FutbolGündem

Galatasaray Sağlık Kurulunda Neler Oluyor?

Son 2,5 yıldır Galatasaray’da çok ciddi sağlık problemleri var. Taraftarlar artık bu bir tesadüf mü? Yoksa kısmetsizlik mi? Diye birbirine sormaktan vazgeçip kesinlikle suçun sağlık ekibinde olduğunu düşünmeye başladılar.

Gelin biz de çok detaya girmeden Galatasaray’ın son 2 yıldaki sakatlarını inceleyelim.

Uğur Uçar : Şubat ayında sakatlandı sezonun sonuna yetişir denildi ancak 1,5 sezon hiç oynayamadı.

Lincoln ; 3 haftaya sahada denildi 1 sezon boyunca oynayamadı.

Ayhan Akman ; Fıtık ameliyatı denildi 2 ay sonra döner denildi aylarca göremedik.

Emre Güngör ; Ha bugün ha yarın denile denile 1,5 sezon ortalardan kayboldu.

Mehmet Topal ; 1-2 hafta denildi koca sezon kayıptı.

Linderoth ; Yoruma bile gerek yok sanırım.

Serkan Çalık ; Basit bir menüsküs ameliyatı denildi neredeyse futbol hayatı bitecekti.

Sabri Sarıoğlu ; Bu adama ne oldu bilen yok. Hala dönemedi.

Kewell ; Ufak bir zorlanma diye antrenmandan çıkarıldı, şu an tarih bile verilemiyor ne zaman iyileşeceğine dair.

Gökhan Zan ; O’nun da durumunda hala bir belirginlik yok. Hala daha sakat ama süre verebilen yok.

Milan Baros ; 2 ay denildi, iyileşti koşulara başladı ve yeniden ameliyat gerekti. Şimdi de 6 haftadan bahsediliyor.

Hakan Balta ; Ne olduğu hakkında herhalde kimsenin bir fikri yoktur. Hala daha dönemedi sahalara.

Son kurban da Jo Alves, Jo’yu kurban haline getirende Sağlık Kurulundan gelen açıklama. Açıklamada darbeye bağlı sakatlık diyor ve en az 3 hafta oynayamayacak deniliyor. Peki, sorun ne? Darbeye bağlı da kırık mı? Çatlak mı? Yırtık mı? Vs. vs. Neden tarih belirtilemiyor?

Peki, bunların hepsi şanssızlık mı? Hepsi kısmetsizlik mi? Hepsi darbeye bağlı uzun süreli sakatlıklar mı? Daha orada yazmadığımız Barış Özbek var. Aynı sakatlığı yaşayan Fenerbahçeli Deivid çok daha kısa sürede dönerken neredeyse koca sezonu kapattı Barış. Ya da Arsenalli Eduardo, birden fazla kırık tespit edildi bacağında ama 8 ayda sahalara döndü. Şuanda takımında ilk günkü kadar sağlıklı futboluna devam ediyor. Bu liste böyle uzar gider. Bunların hesabını kim verecek? Neden kimse çıkıp da şu sebeplerle bu oyuncuların tedavileri uzadı diyemiyor?

Bu durumu daha vahim bir hale getirende ilginç bir “ Tesadüf “ Neden Galatasaray’ın gümbür gümbür geldiği ilk yarıların sonunda ve 2. yarıların başında, Şubat aylarında bu durum ortaya çıkıyor? Geçen sezonu hatırlayacak olursak, ligin son maçlarında Galatasaray 3’er 3’er atarken rakiplerine, 12 sakat verdi 2. yarı başında.  Bu sezon gene ritmini bulmuşken her geçen maç bir sakat daha ekleniyor.

Asıl kafaları karıştıran konulardan biride Galatasaray sağlık kurulundaki isimlerdeki bir takım değişiklikler. 14 Ocak tarihine kadar www.galatasaray.org internet sitesinde doktorlar olarak İlker Yücesir ve Murat Çevik görünürken şuan neden sadece Murat Çevik görünüyor? Aldığımız bilgilere göre de İlker Yücesir hala görevine devam ediyorken veya Avrupa kupası sonrası yeniden sağlık kuruluna katılan Bülent Bayraktar ismi neden görünmüyor?

Serkan Çalık’ın “ Fenerbahçe ile yaptığımız bir Türkiye Kupası maçında sakatlandım. Galatasaray kulübü doktorları basit bir menisküs yırtığı olduğu teşhisini koyarak beni ameliyat ettiler. Ancak ameliyat sonrası sakatlığım uzun sürdü ve bir türlü iyileşemedim. Bunun üzerine Almanya’ya gittim ve tedavimi orada yaptırdım. Oradaki doktorlar problemin kıkırdağımda olduğunu belirlediler ve ben ikinci kez ameliyat oldum. Ameliyat sonrası tedavim 8-10 ay Almanya’da sürdü. Galatasaraylı doktorların tedavi edemediği sakatlığımı, Almanya’da tedavi ettirdim” sözleri de yastık altımı edildi ?

