Gündem

Sporcuları Biz Türk Yapmıyoruz

Gençlik Spor ve Genel Müdürü Mehmet Atalay, Pekin Olimpiyatları’ndaki başarısızlığı Radyospor’a değerlendirdi. Radyospor programcısı Aydın Cingöz’ün sorularını cevaplandıran Mehmet Atalay başarısızlığın nedenini “geçiş sürecine” bağladı. Atalay sporcuların sakat sakat oyunlara geldikleri eleştirilerine de tepki gösterirken, “En iyi uzmanları sporcularla birlikte buraya getirdik. Yönetici değil doktor, masör, fizyoterapisti getirdik. Saha içinde ve dışında olan sakatlıklar nedeniyle eleştirilmemiz kabul edilemez.” dedi.

-BEKLENTİLERİMİZİN KARŞILIĞINI ALAMADIK-
Pekin olimpiyatlarının en çok hazırlanarak geldikleri olimpiyat olduğunu vurgulayan Mehmet Atalay, “Her şeyde en çok içimize sinen, en iyi hazırlandığımız olimpiyattı. İnanın madalya rekoru beklediğimiz bir olimpiyattı. Ancak evdeki hesap çarşıya uymadı. Bunun nedenini sporcularımız söyleyecek. Bir an önce kötü gidiş duracak ama inanın biz de tespit edemedik bu kötü gidişin nedenini. Tabi ilk sonuçlar kötü olunca, onların da etkisi diğer sporcuları etkiledi. İlk sonuçların kötü olması diğer porcularımız üzerinde baskı oluşturmuş olabilir. Bir gerçek var ki o da beklentilerimizin karşılığını alamadık. Hala madalya beklediğimiz sporcularımız var. Çünkü serbest güreşin ve judonun tamamı duruyor. Atletizm bugün başladı. Eşref Apak elendi ancak o sorunluydu. Boksta bir sporcumuz bir müsabaka daha kazanırsa bir madalya alıcak. Hala toparlanırsak Atina’daki performansımızı yakalayabiliriz.” dedi.

“Dünü üç madalyayla kapatabilirdik, ama tek madalyayla kapattık.” diyen GSGM Genel Müdürü, “Nazmi’nin altını hakettiğini herkes söylüyor. Şu anda iki madalyamız var. Bundan sonra serbest güreş, tekvando gibi dallarda alacağımız madalyalarla eksikliğimizi tamamlayacağımıza inanıyorum.” şeklinde konuştu.

-SAKATLIK NORMAL-
Milli sporcuların sakat sakat gönderildiği iddialarına da tepki gösteren Mehmet Atalay şöyle devam etti, “Sağlık konusunda da en iyi ekibi kurduğumuzu düşünüyorum. Türkiye’nin önde gelen hem ortopedist hem diyetistleri hem de beslenme uzmanlarını bu 48 kişilik sağlık kurulumuzun içerdisindeydiler. Sporcular ile de ayrı yerlerde kamp yaptıkları yerlerde oranın doktorları devredeydi. Federasyonlarımız da bunlara teslim oldular. Sakat gelen Nurcan Taylan’dı. Sakatlığı geçer mi geçmez mi bilmiyorduk ama riske girdik. Nazmi buraya sakat gelmedi. Sakatlık idmanda veya maçta olabiliyoru. Burda bu olayları yaşadık. Bunun içinde buraya sakat geldiler anlamı çıkmamalı. Bir sporcunun devam eden rahatsızlığı sakatlığa dönüşebiliyor. Bunun sorumlusu olarak biz gösterilmemeliyiz. Türkiye’nin en uzman doktorları, şahısları yer aldı bu ekibin içerisinde. Biz buraya yönetici getirmedik, doktor ve masör, fizyoterapist, psikolog getirdik. Sporcuyu en iyi hazırlayalım dedik ama içerdeki sonuçlar iyi olmayınca başka şeyler dikkat çekiliyor.”

-MUHATABIM OLMAYAN KİŞİLERE CEVAP VERMEM-
Gençlik Spor İstanbul Vedat Bayram’ın teşkilatı eleştirilen yazılar yazdığının hatırlatılması üzerine Atalay, “Muhatap almamam gereken adamların eleştirilerini ciddiye almak durumunda değilim; almicam, cevap da vermiyecem. Onun için başkasının işiyle ilgili herhangi bir mütalada bulunmak istemiyorum.” cevabını verdi.

