Haber

Ulusal Takım Antrenörü ve Hiddink

Uzun süreden beri ulusal takıma yapılan aramalar sonuç verdi ve Guus Hiddink ile anlaşmaya neredeyse varıldı ki şükürler olsun.
 Bu konuda biraz kafa yormak gerekir diye düşünüyorum çünkü beraberinde birçok tartışmalar bugün olduğu gibi sonrasında da devam edeceğe benziyor.

Bugünkü koşullar içinde yerli çalıştırıcılar içinde Ulusal Takım’ı çalıştıracak aday olduğunu sanmıyorum. Olaya ‘milliyetçilik’ veya ‘aşağılık kompleksinden’ kurtularak bakmakta yarar var.
Saha kenarında duracak kişinin sadece “vatan millet Sakarya” yönü veya ‘ağabeylik’ yönü artık tarihe karışmıştır.

Ulusal Takım’da günü kurtarmaya çalışamazsınız.
Süreklilik ve başarı esastır.
Konum siyaset üstüdür.
Tek bir kuvvetli yöne sahip olmak uluslararası arenada başarı için yetmez, hatta tek zayıf yön bile bir çuval inciri berbat etmeye yeter de artar bile…

Saha kenarında vizyonu olan, taktiksel zenginliğe sahip, profesyonel, uluslararası futbol camiasında sözü geçen ve saygınlığı olan çalıştırıcıya ihtiyaç var…

Futbolcu maç anında sıkıştığında saha kenarına bakarken ona güven verecek dolulukta çalıştırıcıya ihtiyaç var…
İşte yüz yıllık Türkiye futbol tarihine bakalım; bizim kırılma noktalarını yaşatan hep yabancı çalıştırıcılar olmuştur.

Hele hele şu üç isim, saygı ile anılacak üç isim…
Derwall, Milne, Piontek.
Galatasaray ve Derwall…
Gordon ve Beşiktaş
Piontek ve Ulusal Takım…

Futbolun bir oyun olduğunu ve oynarken zevk alınması gereken psikolojinin içinde saklı olduğunu bizlere öğreten bu üç isim aslında bizim futbolumuzdaki saklı olan değerleri ortaya çıkartarak futbolumuzun kişilik kazanmasını sağlamışlardır.
Disiplinin oyun prensiplerinin sadakatinden başka bir şey olmadığını bizlere öğreten üç isim…

Ne o 8-0, ne o 6-0 artık kalmadığı gibi galip gelme oyunun gerekçelerini keşfetmiştik.
Aksini kimse iddia edemez, eden olursa da çarpılır, benden söylemesi.

Bu üç insanın yaptıkları sadece bununla da kalmadı…
Derwall, Mustafa Denizli’yi, Piontek, Fatih Terim’i yetiştirerek futbolumuz adına gelecek kurmaya çalıştılar.
Mirasın içeriği değil de miras sahiplerinin tutumu tartışılabilinir.
O da başka bir konu…

Tabii Derwall hariç diğer ikisini tefe koyarak yolladık o da bize yakışan oldu…
Gerçi Hiddink’in de Fenerbahçe’den gönderildikten sonra bahtı açıldı, o da bizim kıyağımızdı ona…
İşin diğer boyutu Mahmut Özgener’in içinde bulunduğu sıkıntıdır.

Çünkü Mehmet Atalay kulübede bekletilmektedir.
Her şey yapılacak bir hataya bakar.
O yüzden başkan ince eleyip sık dokuyarak sağlam bir yabancı antrenör aradı ve bulmak zorundaydı başka seçeneği kalmamıştı hatta bırakılmamıştı.

Bakalım futbolun gerçekleri ile mi ilgileneceğiz, tefi ısıtmaya mı başlatacağız yakında her şey belli olur.

Müslüm Gülhan

Daha Fazla Göster

Bir yanıt yazın

Başa dön tuşu