Alpaslan Erdem’in “Galatasaray’da yaklaşık 4-5 ay sakatlık dönemim oldu. Ancak kulüp doktorları bu sakatlığımın nedenini bir türlü bulamadılar. Bu süre içerisinde maçlara, şiddetli ağrılarım nedeniyle iğne ve ilaçla çıkmak zorunda kaldım. Futbolcularda sıkça rastlanan stres kırığını, Galatasaray gibi büyük bir kulübün doktorlarının nasıl tespit edemediğini bir türlü aklım almıyor. Galatasaray’ın doktorlarının yanlış teşhis ve tedavileri, neredeyse futbol hayatımın bitmesine neden olacaktı.” Sözlerine verilebilecek bir cevap var mı? Varsa neden bu güne kadar bir cevap verilmedi?

Galatasaray başkanı Adnan Polat GS TV’ye yaptığı açıklamada geçen seneki sakatlık durumunu dile getirmiştir. ‘Yani geçen sene de biliyorsunuz sezonun ikinci yarısına 12 tane sakatla girdik.’ Şeklindeki açıklaması bu sakatlıkların ne kadar can sıkıcı olduğunu gözler önüne sermiştir.
Milan Baros’un da bu tarz açıklamalar yapmasını mı? Bekliyoruz. Serkan ve Alpaslan böyle derken Baros’ta acaba yanlış teşhis ve tedavi kurbanı mıdır? Galatasaray taraftarı bunu düşünmekte haksız mıdır?

Bu kadar sakatın ve bu sakatlıkların uzun sürmesini taraftarlar, doktor hatası olarak iyiden iyiye düşünmeye başladı.

Aynı sıkıntılar milli takımda da devam ediyor. Milli takım doktoru Bülent Bayraktar zamanında yaşanan birçok sakatlık bir türlü düzelmedi. Acaba burada da bir hata var mı?

Euro 2008 sonrası sakat olan birçok futbolcu 3-4 ay sahalara dönemedi. Rijkaard’ın Gökhan Zan hakkında söylediği “Milli takım doktoruna Gökhan Zan sakat almayın dedik ama sakat sakat oynattılar. Böyle şeylere çok dikkat edilmeli…” neden çevirmen hatası diye geçiştirildi?  Burada aleni şekilde milli takım doktorlarının hatası var mı? Ayrıca Avrupa Şampiyonası sırası ve sonrasında birçok oyuncu sakatlık nedeniyle milli maçlarda ve dönünce kendi kulüplerinde forma giyemediler. Bu listenin başında Servet Çetin geliyor.

Bu liste bu şekilde daha da uzayıp gidecektir. Taraftarlar, özelliklede Galatasaray taraftarları ısrarla bu soruların cevaplarını beklemekte. Taraftar forumlarında sağlık kurullarına olan tepki çığ gibi büyümekte. Bir an önce bizlerde bu soruların cevaplarını bekliyoruz tüm taraftarlar gibi.

Ve tabi konu sakatlıklar olunca irdelenmesi gereken bir konu da ligimizdeki futbol dışı “ müdahaleler” Bu işten ekmek yiyen insanların, meslektaşlarına acımasızca attığı tekmeler, vurdukları dirsekler ile ligimizin kalitesi ne kadar artabilecek? Avrupa’ya nasıl pazarlayabileceğiz?

UEFA ve FIFA’nın özellikle söylediği “ Yıldız futbolcuları koruma “ durumu neden ligimizde minimize edilmiş durumda. Özellikle Anadolu takımlarının güçlü rakiplerini durdurabilme adına yaptıkları bu futbol dışı mücadele ligimizin kalite ve izlenilebilirlik açısından dibe vurmasına neden olacaktır.

Son yapılan yayın ihalesinde çıkan rakamın, kulüplerimize getireceği büyük katkı ile Brezilya’nın Afrika’nın ne olduğu belirsiz futbol yoksunu kişileri yerine en azından futbol oynamaya niyeti olan futbolcuları getirtmesini sağlamalı. Aksi takdirde bir dahaki ihalede yayın haklarını alacak firma bulunamayacağı gibi bırakın Avrupa’da izletmeyi, Türkiye’de izletebilecek kimse kalmayacaktır…

HÜSEYİN TÜFEKÇİ / FUTBOLİSTAN

Daha Fazla Göster

Bir yanıt yazın

Başa dön tuşu