FutbolGündem

Galatasaraylılar’ın merak ettiği Adnan Öztürk kimdir?

Galatasaray Camiası, 2010 Mart ayında yeni başkanını seçecek. Adnan Polat’ın karşısına çıkması muhtemel isimlerden en ciddisi, üç yıldır bu göreve hazırlanan Adnan Öztürk…

Peki Adnan Öztürk Kimdir?

NTV Spor Radyo’nun başarılı programcılarından Bülent Yüksel, kendi internet sitesinde Öztürk’le yaptığı röportajı yayınladı.

İşte Bülent Yüksel’in haberi;

Adnan Öztürk’ü tanımayanlar için, Habertürk Gazetesi’ndeyken kendisiyle, 2009 ağustos ayının başında yaptığım röportajı(tabii o günün güncel konularının ağırlıklı olarak yer aldığı…) noktasına dokunmadan, bir kez daha yayınlamayı uygun buldum.
Adnan Öztürk adaylığını resmen açıkladığında, güncelleme yapabileceğimi tahmin ediyorum…

Galatasaray’da olan bitenler, taraftar gözüyle bakarsanız son derece heyecan verici, borçlar, mali tablo her zamanki gibi. Siz nasıl bakıyorsunuz?

Ben de gayet heyecanlı bir taraftarım, bu transferler beni de heyecanlandırıyor. Futbol takımımızın başarılarını ısrarla bekliyoruz. Ama genel kurul üyesi olarak, sahnenin gerisiyle de ilgilenmemiz gerekiyor. Önce geçen seneyi değerlendirmemiz lazım.

Geçen sene Galatasaray Spor Kulübü’nün rekor zararı açıklandı; 110 milyon TL… Yine geçen seneye bakarsak, bu yöneticilerimizin yaptığı 13 yabancı futbolcu transferi var “3’ü bu sene geldi” diyelim, 10’u geçen yıl ve ondan önceki yıl geldi. Bu 10 transferden 2 tanesi takımda kaldı.
Yani isabet oranı şu anki tabloya göre gelenler dahil 13’te 5. İnşallah bu 3 oyuncu faydalı olur. Böyle baktığınızda, geçen sene de tıpkı bu günlerdeki gibi yönetimin yaptığı flaş transferler konuşuluyordu.

Yıldızlar geldi ve biz ligi beşinci bitirdik. Şampiyonlar Ligi’ne gidemedik, UEFA’da başarılı olamadık, bu zararlar ortaya çıktı ve zar zor elde ettiğimiz beşincilikle UEFA’ya kaldık.
Geçen sene de önemli oyuncularımız vardı. Sonra ne oldu? Meira’yı sattık. Neye mal oldu bize Meira’yı satmak? Çok başarısız bir sezon, 4 teknik direktör değiştirmişsiniz, ligi beşinci bitirmişiz, ortalık galeyandayken Rijkaard geldi, rahatlama oldu.

Galatasaray hesabını, yönetim tarzını uluslar arası sevide oluşturmalıdır. Transferleri eleştirmek mümkün değil. Yıldızların kaça nasıl alındığını inşallah ilerleyen zamanlarda öğreneceğiz ama geçen seneki performans itibarıyla çekincem var!
Galatasaray Kulübü öyle bir noktada ki bir başarısızlığı daha kaldıramaz. Kulübün bu kadar hassas dengeler üzerinde gitmesi, rahatsız ediyor insanı.

TOKİ’den gelen son açıklamayı nasıl değerlendiriyorsunuz?

Seyrantepe konusu, Galatasaray Camiası’nı derinden rahatsız ediyor. Bu iş TOKI’nin çok ciddi kar ettiği ve Galatasaray Kulübü’nün günden güne madden ve manen daha da batağa sürüklendiği bir macera haline geldi.
Bu röportaj vasıtasıyla Erdoğan Bayraktar’a seslenmek istiyorum; bu işin adının bir an evvel konulması lazım. Çok ciddi, rahatsız edici duyumlar alıyorum. Yünetim de bu konularda yorum yapmıyor…

Şantiyede düğmeye basıldığından itibaren, bu işin bitmesi için gereken süre, minimum 540 gündür. Üzülerek görüyorum TOKI Başkanı ile Sevgili Adnan Polat yan yana demeçler veriyorlar “365 günde stat bitecek” diye. Üstü açık haliyle bitecek! “Önce bir stadı üstü açık yapalım.

