FutbolHaber

Futbolumuzdaki Cari Açık: Altyapı

Üçüncü haftadır Türkiye futbolunun altyapısı ile ilgili yazı yazıyorum. Sebebi, tabii ki konu bulma sıkıntısı veya ara dönemi değerlendirme değil. Tamamen ihtiyaç nedeniyle didiklemeye devam ediyorum.

İşin gerçeği de… Nasıl etmeyeyim ki?..
Teknolojinin ve iletişimin bu kadar gelişmiş olması; artık her şeyi değil evin içine, ruhumuzun derinlilerine kadar sokuyorlar.
Tabii bu süreç de her şeyin gözler önüne serilmesi ile kıyas yapma yetkisini bize veriyor.

İşte kıyas…

Premier Lig,
La Liga,
Bundesliga,
Seri A,

Şimdi bunların hepsi gözler önündeyken; devekuşu gibi baş içeride, kıç dışarıdaki pozisyon… Sanırım pozisyon hatası olur. 17 yaşında, 19 yaşında, 20 yaşında yıldızlar bu saydığım liglerde oynamaktadırlar. İşin ilginç yanı hemen hemen hepsi bu ‘dünya devi’ liglerin takımlarının altyapısından yetişmişler! Bizim ligimizle arada elli yıllık mesafe olan ligler bunlar (onların lehine).

O liglerdeki üst düzey bir takımın bütçesi ve takım değerleri bizim ligimiz kadar olan ligler bunlar…
Artık isim yazmak da istemiyorum.
Ama…
Gerçek olan, bu futbolcuların hepsi birer dünya yıldızı…
Ronaldo’ yu Manchester United 17 yaşında 25 milyon avroya aldı, bu yıl 90 milyon avroya sattı.
Messi, Barcelona’da16 yaşında oynamaya başladı şimdi yeni sözleşmede satış değeri 250 milyon avro.
Hayır… İşi paraya dökmek derdinde değilim.
Ama bizim gibi futbolda hiçbir dış girdisi olmayıp, sürekli çıktısı olan bir ülke için belki bir kıyas olabilir.

Biz nerelerdeyiz…

Seyirci ve medya baskısının etkisinde kalan üç büyüklerin hedeflerini sadece şampiyonluğa kilitlemeleri…

Anadolu takımlarındaki antrenörlerin ise pazar paylarının yükseltmek için Üç Büyükler’den birini yenmek üzere kurulan hedefler…
İster istemez hedeflerin içselleşmesi ligimizi günlük başarılara yoğunlaştırmaktadır.
O zaman neler olur?
İkinci sınıf yabancı,
Ligleri tanıyan yaşlı topçular,
İlişkileri iyi tutan antrenörler,
Başkan odaklı kulüpler,
Ve altyapıdan kaçış…

İşte canalıcı nokta burası: “Altyapıdan kaçış”

Çünkü bu kısırdöngü içinde altyapı oyuncusu bir risktir.
Riske yatırım yapılır mı?.. Tabii ki hayır.
O zaman?
Az maaşlı çalıştırıcı bulmak,
Sadece Federasyon’un isteklerini yerine getiriyor(muş) gibi yapmak,
Altyapı düzenini korumak için işleri oldukça kolaylaştırır.
Risk yok, emek yok, sorumluluk yok.
Türkiye futbolunda dünya yıldızı da yok.
Ama…
Kaybolup giden kocaman nesiller var.
Cari açıktaki parite ise ‘risk’ olarak görünen altyapıdaki anlayıştır.

Müslüm Gülhan

Daha Fazla Göster

Bir yanıt yazın

Başa dön tuşu