Haber

Bunlar nasıl cezalar!

Radyospor’da pazartesi günleri yayınlanan ve Fuat Yaman’ın yorumlarıyla katıldığı Duvar Pası programımda, Türk futbolunda ve Türk adalet sistemindeki ceza uygulamaları konusuna değindik. Gerçekten de kağıt üzerinde ceza sistemimiz dünya standartlarında.

Ama sadece kağıt üzerinde.

Bizim konumuz futbol olduğuna göre, futboldaki cezaları ele alalım.

Yıllardan beri özellikle kırmızı kart cezası uygulamalarında, verilen cezaların olayın vahameti ne olursa olsun genelde hep aynı olduğunu görürsünüz.

Üstüne üstlük, kulüpler sanki hep suçsuzlarmış gibi bir de tahkime baş vururlar ve cezalar daha da kuşa döner. Oysa ki aynı durumlarda Avrupa’da verilen cezalar çok daha fazladır.

Örneğin, Hoffenheimlı Carlos Eduardo rakibine tokat atması nedeniyle, Galatasaray-Fenerbahçe maçı öncesi 5 maç ceza aldı.

Ama rakibinin beynine doğru kafa atan Lugano da, 5 maç ceza aldı.

Birbirleriyle yumruklaşan Arda ve Semih’e ise 3’er maç ceza verildi ve Galatasaray kulübü, sanki Arda suçsuzmuş gibi, bir de tahkime başvurdu. Bu örnekleri uzun bir liste halinde yazabiliriz.

Bir de yönetici ve teknik adamlara verilen cezalar konusu var.

Hepimizin bildiği gibi yöneticilere verilen cezalar, tamamen göstermeliktir. Ceza süreleri dolana kadar imza atamazlar, protokol tribününde oturamazlar, yani kulübü temsil hakları o sürede ellerinden alınır. Cezalı yönetici seyirci sıfatıyla yan tribünde veya locada maçı izleyebilir. Peki cezalı yöneticinin takımı da seyircisiz oynama cezası alırsa ne olur?

Kulüplerin bu gibi durumlarda federasyona bildirdiği listede kulübü temsil hakkı olan insanların bulunabileceği kurallarda belirtiliyor.

Bizim bildiğimiz bu. Hukuk bir mantık silsilesidir. Mantık olarak düşündüğümüzde, son olayda Adnan Polat sadece seyirci vasfı ile maç seyredebilme olanağına sahipse, ama seyircisiz oynanması gereken o müsabakada, Adnan Polat hangi vasfı ile o listede tanımlanmıştır?

Bir kulübün başkanının kendi takımını izleyememesi, tabii ki acı bir durumdur, ama şeriatın kestiği parmak da acımaz. TFF bunun cevabını vermek durumundadır. O zaman bizlere desinler ki, o listelere kulüpler her insanı yazabilir. 

Gelelim teknik adam ceza uygulamalarına. EURO 2008’de Joachim Löw 1 maç ceza aldı. Hatırlayanlarınız olacaktır. Löw takımının maçını tamamen izole bir locada, hiç kimse ile bir bağlantısı olmadan izlemek durumunda kaldı.

Soyunma odasına inemedi. Oysa bizde Bülent Uygun kulübenin arkasında oturdu, hatta futbolcuları ile gol sevinci bile yaşadı. Muhtemelen devre arası soyunma odasına da gitmiştir.

İşte bütün bu örnekler sonrasında TFF’nin artık ceza uygulamaları konusunda FIFA-UEFA standartlarında ceza uygulamaları yapmalıdır.

Biz kendi adımıza bu konuyu gerçek standartlar uygulanana kadar, gündeme getirmeye devam edeceğiz.

Daha Fazla Göster

Bir yanıt yazın

Başa dön tuşu