Carlo Ancelotti’nin yanında kulübede oturanlara bakın… Costacurta, Rui Costa, Seedorf, Serginho, Gilardino… Herhangi ikisi, Fenerbahçe’yi ihya eder. Milan’ın 18’inin dışında dahası da var. Senede 8-9 milyon paralı iş adamının (turist değil) geldiği Milano’nun Milan’ı, 8-9 milyon parasız turistin bile gelmediği bizim ülkenin Fenerbahçesi’nin “ah keşke bizde olsalar” dediği beş kişiyi kulübesinde oturtabiliyor…
Necil (Ülgen), Rıdvan (Dilmen) ve ben (Gökberk) Milano’da, Fenerbahçe’nin son antrenmanına gittik. Yarım sahada çift kale oynuyorlardı. Rıdvan, “Daum maçın yarı sahasında oynanacağını biliyor. Takımı böyle oynamaya alıştırıyor!” dedi.
Rıdvan’ın hissettiğini futbolcu hissetmez mi ? Ne başkanının, ne yönetiminin, ne de antrenörünün Şampiyonlar Ligi’nden olsa bile, bu maçtan fazla bir beklentisi olmadığını, futbolcu da hissediyor tabii… İlk 45’te de bu kadar oynuyor işte…
Maçtan önce o his var umutlarımızı sürdüren… Milano’da rastladığımız her Fenerbahçeli “İçimde bir his var, bu sefer olacak galiba” diyor. Bu his hepimizin bildiği, her maçtan önce gelen o his.
Rıdvan’la aynı maçı yazmak keyifli. Ne yazacağını biliyorum. Onları yazmıyorum. Ama ne yazmayacağını da biliyorum. Onları yazıyorum ben de.
Carlo Ancelotti’nin durumu Daum’dan zor. Geçen sene iki ligi de kaybettiği için kredisi yok. Ve korkuyor da bu defa. Üstüne pek gitmiyor Fenerbahçe’nin. İlk 45’te Fener de çıkmıyor. Çıktığında pozisyon bulduğu halde de çıkmıyor.
Çıkarken kaptırdıkları her topun kendi kalelerinde tehlike doğuracağını biliyor. İlk gol de böyle geliyor zaten.
Yine olmadı
İkinci 45’teki maç Fenerbahçe’nin son antrenmanına benziyor. Bir farkla, yarı sahasına hapsolan takım, Fenerbahçe değil Milan. Sonra penaltı geliyor.
Bu defa oldu diyoruz. İyi de oynuyor o dakikalarda Fenerbahçe. Ama yine olmuyor.
Bağlayalım. Klasik belki, ama ne de olsa Milan. Sağ beki Cafu, forvet gibi. Forvetleri bazen forvet, bazen bek gibi. Pirlo, Gattuso ikişerden sanki dört kişi gibi. Hele bir Kaka var ki, bazen Alex, bazen Aurelio, bazen de Appiah gibi.
Sanki üçünün toplamı gibi. Ve o Kaka, son dakikalarda müthiş bir gol daha atıyor.
Belki tuhaf gelecek ama, 2-1’e maç öncesi hem Ancelotti, hem de Daum razıydı bana göre… Gerçi son anda 3 oluyor, Fenerbahçe’ye de yazık oluyor.
Sayın Bilgin Gökberk’e ve Gökberk’in yazılarını Futbolistan.net ile paylaşan Milliyet Gazetesine teşekkür ederiz.