Röportajlar

Müfit Erkasap: Fatih Terim’le 40 yıldır abi kardeşiz

Akşam gazetesi mensuplarından Burhan Can Terzi Türk futbolunun her dönem en çok tartışılan teknik direktörü Fatih Terim’e 1974’ten beri yol arkadaşlığı yapan Müfit Erkasap’la buluştu.

Müfit Erkasap Hoca’nın hikâyesini, ‘imparator’ Fatih Terim ile dostluklarını ve yaşadıklarını Burhan Can Terzi röportajıyla sizlere aktarıyoruz.

‘İkinci Adam’ bir sıfat tamlaması değil, çok ama çok değerli ve önemli bir unvandır. Tarih yazılırken önce imparatorlar, krallar hatırlanır fakat ikinci adamlar da unutulmaz, kimisi ‘birinci adam’ın önüne bile geçebilir. Sokullu Mehmet Paşa gibi bunu hak eden de vardır; rol çalan da olmuştur…

Türk Futbolu’nun tartışmasız bir imparatoru vardır; Fatih Terim. İşte bizim anlatacağımız adam da rol çalmayan ama Terim’in her zaman en yakınında olan, belki de eşinden daha fazla gördüğü; dostu, fikir arkadaşı ve başarılara birlikte koştuğu yardımcısı. Kısacası Türk Futbolu’nun ikinci adamı ‘O’.

Galatasaray 4 yıl üst üste şampiyon olduğunda da, UEFA Kupası’nı müzesine götürdüğünde de, İtalya macerasında da, 2008’de Türkiye Avrupa’yı titrettiğinde de Fatih Terim’in yanında hep ‘O’ vardı; Müfit Erkasap. Hiçbir zaman sansasyonel bir olaya ismi karışmadı, sadece işini yaptı ve Türk Futbolu’na katkıda bulundu.

Fakat Müfit Hoca’nın hikâyesi pek dinlenmedi. Şimdilerde Türkiye Futbol Federasyonu’na bağlı olarak akademi ligi ve antrenör eğitimi konularında proje çalışmaları yapan Erkasap’la zamanda yolculuğa çıkıyor, Fatih Terim’le dostluklarından start alıyoruz:

MÜFİT ERKASAP: FATİH TERİM BİZE SAHİP ÇIKTI

“Galatasaray genç takımında oynarken, ara ara A Takımla antrenman maçları olurdu. Biz yeni yeni bu maçlarda boy gösterirken Fatih Terim de Adana Demir’den henüz transfer olmuştu.

Her zaman bizle ilgilenip, inanılmaz şekilde sahip çıkardı. Aramızda 4 yaş olmasına rağmen Fatih Terim çok büyük bir olgunlukla genç takım oyuncularının elinden tutardı. O şekilde bir yakınlık doğdu ve 1974 yılından itibaren bir abi-kardeş ilişkisi oluşturduk.” Bu ikilinin dostluklarına geri döneceğiz, fakat biraz daha eskiye gitmemiz gerekiyor…

“1957 Şanlıurfa doğumluyum, İstanbul Bakırköy’e geldiğimizde 11 yaşındaydım. Futbola meraklıydım, şimdi Carousel’in olduğu alanda eski bir futbol sahası vardı ve orada maç yapardık. O maçların birinin ardından bir ağabey yaklaştı yanımıza ‘Şu tarihte Ali Sami Yen’de Galatasaray’ın seçmeleri var oraya gidin ben hocayla konuştum’ dedi. Biz de oraya gittik ve seçildim. Serüven oradan itibaren başladı.”

3’ÜNCÜ GÜN DÖNÜYORDUM

Fakat Müfit Erkasap’ın futbolculuk serüveni fazla sürmüyor. Fatih Terim’le dostluklarının daha da güçleneceği başka bir yola giriyor:
“Sağbek mevkisinde görev yapıyordum, 1982 yılında çok ağır bir sakatlık geçirdim, ardından çok istememe rağmen futbola dönemedim, yani 25 yaşımda futbolu bırakmak zorunda kaldım. Bir de o dönemde çok iyi paralar kazanılmıyordu futboldan. Çok sıkıntılı, zor zamanlardı benim için.