-SPOR KÖKENLİ OLMADIĞIMIZ İSPAT EDİLSİN TÜRKİYE’Yİ TERKEDERİM-

-SPOR KÖKENLİ OLMAK İÇİN OLİMPİYAT MADALYALI MI OLMAK GEREKİYOR-
Yöneticiler içerisinde spor kökenli kişilerin olmadığı yönündeki eleştirilerin hatırlatılması üzerine Atalay, “Spor kökenli bir kişinin olmadığını ispat edin, ben Türkiye’ye uğramayacağım. Spor kökenli olmayan adam gösterin ya da onu diyenler ispat etsin beraber Türkiye’yi terkedelim.” dedi.

Aydın Cingöz’ün “Sizin de spordan gelmediğiniz yönünde eleştiriler var” sorusuna, “Ben nerden geldim uzaydan mı geldim.” şeklinde cevap verdi.

Sporcu kişiliğiniz olmadığı söyleniyor ifadesi üzerine, “Olimpiyat şampiyonu olmam mı gerekiyordu. Bakın her türlü eleştiriye saygı duyuyoruz. Ben bir gazeteciyim ve spor basınının içerisinde 20 yıldır varım. Okuldan itibaren sporun içerisindeyim. Hep sporun içerisnde oldum, sporu yönettim. Daha önce İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nde altı sene genel müdürlük yaptım. Federasyonlarda çalıştım. Gençlik Spor ve Genel Müdürlüğü’ne oralardaki birikimimle geldim.” dedi.

-HAMİLİ KART YAKINIMDIR DEVRİ BİTTİ-
Olimpiyat kafilelesinde görev yapan kişilerin uzmanlardan oluştuğunu vurgulayan Atalay, “Torpilli hiç kimse yok. Hamili kart sahibi yakınımdır” diyenler bu teşkilattan geçemedi bile. İlk defa sportif bir duruş sergiledik. Federasyonlar özerkleşirken de aynı tavrımızı sürdürdük. Federasyon başkanları seçilirken adam kayırmacılık olduğu söyleniyor, “Onlar somut bir şey ortaya koysunlar. Mehmet Yurdadön ve Mehmet Terzi iki eski şampiyon sporcumuz, başarılı sporcumuz federasyon başkanlığına adaysa ben bunların hangisini kayırim ki. Hakeden kazansın diyoruz. Biz bunları özerkleştirdik. Özerkleştirmeden önce GSGM’nin direk yönlendirdiği 300 küsur oy vardı. Özerkleşmeden önce en fazla 10 ve 15’e çıktı. Bizim kayırma niyetimiz olsa federasyonları özerkleştirmezdik. Onlarla istedikleri yerde istediği şekilde konuşacağımız konular. Eleştirilen arkadaşlarımızın en fazla üçü geçmez. 58 federasyon seçiminde kaybedenler niye kendileri kaybettiler diye bakarlarsa sanıyorum daha güzel olur. Kazanan adamın durumuna bakarsa, kazanan adamın spor dışından gelmediğini her türlü sporla ilgili bilgi sahibi olduğunu görür. Bunu ne kadar hakettiğini görürler. Kimin başkan olup olmayacağına karar verecek kişiler delegelerdir. Biz başkanlara gidin delegeler önüne çıkın. Projelerinizi anlatın. Geleceğe dair yapacağınız işleri söyleyin. Sporculara kurum ve kuruluşlara ne kadar yardım yaparsınız diyoruz.” dedi.

-ARTIK DELEGELER BELİRLİYOR –
Federasyonlara başkan olmak için daha önce bakan ve genel müdürün ikna edildiğini artık bu dönemlerin sona erdiğini kaydeden Atalay, “Bizden önce böyleydi. Şimdi artık delegelere bıraktık. Delegeler bunu yapıyor. Şimdi en övünecek konumuz buydu. Nasıl ki futbol 20 yıl önce özerkleşti ve futbol bu kadar ileriye gittiyse, artık bundan sonra da diğer branşlarda ilerlemeler yaşanacak. Biz federasyonları özerkleştirmeye başladığımızda “Türkiye buna hazır değil, dibe vurursunuz” dediler. Keşke Avrupa’daki gibi 50-60 yıl önceden federasyonlarımız özerkleşseydi yd şimdi olimpiyatlarda 40-50 altın madalya için çalışsaydık. Biz bundan sonra özerkleşmeyi tamamladık. Özerkliğe hazır değildik derseniz 20 yıl sonra da aynı eleştiri yapılacaktı.” şeklinde konuştu.

