Haber

Fatih Terim’e Açık Mektup

Sayın Fatih Terim; her hamleniz çelişkilerle dolu. Artık soru sormak istiyoruz. Bu Milli Takım, bizim de Milli Takımımız.

Sayın Fatih Terim, Milli Takım’a hangi kriterlere göre oyuncu çağırdığınızı bilemiyoruz. Türk futbol kamuoyunun açıklanan Milli Takım kadrolarını, sahadaki diziliş farklılıklarını analiz etmekte zorlandığı bir gerçek.

Ancak ne yaparsak yapalım, “Fatih Terim kriterleri”ni anlayamıyoruz. Formda olan, talep gören oyuncuları pek tutmuyorsunuz.

Öte yandan, takımında yer bulamayan, sorunlu addedilen oyunculara kucak açmayı ise çok seviyorsunuz.

Sürekli değişik ilk onbirler yapıyorsunuz ve oyuncuları hep alışık olduğu mevkilerden farklı yerlerde oynatıyorsunuz.
Bu yüzden Milli Takım’da ideal bir sistem, bol alternatifli bir iskelet yaratamadınız. Bırakın takım iskeletini, yan yana veya önlü arkalı ikililer dahi oluşturamadınız.

SİZDEN ÇEKİNİYORLAR
Size çağırdığınız veya çağırmadığınız oyuncularla ilgili soru gelince çok kızıyorsunuz.

Ancak bilmelisiniz ki, kararlarınızla ilgili kamuoyuna bilgi vermek sizin sorumluluğunuz.

Meslektaşınız Javier Clemente, İliç’le ilgili gelen sorulara “Bin defa sordunuz, bin defa aynı cevabı verdim; özür dileyerek yine aynı cevabı vereceğim; İliç iyi oyuncu ama benim şu anda forvete takviyeye daha çok ihtiyacım var” derken siz basın mensuplarını “Size hesap mı vereceğim” diyerek azarlıyorsunuz.

Muhabirler, spikerler sizden çok çekiniyorlar. Sordukları sorulara kızacaksınız diye lafı nasıl çevireceklerini şaşırıyorlar.

Brezilya ile oynadığımız hazırlık maçından sonra “Onlar bizden bir gün fazla dinlenmişlerdi” dediniz. Muhabir arkadaşımız “Aman hocam, Brezilya’nın iki onbiri de birbirinden tamamen farklıydı” diyemedi.

Malta maçından sonra “Malta’dan daha az koşarsanız, kazanamazsınız; biz taktik verirken her şeyi düşünürüz, hava alacak delik dahi bırakmayız ama sahada olmayınca da olmuyor işte” dediniz.

Arkasından da eklediniz: “Futbolculara yüklenmeyin, sorumluluk benimdir.” Spiker arkadaşımız size “Hocam bu nasıl çelişki” diye bile soramadı.

Hazır Malta maçından söz açılmışken; Sayın hocam, Malta önünde iki kere mağlup duruma düştük.

Kazanmak zorundaydık, siz son değişiklik hakkımızda Nihat Kahveci kenarda beklerken oyuna Deniz’i soktunuz. Daha önce iki kere zorunlu değişiklik yapmıştınız.

FUTBOLCULAR ŞAŞKIN
Her değişiklikte saha içinde en az üç dört oyuncunun yerini değiştiriyorsunuz.

Bir türlü çıkanın yerine o mevkinin adamını sokmuyorsunuz. Adeta sürekli bir şeyler yaratma peşindesiniz.

Hüseyin, Ayhan, Deniz kenarda otururken Hamit Altıntop’u oyunun merkezinde oynattınız.

Yorgun Hakan Şükür’e 90 dakika tahammül ettiniz.

Sayın hocam, sizi gerçekten anlayamıyoruz.

Sayın Fatih Terim, takımla gerek maç öncesinde gerek maç içinde sürekli oynuyorsunuz.

Futbolcular ne görev yapacaklarını şaşırıyorlar. İsviçre’deki İsviçre maçında 1-0 mağlupken dörtlü alan savunmasından üçlü adam markajına dönmüştünüz.

Hüseyin Cimşir’i liberoya çekmiştiniz.

İkinci golü yedik ve belki de o gol yüzünden Almanya’ya gidemedik. İsviçre maçı sonrası UEFA’nın resmi sitesi “Terim’in el hareketlerini futbolcuları bile anlayamadı” diye yorum yaptı.

