FutbolHaberTransfer

Aziz Yıldırım’ın kaygıları

Kulüplerin kimliklerinin kabul görmesini sağlayan en önemli iki faktör; tarihsel sürece sahip olmaları ve süreci bozmadan kazandıkları istikrarlı başarılardır.

Fenerbahçe Kulübü 1907’de kurulması ile beraber, 1903’de oynanmaya başlayan lige katılmasıyla, günümüze kadar süren bir devamlılığa sahiptir. Başlı başına bu tarihsel olgu, Fenerbahçe’ye Galatasaray ve Beşiktaş gibi büyük takım olma sorumluluğunu edindirmiştir.

İşte bu kimlik aynı zamanda ona ciddi bir misyon da yüklemiştir. Hem ‘Türkiye Futbolu’ adına hem de kendi taraftarına karşı…

Fenerbahçe , Real Madrid, İnter, Bayern gibi, altyapıya yatırım yapmayıp transfer ve sansasyonel transferlerle takım kurma prensiplerine sahiptir. Bu bir başarı stratejisidir, eleştirilse de…

En önemlisi kendi seyircisi ve kamuoyu tarafından kabul görmüş ve hatta merakla beklenen bir stratejidir. Aynı zamanda medya için tirajdır…

Şimdi buraya kadar güzel hoş da… Futbolu futbol yapan goller ve şampiyonluklardır.

Futbolda mikro ve makro dengeler birbirine o kadar yakın ki; başlangıç hatası bütünü tetikleyebilir…

Ama her şey başarıya bağlıdır, bundan kimse vazgeçemez.

Bizdeki tek fark başarıyı istikrar üzerine değil günlük beklentiler üzerine oturtmamızdır.

İşte bu nokta, Sayın Aziz Yıldırım için sıkıntılı yerdir.

Kulüp başkanları, teknik direktörler ve futbolcular, her zaman kulübe kazandırdıkları başarılar ile hatırlanırlar…

Sayın Faruk Süren dönemi; UEFA ve Lig şampiyonlukları ve tarihi borçlanma…

Şimdi Sayın Süren’i Galatasaraylılar hangi yönü ile hatırlayıp değerlendiriyor?..

Ama başarılar tarihi bir süreçtir…

En büyük eksik; başarıyı maddi olanaklara çevirememeleridir.

İşte Sayın Süleyman Seba ve başarıları ile tüm kazandırdıkları…

Beşiktaş için Seba olarak efsane noktasındadır.

Ve Sayın Azizi Yıldırım, kulübü tarihinin en önemli yapılanması ve tesisleşmesine götürerek kulübe sınıf atlattı.

Ama bu Sayın Yıldırım’ın kulüp için nokta yerinde değildir.

Sanırım Sayın Yıldırım’da bunun farkında ki Daum’u geri getirdi?..

Sanırım Sayın Yıldırım Daum’un farkında ki Aykut Kocamanı getirdi?..

Aykut Kocaman’ın farkında ki Sportif Direktörlüğe getirdi?..

Kendine gelene kadar sorumlulukları dağıtarak ciddi zaman kazanacaktır. Tıpkı Bülent Korkmaz’ın Sayın Polat tarafından göreve getirilmesi gibi…

İstikrar, sadece başarı kazanmış antrenöre bağlı değildir, antrenör ile beraber takım donanımlarına bağlıdır, donanım kalitedir…

Dede’nin başlangıç ve bitiş noktası budur ki bunu sadece ve tek başına Dede sağlayamazdı…

Sayın Yıldırım Daum’u getirmekle hedef küçülttüğünü belli etmektedir.

Bunun sebebi kaygılarıdır, korkularıdır…kaybetme ve başarısızlık üzerine…

Daha Fazla Göster

Bir yanıt yazın

Başa dön tuşu