan hukuksuzluğa federasyon kanadı gibi sessiz kalmış olsalardı, emin olun bu iş çok daha çabuk bitecekti. Ancak TFF, konuyu yeni bir şeymiş gibi ağırdan ele alınca, birilerinin ekmeğine ister istemez yağ sürülmüş oldu. Hâlbuki aylardan beri medyada bu konuya ilişkin en az onlarca makale, yüzlerce haber yapılmıştı! Yani Sağır Sultan dahi böyle bir şeyin tezgâhlandığını biliyorken bizim federasyonumuzun sultanları, olayı ancak iki kulüp kendi aralarında al gülüm ver gülüm yaptıktan sonra fark ettiler.
Tabii bir de işin FIFA boyutu var. Kanımca TFF’nin konuya gerekli hassasiyeti göstereceğinden şüphesi olan dünya futbolunun patronları, gönderdikleri mesajda özetle gözümüz üzerinizde dedi. Yani TFF’yi sıkıştıran bir anlamda FIFA’nın bu kararlılığı oldu.
Durum böyle olunca da devreye bir anda konunun ilgili maddeleri girdi. Türkiye Futbol Federasyonu Statüsü’nün 18. ve 76. maddeleri ile TFF Kulüp Tescil Talimatı’nın Kulüplerin Mülkiyeti başlığı altındaki 17. maddesi şöyle:
MADDE 18/2 TFF üyesi kulüpler ve birlikler, üyelikleri ile ilgili bütün kararlarını herhangi bir dış kurum veya kuruluştan bağımsız olarak kendileri alırlar. Bu zorunluluk, kurumsal yapılarına bakılmaksızın bu üyelerin hepsi için geçerlidir.
MADDE 76/6 Hiçbir gerçek veya tüzel kişi (holding şirketler ve bağlı kuruluşları dâhil) herhangi bir müsabaka ya da turnuvanın dürüstlüğünü herhangi bir biçimde zedeleyecek şekilde birden fazla kulübü yönetemez veya kontrolünü elinde bulunduramaz.
MADDE 17/1 Gerçek veya tüzel kişiler, aynı ligdeki birden fazla kulübün hâkim hissedarı veya yönetim kurulu üyesi olamazlar. 2- Çoğunluk hisseleri veya yönetime hâkim hisseleri aynı gerçek veya tüzel kişilere ait kulüpler, aynı ligdeki müsabakalara iştirak edemezler. Bu şekildeki kulüplerden birinin sportif başarısızlığı sonucu bir alt lige düşmesi halinde, bu kulüpler aynı ligdeki müsabakalara iştirak edebilirler.
Görüldüğü gibi maddeler gayet açık. Ve öyle sanıyorum ki bu saatten sonra Ankaragücü ile Ankaraspor birleşmesi hiç de Melih Gökçek ve Cemal Aydın’ın istedikleri şekilde olmayacak. Fakaaaat, TFF’nin pazar günü her iki kulübe de çekmiş olduğu ihtarnamede önemli bir hukuksal hata var.
Hepinizin bildiği gibi bu birleşme, Ankaragücü’nün geçtiğimiz günlerde yaptığı kongre ile kesinlik kazanmıştı. Yani birleşmeyi onaylayan ve yeni başkanını Ankaraspor’un fiili yöneticisi Ahmet Gökçek olarak seçen kulüp Ankaragücü’ydü. Ancak kulüplere çekilen ihtarnamenin son bölümünde, eğer MKE Ankaragücü Genel Kurulu’ndaki ihlaller 3 gün içinde düzeltilmez ise Ankaraspor AŞ.’nin müsabakalardan men edileceği yazılıyor. Yani diğer bir deyişle kural ihlalini yapan resmi olarak Ankaragücü iken cezayı Ankaraspor alacak.
Böyle bir cezalandırma gerçekten hem komik hem de akılsızca. Zira Ankaraspor’u müsabakalardan men etmek en çok Gökçek ailesinin işine gelecektir. Onların çoktan terk ettiği bir kulübe ceza kesmenin ne futbolumuza faydası olur ne de başka bir şeye. Futbolu siyasi ranta çevirenlerin istediği de zaten bu değil mi?