Bu buhranlı dönemin ardından dünya evine girdim, Nur Erkasap Hanım’la hayatlarımızı birleştirdik. Belki de uğurlu geldi ve bu süreçte profesyonel olmuş futbolculara hızlandırılmış antrenörlük kursları açıldı. Kurslar ortalama 40 gün sürüyordu ve İzmir’deydi. Yine Fatih Hoca’yla birlikte gittik.

Hanımlarımız da arkadaş olduğundan birlikte aynı evde kalıyorduk. Kursun 3’üncü günü ben dönmeye karar vermiştim. Ama Fatih ve Fulya Terim çiftinin ısrarıyla orada kaldım ve belgemizi aldık. 1986’da Galatasaray altyapısında göreve başladım.

1994-95 sezonunda Reinhard Saftig A Takımın başına geçtiğinde ben de yardımcılığına getirildim. Sezonun bitimine 9 hafta kala takımı ben devraldım. Sezon sonu Başbakanlık Kupası’nı kazandık. Ertesi sezon Graeme Souness gelince 1 yıl kulüpten uzak kaldım. 1996’da ise Fatih Terim’le o müthiş yola girdik.”

MÜFİT ERKASAP İTALYA’DA FARKINA VARDIK

UEFA Şampiyonluğuna gelmek istiyorum. Müfit Erkasap anlatıyor: “Biz her zaman bu işin sonuna kadar gideceğiz demiştik. Ama final maçını oynarken de, kupayı aldığımızda da yaptığımız başarının büyüklüğünün farkına o anda varamadık. Bunu en çok İtalya’da hissettik.

Fiorentina’ya gittiğimiz zaman, bize gösterilen ilgi, başarılarımızın konuşulması, deplasmanlarda bile bu olayın dillendirmesi bize yaptığımız başarıyı fark ettirdi.”

Fatih Terim’le, Müfit Erkasap şu anda da Türk futbolunun en tepesindeler, milli takımların başındalar. Hedefleri Türkiye’yi hak ettiği noktaya taşımak: “Fatih Hoca ‘yapılanma kelimesinden bıktık, o kelimeyi duymak istemiyorum’ diyor; biz de öyle. Biz artık reform yapmak istiyoruz. Türk futbolunun artık bir takım reformlara ihtiyacı olduğu açık.

Ülkenin kalbi futbolla atarken, yerimizin burası olmadığını düşünüyoruz. Buna göre planlar, projeler ve desteklemeler yapma amacı içerisindeyiz. Başka ülkelerden de kopya sistemleri getirmek istemiyoruz. Sadece bazı konularda ders çıkarabiliriz diye bakıyoruz. Çünkü bizim ülkemizin dinamikleri çok farklı. Ve biz değerlerimize göre projeler tasarlıyoruz. İşe en aşağıdan başlamak istiyoruz. Zaten Fatih hoca da ‘Topu okulların içine atacağız’ diyor.”

Dortmund maçındaki o olay!

Galatasaray UEFA Kupası’nda finale doğru yürürken 4. Turda Alman Dortmund takımıyla eşleşmişti. Galatasaray maçı 2-0 kazanırken ikinci golün ardından kameralara ilginç bir görüntü yansımıştı: “Herkes Fatih Hoca bana tokat attı sanıyor. (Gülüyor) Hoca her zaman fikriniz varsa yükse sesle dile getirin diye telkinde bulunur yardımcılarına. Ben de oyuncu değiştirelim diyordum yüksek sesle. O da hayır diyordu. Ben birkaç kez daha tekrarladım ve açıkçası ümitsizlik sarmıştı, görüntülerdeki yüz ifademde de belli olduğu üzere. O sırada gol gelince Fatih Hoca “Ne dedim sana, ne dedim sana” diyerek sevincini öyle dışa vurmuştu.

Müfit Özkasap ile Röportaja takılanlar

– Fatih Hoca gözünün açık olduğu her an futbolu düşünüyor
– En üzüldüğüm maç 2008’de yarı finalde Almanya’ya kaybettiğimiz maç.
– 3.Lig’deki yaş sınırı ile ilgili yeni bir uygulama yapacağız.
– Kızım Begüm üniversiteyi bitirdi ve şu an hem annesi hem bana yardımcı oluyor.

Daha Fazla Göster

Bir yanıt yazın

Başa dön tuşu