Daha sopnra Galatasaray Ali Sami Yen’i boşaltsın. Nakit akışı bir başlasın, stadın üstünü de nasıl olsa kapatırız” anlayışı kabul edilemez. Zaten stadın üzerinin sonradan kapatılması diye bir şey, teknik açıdan da güvenlik açısından da mümkün değil.
Sakın ola ki bu Seyrantepe Projesi’yle daha fazla oynamasın kimse. TOKI’nin bu stadı orijinal haliyle teslim etmek gibi bir yükümlülüğü var.Burada Galatasaray’ın yapacağı en küçük bir fedakarlık daha kalmamıştır. “Bu stadın yapımı Başbakanı’nın sözüdür” dendi ama iş hayatında söz olmaz. İmzası, orijinal haliyle yerine getirilsin.

Transferlerin kaynağı merak konusu. Yönetim “sponsorluk gelirlerini katladık” diyor. Ne dersiniz?

Sponsorluk anlaşmaları gizli değil. Hiçbir sponsor firma da yalnızca Galatasaray’a sponsor olmadı. Bir şirket sırt reklamı verdi, hepsine verdi, göğüs reklamı verilince, bütün takımlara veriliyor. Galatasaray’ın ekstra gelir konusunda iki avantajı var; 75 milyon euro seviyesinde, 10 senelik stat isim hakkı Türk Telekom’a verildi.
İkincisi loca satışlarıdır…

Diğer sponsorluklar zaten günlük hayatı çekip çevirmeye yarıyor. Başkanımızın şirketlerin birleşmesi konusunda taahhütleri var, takipçisiyiz.
Bu birleşmede 70 ila 80 milyon dolara gereksinim var. Sayın başkanımız, loca satışlarını oraya aktaracaklarını söyledi. Türk Telekom’dan alınan 75 milyon harcandı mı harcanmadı mı?

Galatasaray sürekli, elindeki 5-10 seneyi satarak ilerleyemez. Galatasaray’ın toplam borçlarını sene başı 211 milyon dolar olarak açıkladılar, şimdi 250’yi devirmiştir. Bu tempoyla gidersek, Mart’ta da 300’ü devirecek. Dolayısıyla, bu değirmenin suyunun nereden geldiği belli.

Galatasaray, Adnan Polat döneminde 1 dolar borç ödemedi mi?

Şöyle söyleleyim; Adnan Bey kulübü 180 milyon dolar borçla aldı ki önceki dönemde herşeyden sorumluydu, 150 ile geldi… Marta kadar iki katını bulacağız.

Polat değişimin tarifini yapsın

Sevgili Başkan her yerde ısrarla “değişim süreci” diyor. Hatta “100 Yılın Öyküsü” diye bir Galatasaray kitabı bastırıldı, orada da hep bu değişim sürecine ço atıfta bulunuyor. Mart ayında 2 senesi dolacak., bu değişimin bir tarifini yapmasını istiyorum Sayın Adnan Polat’tan.
Seçimlerden önce konuşmalarımızda, Galatasaray’ın şeffaflaşacağı, bir mali disipline gireceği, denetlenebilir öngörülebilir bir performansa gireceği, stadının yapılacağı, yıpranmakta olan değerlerine sahip çıkılacağı bir süreç bekliyordum ben. Fakat bu süreçte bunlardan hiçbir tanesini göremedim.

Pekii Galatasaray, Adnan Bey döneminde biraz daha halka yakın bir Galatasaray’a dönüşmedi mi, değişim burada mı?

Galatsaray zaten halkın kalbinde. Seyirci stada futbol seyretmek için geliyor, başkanı seyretmek için değil. Futbolla ilgili bir heyecan varsa, halk stada gelecektir. Geçen seneye, geçmişe baktığınızda seyirci ortalaması da 15 bini geçmez.

Galatasaray’ın, eleştirdiğiniz mali tablosunu son 10 yılda görev yapmış, onlarca üst düzey yönetici düzeltemedi, sizin özelliğiniz ne?

Şeffaflık, sürdürülebilir başarı ve öngörülülürlük, uluslar arası kurumlar için gerekli üç husus. Ben de Galatasaray’ın artık bu şekilde yönetilmesi gerektiğini söylüyorum, yönetilmediği zaman da eleştirmeye devam edeceğim. Adnan Bey değil üç ay, üç hafta sonrasını göremiyor.

Goldman Sachs genel kurulunda “kriz geliyor, önlemler alalım” dedik, tam tersi işler yağıldı.Onay isterken “olmazsa olmaz, lütfen” dendi, onay da alındı, bugün bu şirketlerin çıkması için, stadın isim hakkı, loca satışları gibi çok ciddi fırsatlar çıktı önümüze, ne oldu birleşme?
Galatasaray Spor Kulübü gibi bir kulübü yönetenlerin söylemleri tutarlı olacak ve inandırıcı olacak. Allah korusun bir sportif başarısızlık yaşadığımız takdirde, yaptığımız güzel transferlerin geri dönüşü olmazsa blançolarımız ne hale gelecek?

