Haber

Galatasaray – Denizli Belediyespor

Dünya kupası maçlarından dolayı devre arası dönemi çok kısa tutuldu bu sezon. Bu kısa devre arası kampında Galatasaray hazırlık maçı yapma fırsatı bulamadı. Ancak Türkiye kupası maçlarında rakiplerinin kendisine nazaran kalite ve güç olarak oldukça düşük olmasını bir nevi hazırlık maçı olarak değerlendirdi.

Öncelikle Ordu maçında as oyuncuların yanına bazı gençleri yerleştirerek oynadı. O maçtan sonra söylediğimiz 2 kişinin özellikle hazırlık maçından ziyade kendilerine kadroda ilk 11’de yer bulma çabası vardı. Bunlar Caner ve Ufuk’tu. Caner o maçta “ Ben sol bek değilim sol açığım “ diye bas bas bağırdı resmen. Trabzon kupa maçından sonra Rijkaard o maçta Caner’e sol açıkta görev vermiş ve 2 maçta da oldukça verim almıştı. Ufuk ise Orduspor’un etkisiz atakları neticesinde kendisini gösteremedi.

Dün oynanan Denizli Belediye maçında Rijkaard gene aynı şeyi denedi. As oyuncuların yanına gene gençleri monte etti. Dünkü maçta Caner gene Sol Açıkta ne kadar etkili olduğunu ve bundan sonrada olabileceğini; sol bekte Hakan Balta’ya değil de Sol açıkta Kewell’a alternatif olabileceğini ispatlar nitelikte iyi bir oyun ortaya koydu.

Ordu maçında olduğu gibi bu maç da hazırlık maçı havasında geçti. Gelen erken gollerle iyiden iyiye maç koptu. Caner gibi maçı ciddiye alan bir diğer isim de aynı Ufuk’un Ordu maçında yaptığı gibi kaleci Aykut’tu. Bence bu maçta Leo’ya gerek yok ben bu kaleyi korurum der gibiydi.

Bu maçta da gene Galatasaray’ın savunma zaafı ortaya çıktı. Gene bir kornerden adam paylaşım hatasıyla golü yediler. Denizli Belediyeli oyuncu ilk topa kafa vuruyor, kaleci çıkarıyor aynı adam tekrar vurup golü yapıyor ama Galatasaray savunması sadece seyreder konumdaydı.

Lucas Neill transferi muhtemelen savunmadaki lider eksikliğini kapatacaktır. Yeri gelmişken ondan da biraz bahsedelim. Lucas özellikleriyle savunmada takıma liderlik yapabilecek özellikte bir oyuncu. Hırsı, mücadeleyi sevmesi, devamlılığı ve oyun kurma becerisiyle savunmayı çekip çevirebilecektir.

Neyse biz gene daha önceleri yaptığımız gibi güzelliklerden bahsedelim. Galatasaray taraftarları Cafercan, Özgürcan, Zafer, Mülayim gibi gençler için zamanında pankartlar hazırlayıp asmışlardı tribüne. Bu sene ise onu biraz daha geliştirerek Alt yapıdan A takıma çıkan gençlerin ilk maçlarında adlarına pankartlar asıyorlar. Dünde Emre Çolak , Berkin ve Çetin için pankartlar asıldı kapalı tribünde. Umarım bu bir gelenek olarak sürüp gider çünkü gençler için itici bir güç olduğuna inanıyorum.
Günün en güzel olaylarından biride Emre Çolak ve takımdaki ağabeyleri. Penaltı olduğunda direk topu Emre’ye vermeleri, onun kullanmasını istemeleri ve Emre’nin golden sonraki sevinci görülmeye değerdi. Ardından serbest atışın da ona kullandırılması ve genç Emre’nin birazda şansıyla yine gol yapması Emre için unutulmaz bir gece yaptı dünü. Özellikle başta takım kaptanı Arda olmak üzere takımda herkes özel bir tebriği hak ediyor dünkü Emre’ye yapılan jestle. Yalnız Emre’de ben oldum diyerek çalışmayı bırakmamalı. Malum bu sebeple kaybolup giden nice genç yıldız adayları var. Gerçi maçtan sonra söylediği “ her antremandan önce ve sonra fizik çalışıyorum “ cümlesi de bırakmayacağının işareti. Kendisi de anlaşılan fizik olarak eksik olduğunun farkında ve buda Emre için artı bir güzellik.

Dünün bir güzel yanı da yeniden Emre Güngör’ü sahada görmek. Galatasaray’dan ziyade bence Türkiye’deki en iyi yerli stoperlerin başında geliyor Emre. Galatasaray’ın savunmada bunca zaafı varken Emre’nin tam kapasite ile takıma dönmesi ; özellikle topa sert futbolu, geriden oyun kurma becerisi ve top kesicilikteki başarısı savunmadaki sıkıntıları büyük oranda çözecektir.

Son olarak en büyük alkışı da bu soğuk havaya rağmen, rakibin kim olduğuna bakmaksızın tribünleri neredeyse doldurup 90 dakika takımını destekleyen Galatasaray taraftarı hak ediyor.

Hüseyin Tüfekçi

Daha Fazla Göster

Bir yanıt yazın

Başa dön tuşu