Haber

Emre Belözoğlu’nun Açmazları

Öncelikle doğru tespit yapmakta yarar var.

Geçmişten gelen sosyal etkileşim süreci içinde Türk toplumunun bünyesinde hiçbir zaman renk ayrımına dayalı ayrıcalıklar olmamıştır.

Zenci-beyaz çelişkisini içeren sosyal yapı oluşmamıştır, oluşması da mümkün değil zaten.

Emre Belözoğlu bizle beraber bu toplum içinde yaşamış ve kendine birtakım değerler edinmiştir.

Yaşadığımız toplum içindeki sosyal gelişmeleri incelediğimizde bizdeki şanssızlık, Avrupa’daki sınıfsal değişimleri yaşamamış olmamızdır.

Dolayısıyla bu değişimlerden ortaya çıkan kültürel gelişimlerden mahrum kalmamız sonucu ortaya çıkmıştır.

Haliyle bizde oluşan sosyal etkileşimlerde kendine has birtakım farklı değerlerin etkisini görmek mümkündür.

Bunlar: eski dönemlerden günümüze gelen dünyayı yorumlamakla ilgili kaygı giderici birtakım dogmatik kurallar…

Bireysel yetersizliklerden kaynaklanan cemaat yaşamına kendini adama, kendi dışındaki kişilerin inisiyatifinde yaşama…

Sosyal gelişmelerin gerisinde kalma kompleksleri içerisinde şovenizme veya milliyetçiliğe yönelme…

Toplumumuzun belli kısmı tarafından kabul gören ve hatta aile içinde bile çocuk yetiştirme kuralları olarak kendini gösteren bu değerler, aslında bizim çıkmazlarımızın ve açmazlarımızın temelini oluşturmaktadır.

Emre Belözoğlu hakkında yorum yaparken yaşadığımız toplumun gerçeklerini göz ardı edemeyiz.

Çünkü kendisi de bu açmazların modelini, yetiştiği ortamlarda ve özellikle Galatasaray’da edinmiştir.

Sanatçı ve sporcular ortaya koydukları bireysel becerilerini, profesyonel bir meslek olarak para kazanma amacıyla kullanmaktadırlar.

Ama her mesleğin kendine has ahlaki yapısı vardır. Bunun en önemli göstergesi ise başkalarına örnek olma misyonunun sorumluluğudur.

Profesyonel anlamda sporcu ve sanatçı olabilmenin en önemli aşamalarından biri, evrensel kurallara uyum sağlama ve tüm dünya halklarına hitap edebilecek donanıma sahip olabilme becerileridir.

Emre Belözoğlu’nun sorunu hala bu donanımlara sahip olamaması ve yukarıda saydığımız kendi yetiştiği toplumunun açmazları arasına sıkışmasıdır.

Bunun en iyi örneğini emre, İsviçre maçında yaşamıştır, kenardaki teknik adama, hala kutsal değerlere sahip bir abi olarak teslim olmasıdır.

Emre bu zafiyetler içinde, maç esnasında baskı altında iken göstereceği tepkinin sonuçlarını önceden kestirebilmesi mümkün olamaz.

Emre’nin sorunu ırkçılık değil yetiştiği toplumdaki açmazlardan kurtulamamasıdır.

Mesleki açıdan içinde bulunduğu güzelliklerin farkında olamaması, bu açmazlar arasındaki çıkış yolunu görmek istememesinden kaynaklanmaktadır.

Not: Bu yazı 18 Ocak 2007 tarihinde Sayın Müslüm gülhan tarafından yazılmıştır.

Sayın Müslüm Gülhan’a ve Gülhan’ın yazılarını Futbolistan.net ile paylaşan Birgün Gazetesine teşekkür ederiz.

Daha Fazla Göster

Bir yanıt yazın

Başa dön tuşu