Özhan Canaydın başarısızdı iki yıl sonra “beyefendi” diye anılıyor Adnan Polat’ın hiç mi iyi yaptığı bir şey yok, onu iki yıl sonra nasıl anacağız?

Sempatik Başkan olarak anacağız. Bana da sempatik geliyor. Sempatik kelimesinin kelime anlamına bakın “tanrı vergisi güzellik” demektir.

Galatasaray Adası…

Uluslar arası bir firmaya, Galatasaray Adası’nın değerlemesini yapması için görev verdim. Firmanın raporunda şöyle der; “emlak olarak bir değerleme yapamıyoruz çünkü eşi yok”… “Ancak ticari işletme olarak değerleme isterseniz 118 milyon dolardır” dediler.
Galatasaray Kulübü, orayı dünyanın en ucuz gayrimenkulü haline getirdi, metre karesi 5 dolardan kiraya verdi. Hemen karşısında bir çiçekçi var; metre kare kira bedeli 35 dolar.
Bu sözleşmeyi 2015’e kadar uzatıyorsunuz. Adnan Polat’ın mesleği gayrimenkul değil mi, bunun anlamı ne? Kendi mülkleri olsa, metrekaresi 5 dolardan, 400 bin dolara kiraya verirler miydi?

Riva Projesi…

Bizim yöneticilerimiz son zamanlarda, gayet iyi şovmen oldular. Riva’dan müjdeler veriyorlar… Riva Riva’dır, Galatasaray için bir teminattır. Yarın öbür gün yönetim “biz bu Türk Telekom ve localardan gelen parayı futbola harcadık. Riva’yı satalım da borçlarımızı ödeyelim” diye sakın gelmesinler genel kurula. Bu konuda da çok ciddi duyum ve çekincelerim var. Böyle görüşmeler yaptıkları sürekli kulağıma geliyor.

Alt Yapı Koordinatörü Fatih İbradı’nın görevden alınması…

Alt yapıdan yetişen oyuncularımızdan, Sevgili Arda kaptan oldu. Beş oyuncu a takımın kadrosunda. O kardeşlerimizi yetiştiren hocalarımızın hepsini gönderdik. Yönetimin kararına saygı duymak lazım, belki farklı bir fikirleri vardır. Ama benim sitemim, Galatasaray’ı Galatasaray yapan değerlerden en önemlisi olan vefa be bağlılık olgularına göre, bu arkadaşlarımızın kulüple ilişkilerinin, bu şekilde kesilmesinedir…

Denetleme kurulundaki üç istifa çok konuşuldu, haklarında neredeyse “ispiyoncu” dendi, fikriniz nedir?

“Denetleme kurulunun istifasıyla ilgili, hassas yönetim kararları ve transfer görüşmeleriyle ilgili gizli bilgileri muhalefete taşıdıkları şüphesiyle, konunun buralara geldiği haberleri nereden çıktı?” bilmem.
Ben hala bir açıklama bekliyorum. Bu çok çirkin bir yakıştırmadır. Siz nasıl bu arkadaşlarımızı ispiyonculukla suçlarsınız?
Hangi ahlaka sığıyor böyle bir şey? Eminim Sevgili Divan Başkanı’mız İrfan Aktar, konuya hassasiyet gösterecektir.

Divan Başkanı’mız Özhan Canaydın’a karşı ciddi muhalefet peşindeydi, Adnan Polat’a karşı da samimiyet içerisinde. Divan Kurulu’nda, mali konularda olsun, tüm konularda, eski hassasiyetleri göremiyorum, bunu da üzülerek söylüyorum.

Yiğit Şardan’ın Özhan Canaydın için “Galatasaray Tarihi’nin en başarısız başkanı” yakıştırması var, anlattıklarınıza göre bu yönetim o tahtı ele mi geçiriyor?

Dışarıdan eleştirmek çok kolay. Özhan Canaydın, hayatının keyif yapacağı senelerini Galatasaray için harcamış, Galatasaray için hastalanmış, birine bu yakıştırmayı yapmak hoş değil. Kendisi de zaten “çıldırından başka bir ictaatini görmedik” diye çok güzel bir cevap vermiş, yalnız aslanı unutmuş…

Bu sözlerinizle politika mı yapıyorsunuz, başkanlığı aklından geçiren biri, Canaydın’dan destek almadan bu koltuğa oturamaz mı?