Sayın Terim, daha evvel İnönü’de Danimarka’yı yenebilseydik zaten baraj maçlarına bile kalmayacaktık.

Neyse biz yine bugüne dönelim. Değerli hocam, son bir yıl içinde Milli Takım’ın ne yaptığının farkında mısınız?
Son bir yıl içinde altı maç oynadık.

Bosna, Gürcistan, Makedonya ve Romanya’ya yenildik. Norveç ve Malta maçlarında geriden gelip beraberliği zor kurtardık.

Hani şu Sabri’yi sol bek başlattığınız, 2-0 geriye düşünce Sabri’yi sağa aldığınız, Mhyre’nin ikramlarıyla 2-2’yi bulduğumuz Norveç maçını hatırladınız mı sayın Terim?

O maça bu kadar yanlış bir tertip ile başlamasaydınız, acaba orada alacağımız fazladan iki puan bugün bize ne kadar yarardı Sayın Fatih Terim?

Sonumuzun geçen seferki gibi olmasını istemiyoruz.

Tıpkı Dünya Kupası elemeleri gibi rakiplerimize sürekli ikramda bulunuyoruz.

Öte yandan bu futbolla Avrupa Şampiyonası’na gitsek bile “orada ne yaparız”ı düşünmeden de edemiyoruz.

Öyle ya, ortada ne bir takım iskeleti var, ne de doğru dürüst bir futbol.

Hatırlayınız, Almanya kampına yaklaşık 50 oyuncuyla gitmiştiniz. Şimdiki milli takımlarda bu oyuncuların kaçı oynuyor?

Hazırlık maçlarındaki yer ve rakip seçimlerinizi bir sonraki rakibe göre yapmıyorsunuz.

Hatta cezalı durumdaki oyuncuları bile hazırlık maçlarında oynatmaktan kaçınmıyorsunuz.

NURİ ŞAHİN NEREDE?
Almanya ile yaptığımız hazırlık maçı sonrası “Nuri Şahin’i bundan sonra hep oynatacağım” dediniz.

Sonra çocuğu sürekli Ümit Milli Takım’a yolladınız. Yıldıray’ın takım arkadaşı Malik Fathi için “Haberimiz olmadı” dediniz.

Mesut Özil, Serdar Taşçı, Nizamettin Çalışkan, Serkan Çalık, Barış Özbek gibi gurbetçileri göremediniz.

Halil Altıntop’tan, küme düşen Kaiserslautern’de yıldızlaşıp Almanya gol kralı olurken, faydalanmadınız.

Halil, Bundesliga’da haftanın futbolcusu seçilip Kicker dergisine kapak olurken; çocuğu Macaristan maçı aday kadrosuna çağırıp, tribüne yolladınız.

BAŞKA TÜRKİYE YOK!
Hocam, son Milli Takım kadrosuna Volkan Yaman’ı çağırmadınız.

O Volkan Yaman eksik ve sakatlar nedeniyle milli formayı tesadüfen kapmış ve çok da iyi performans vermişti.

Eğer sol beke artık ihtiyacınız yok ise o zaman Hakan Balta’yı ve hatta Hayrettin’i neden Milli Takım’a davet etme gereği duydunuz?

Kadroya çağırdınız Tuncay, Emre gibi oyuncular için “kendi takımlarında oynayamıyorlar” diye hayıflanıyorsunuz.

Hollanda lideri Feyenoord’da oynayan ve iki de golü bulunan Nuri Şahin’e neden hâlâ yer vermiyorsunuz?

Sayın Fatih Terim her hamleniz çelişki dolu. Artık soru sormak ve cevap almak istiyoruz.
Sizin bu Milli Takım’ın baş sorumlusu ve tek yetkilisi olduğunuzun bilincindeyiz.

Ancak Milli Takım bizim de Milli Takımımız. Başka Türkiye yok, sayın Terim.

Not: Bu yazı 10 Eylül 2007 Tarihinde Barış Ertül tarafından Fotomaç Gazetesi için yazılmıştır…..

Yazılarını Futbolistan.net ile paylaşan Sayın Barış Ertül’e teşekkür ederiz.

Daha Fazla Göster

Bir yanıt yazın

Başa dön tuşu