-GEÇİŞ SÜRECİ YAŞIYORUZ –
Pekin olimpiyatlarındaki başarısızlığın nedeni olarak geçiş sürecini gösteren Atalay, “Şimdi bu geçiş sürecini nasıl en iyi yapacağız. En az hasarla bu süreci nasıl aşacağız bunu düşünüyoruz. İki olimpiyat arasında 28 olimpik branş da dahil tüm federasyonları özerkleştirdik. Federasyonlarda en az iki ve üç yılda seçim süreci yaşandı. Ve bunları yaşamak zorundalardı. Şimdi biz bunu en az hasarla nasıl atlatırız, bütün bunları yaptıktan sonra bir taraftan da sayısız spor organizasyonu alıyoruz. Lisanslı sporcu sayımız 450 binlerden 2.5 milyona çıktı. Bu 20 milyona çıktığında gelişimi bir düşünün. 2013’te 10 milyon sporcu sayısına 2020’de de 25 milyon lisanslı sporcu sayısına ulaşılması hedefleniyor. O zaman kovalayacağımız madalya sayısını bir düşünün. Her ülkenin bir süreç yaşaması gerekebilir. onu da düşünmek zorundayız. Şu anda yine de daha çok madalyayla bu süreci aşarsak daha iyi olurdu.” şeklinde konuştu.

“Olimpiyatlara devşirme sporcu götürülüyor” eleştirilerine de tepki gösteren Atalay, “Sporcularla alakalı sadece devletin değil federasyonlar değil Türkiye Cumhuriyeti devleti değil; dünya ve aday olduğunuz Avrupa Birliği şunu diyor. Bir ülkenin bir takımı kulübü birisini sporcu yapmak isterse almak isterse ve onu Türk yapmak isterse o da Türklüğü kabul ediyorsa, siz ona zorluk çıkarırsanız ırkçılık yaparsınız. Dünya standartları çok değişti. Herhangi bir kulüp dışardan birisini alıp Türk yapabilir. Mehmet Aurelio’da olduğu gibi. Siz bunu milli takımda oynatırsınız veya oynatmazsınız. Fatih Terim beğendi oynattı, ancak Mert Nobre’yi oynatmadı. Aurelio iyi ki oynamış ben de beğendim. Çünkü gördük ki, Türkiye -Yunanistan maçında çok iyi futbol oynadı ve Türk seyirci kalktı ayağa “Mehmet Mehmet diye bağrına bastı. Natalie Türk oldu, voleybol milli takımında o kadar çok özveriyle oynadı ki milli takımımıza sayısız başarı kazandırdı. Elvan bugün değil 1996’da Türk vatandaşı oldu. Ne ben o zaman genel müdürdüm ne de bu hükümet görevdeydi. Elvan Türk olurken kimse silah dayamadı. Kimse o zaman niye Türk oluyor demedi. O günkü atletizm federasyonu başkanı bu yüzden görevden alındı, bir daha federasyon başkanı olamaz diye ceza aldı. İçinde başka şeyler var mı bilmiyorum ama Elvan bu ülkeye en büyük başarıları yaşattı. Tarihinde ilk defa bir atlet dünya rekoru kırdı. Siz onu milli takıma alırsınız almazsınız, devşirme diye ismi geçiyor. Onu milli takıma alırsınız almazsınız, yararlanırsanız alırsınız. Türk gençlerinin önünü kesmezseniz. Bunların Türk olmasına karşı gelemezsiniz. Biz bunları Türk yapmıyoruz. GSGM’nin böyle bir yetkisi zaten yok. Bunlar Türk vatandaşı olacakları zaman ilgili kulüp veya şahsen İçişleri bakanlığı vatandaşlık genel müdürlüğüne başvuruyor. Orada çeşitli kriterler var. O kriterlere uyuyorsa Türk yapılıyor.” şeklinde sözlerini bitirdi….

Daha Fazla Göster

Bir yanıt yazın

Başa dön tuşu