Özhan Canaydın cidden çok sevilir sayılır ama “Özhan Canaydın’ın istediği başkan olur” diye de bir şey yok!

Galatasaray Genel Kurulu sizi tanıyor mu?

Bir çok insan tanıyor. Ne kadar tanıyor onu bilemem.

Galatasaraylı Sporcular Derneği’nin gecesinde, Adnan Polat’ın muhalefete yönelik verdiği mesaj, tam olarak ne anlam taşıyor?

Polat Başkan’ın gündem yaratma konusunda çok enteresan bir tarzı ve başarısı var. Bundan daha iki ay öncesine kadar, eski sporcuların cenazesine çiçek dahi gönderilmezken, o gecede “yardıma ihtiyacı olan eski spoculara bütçeden 1 milyon dolar vereceğiz” diye bir şey çıktı.
Ayrıca Başkan tesisin çatısındaki tabeladan “Rekabetleri ile bizim daima en başarılı olmamızı sağlayan rakiplerimize teşekkür ederiz” yazısını okudu, tabelanın üzerinde Hakan Şükür ile Bülent Korkmaz’ın resimleri vardı. Hakan’la Bülent’e neler yapıldığı da ortada…

Takım ligde ve Avrupa’da iyi gidiyorsa, şirketlerin birleşmesi sağlanmışsa, Mart ayında Adnan Bey’in karşısına kimse çıkamaz herhalde, çıkarsa da haksızlık olmaz mı?

Keşke bu dediklerinizin hepsi olsa. Ama son bir senelik performansı ortada. “Avrupa’da şampiyonluğa koşuyorum, seçime tek aday girerim” diye bir söylemi kabul etmiyorum. Aday o zaman da çıkar. Haksızlık da olmaz, çıkan neyi nasıl yapacağını anlatır, Adnan Polat aday olursa anlatır, seçim olur, kazanırsa kazanır, seçilen görevine devam eder.

Siz potansiyel aday olarak “bir başkanın altında yönetici olarak artık çalışmam” der misiniz?

Galatasaray’da yönetici olduğunuz zaman, sürenin önemi tabii ki var ama yöneticiyken yaptığınız işlerin daha çok önemi var. Ben yöneticiyken, sessiz sedasız çok işler yaptığıma inanıyorum, bu işlerin reklamını da yapmadım. Galatasaray’ı 24 saat takip ediyorum. Yarın öbür gün yine gelir, yine yaparız.

Hakkınızda “profesyonel çalışandan Galatasaray Başkanı olmaz, ya kovulursa?” deniyor. Ne olur kovulursanız?

O zaman göktaşı düştü demektir.Ben 22 senedir bu koltukta oturuyorum. Hatta bunu söyleyenlerin çok aksine bir düşüncem var; ben profesyonel olarak bir kere hesap sormasını iyi bilirim. Hesap vermesini de iyi bilirim. Kurumsallığı, şeffaflığı, geliştirmeyi iyi bilirim. Patron iflas etmiyor mu? Profesyonellerden başkan olması gerek artık, bu koltukların profesyonelleşmesi lazım.

Sizin anlattığınız Galatasaray’la medyadaki Galatasaray çok farklı. Neden?

Biz de açık tribünden gelen bir taraftarız. Bu transfer konusunda kahramanlıklar falan… Biz de transfer yaptık. Kulübün menfaatleriyle oyuncunun menfaatlerinin örüştüğü yerde transfer gerçekleşir. Herkesin verdiği paradan daha fazlasını verirseniz, daha fazla seneli kontrat verirseniz, oyuncu gelir. Sonuçta burası bir dünya kulübü, transferin kahramanlıklarını, destanını, biz de okuyoruz, eğleniyoruz. Bu yönetimin medyayla organik bağı var zaten. Doğan Grubu’nun çok ciddi desteği var yönetime. Bütün bu anlattıklarımız, bilançonun dibini değiştirmez.

Mor forma…

Bu Pazarlama A.Ş’nin işi. Pazarlama A.Ş’nin 2007 bilançosu 300 bin dolar kar, 2008’de 10 milyon dolar ciro, 330 bin dolar kar… 2009 cirosuna da bakarım, formanın moruna yeşiline bakmam. Bu da profesyonellikten geliyor.

Sayın Adnan Öztürk ve Bülent Yüksel’e teşekkür ederiz.
Futbolistan

Daha Fazla Göster

Bir yanıt yazın

Başa dön tuşu