Fulya DosyasıFutbolGündemTransfer

NationalTurk yorumcusu Müslüm Gülhan’dan; Beşiktaş Altyapısı!..

NationalTurk yorumcusu Müslüm Gülhan’dan; Beşiktaş Altyapısı!.. NationalTurk yorumcusu ve Haliç Üniversitesi Beden Eğitimi ve Spor Yüksekokulu Müdürü Müslüm Gülhan, bugünkü “Beşiktaş Altyapısı!..” başlıklı yazısında Beşiktaş’ın altyapısını kaleme aldı…

NationalTurk yorumcusu ve Haliç Üniversitesi Beden Eğitimi ve Spor Yüksek Okulu Müdürü Müslüm Gülhan’ın ‘Beşiktaş Altyapısı?’ başlıklı yazısı;

Metin, Ali, Feyyaz… Bu üçlemenin; Beşiktaş’ın altyapı sloganı olarak anılması daha mantıklı olur.

Nasıl olmasın ki?

Beşiktaş’ın kendi kaynakları ile yola devam ettiği süreç içindeki başarıları ve sempatisi hiçbir zaman unutulamaz. Serpil Hamdi Tüzün’ün katkılarıyla o zamanki koşullarda elde edilen kazançlar; aynı zamanda Seba’nın dirayetiydi. Bu bir politikaydı, Süleyman Seba’nın devam ettirdiği bir politikaydı…

Abilerinden aldığı emanetin değerinden dolayı…

Metin’in Kocaeli’den, Ali’nin Yücespor’dan, Feyyaz’ın Avcılar’dan transfer edilerek genç takıma katılımları, o zamanki transfer politikasının ve hedeflerin resmini çok net olarak çizmekteydi.

Süleyman Seba’nın, Ahmet Dursun ile eşdeğer tutularak(!) görevden ayrılması, Beşiktaş’ın tüm dengelerinin ve geleneklerin yok edilmesi anlamına geliyordu.

Serdar Bilgili ile başlayan değişim politikaları, Beşiktaş’ı var olan ve olması gereken çizgiden uzaklaştırarak, endüstri kisvesi altındaki kulüplerin içine sokmuştur.

Zarar kaçınılmaz olmuştu!

Demirören dönemi ise “anlatılamaz, yaşanılır” denir ya o durumdu… Demirören’in “gerekirse altyapıyı lağvederiz” açıklaması durumun sonuydu. Borç 600 milyon!

Gelelim bu günlere; tarihsel süreç aslında hâlâ Beşiktaş’ın lehinde. Çünkü o süreç içinde Serpil Tüzün’den sonra, Fuat Yaman ve Hürser Tekinoktay’ın ortaya çıkardıkları oyuncuların varlığı unutulamaz. Hem tarihsel süreçten gelen iç dinamikler, hem de toplumsal beklentiler hâlâ Beşiktaş’ın lehinedir. En önemli şansı ise Emrah Bayraktar’ın altyapı koordinatörü olarak görev yapmasıdır.

Tesis olarak son derece kötü şartlara sahip olan Beşiktaş’ın (kimse kendini aldatmasın; yapılan yeni bina altyapının temel sorununu çözmez) insan kalifiyesine sahip olması; bu koşullar için en temel dinamiğe sahip olması anlamına gelmektedir.

Bayraktar; Beşiktaş altyapısında top oynamış olması kültürel temel öğeleri bilmesi anlamında çok önemlidir. En önemli faktör ise akademik olarak eğitim almasıdır.

Şu anda BESYO mezunu üniversiteli pırıl pırıl gençleri etrafına toplayarak onları eğitmesi; Beşiktaş’ın gelecekteki hoca potansiyelinin büyüklüğü anlamında oyuncudan daha önemli stratejidir. Çünkü unutulmasın; altyapılarda önce insan yetiştiriliyor, sonra futbolcu! Ama ortada bilinmesi gereken ayrıntı ise altyapının sahasının olmamasıdır. Çünkü Fulya’da aynı sahada iki takım antrenman yapmaktadır. Hele hele zeminin asfalta dönmesi ayrı bir konu… Bu şartlarda futbolcu yetiştirmek büyük beceri ister.

Bana göre çözüm; altyapının Ümraniye’ye taşınıp A-Takım’ın başka yere geçmesidir. İşte o zaman M. Unıted’daki gibi, oyundan Falcao kalitesinde oyuncu çıkarken, Wilson adında 19 yaşındaki altyapı oyuncusu girer.

Emrah Bayraktar’ın esas yapısal çalışmalarının kalitesinin böyle bir tesis içinde ortaya çıkacağını da unutmamak gerekir, mesleki ve kültürel donanımları ile global ilişkilerindeki seviye; onu bu anlamda sadece Beşiktaş’ta değil tüm takımlar içinde öne çıkarmaktadır.

Altyapı farklı bir mesleki donanım ister, bunu fark eden ise Türkiye’de farklılığını ortaya çıkartır.

Beşiktaş bunu anlamak zorundadır!

Müslüm Gülhan / NationalTurk

Daha Fazla Göster

Bir yanıt yazın

Başa dön tuşu