Haber

Adnan Polat ın Cemaatle İlişkisi Var!

Fatih Altaylı, Galatasaray’da tarikatlaşma olduğunu ve bunun başında Hakan Şükür, Hakan Ünsal, Okan Buruk, Emre Belözoğlu ve Sabri’nin olduğunu söyledi.

Fonex Kozmetik’in sunduğu Bülent Yüksel ile İmza programına konuk olan Altaylı, Galatasaray altyapısına gelen gelir düzeyi düşük çocukların mahalle baskısı sonrası tarikatlara kaydırıldığnı vurgularken, “Galatasaray camiasından bana gına geldi.” dedi.

Galatasaray eski ikinci başkanı Fatih Altaylı Hakan Şükür’ün Kutlu Doğum haftasıyla ilgili yaptığı demeci Radyospor’da değerlendirdi.

Fatih Altaylı Galatasaray camiasına da yönelik sert ifadeler kullanırken, Hakan Şükür’ün artık bir kesimin temsilcisi olduğunu vurguladı.

Sözlerine, “Türkiye’de son zamanlarda kimse konuşmuyor. Özellikle tarikat cemaat konularında kimse konuşmamayı tercih ediyor.” diye başlayan Altaylı, “Galatasaray camiası bile konuşmuyor gördüğünüz gibi. İlginçtir ben sizin aradığınız saatlerde yazımı yazıyordum.

Galatasaray divan kurulu başkanı sayın İrfan Aktar’a bir mektup yazıyordum neden çünkü bir gazetede İrfan Aktar’ın itiraflarını okudum.

İrfan Aktar diyordu ki işte Galatasaray camiasında bir tarikat örgütlenmesi olduğuna dair bizim herhangi bir araştırma yapmamız sözkonusu değil şu anda.

Bu yönde bir şikayet olursa biz ancak onun üzerine bir araştırma yapabiliriz divan olarak, ben de onu okuyunca dün aynı saatlerde bilgisayarın başına geçtim ve bu konuyla ilgili bir mektup yazıyordum araştırma yapılması için.

O sırada Zaman gazetesinde Hakan Şükür’ün o abuk sabuk açıklamalarını sözlerini görünce, İrfan Aktar’a yazdığım mektubu onu da ekledim. Gerçekten utanç verici.” dedi.

-İŞİTMEDİĞİM HAKARET KALMADI-

Adnan Polat ın Cemaatle İlişkisi Var!

Galatasaray içerisindeki cemaatleşme oluşumuyla ilgili yıllardır çalıştığını söyleyen Fatih Altaylı, “Bunları yeni söylemiyorum.

Ben bunu aylardır yıllardır söylüyorum. Onunla ilgili olarak da işitmediğim hakaret kalmadı.

Galatasaray’da futbol oynamış, Galatasaray’dan para almış, Galatasaray’da şan şeref şöhret sahibi olmuş adamlar bile futbolcular bile, bizim gibi Galatasaray için herşeyini vermeye hazır adamlara dönüp abuk sabuk hakaretler ettiler.

O küçük Hakan mıdır, Hakan Ünsal mıdır nedir, şimdi işte tarikatçıların baş tacı olan, tarikat gazetelerinde, televizyonlarında beni Lig tv’de yorumculuk yaptırılan bu adamın ve benzerlerinin hakaretlerine maruz kaldım.

Dün yine habertürk’teki köşemde Hakan Şükür’ün sözlerini eleştirdim. Bir takım adamların dinsiz misin, dine düşman mısın mesajları aldım. Tabi algılama bu olunca Türkiye’de bunlarla ilgili yazı yazmak kolay değil, bunlarla ilgili düşüncelerini söylemek de kolay değil.

Çünkü kendini din polisi zannediyor bazıları. Benim dinimden sana ne, dinliyim ya da dinsizim sana ne, dinsiz olsam ne değişir, dinli olsam ne değişir, ikincisi eğer sen inançlıysan hakketen dediğin gibi herhangi birine dinle ilgili hesap sorma hakkının sende olmadığını bilmen lazım.

Bunlar şerefsiz, inançsız insanlar, bunlar din tacirleri. ne yazık ki Galatasaray içinde de bunlardan olduğunu görüyoruz. Yıllardır bu örgütlenmeyi sürdürüyorlar. Kimsenin bireysel inancına karşı değiliz. İsteyen istediğine inanabilir, isteyen inanmayabilir.

Buna hiç karışamayız. Bir futbolcu sahaya çıkarken dua da edebilir, soyunma odasında dua da edebilir.

Odasında namaz da kılabilir. Benim Galatasaray’da yıllardan beri söylediğim Galatasaray’da tarikat örgütlenmesine karşıyım. Küçük çocukların alınıp mahalle baskısıyla tarikatçı haline getirilmesine karşıyım.

Kulüp içerisinde, takım içerisinde bir baskı oluşturulmasına karşıyım. Bunun olduğunu görüyoruz biz. Galatasaray’a gelen zaten büyük bölümü alt düzey gelir sahibi, varoş çocuklarının burda baskıyla tarikatların cemaatlerin kucağına itilmesine karşıyım.

İşte gördük bunların sonuçlarını. Emre Belözoğlu, Arif Erdem, Hakan Ünsal, Sabri ve daha alttan gelen niceleri. Şimdi bu bir camia, bir takım içerisinde bir kulüp içerisinde kabul edilebilir birşey mi?

Ben bunlarla yıllardan beri mücadele ediyorum. İrfan Aktar’a mektup yazdım. Galatasaray Spor Kulübü bunun üstüne gitmeli, Geçen gün Serdar Turgut diyor ki ben Galatasaray’ı bıraktım bu nedenle.

Ben bu nedenle Galatasaray’ı bırakmam. O zaman bu nedenle Türkiye’yi bırakmam lazım. Bunlar Türkiye’de egemen olmaya çalışıyorlar. O zaman çekip gidelim bunların olmadığı bir yerde.

Gerçi onların olmadığı bir yer kaldı mı dünyada diyeceksiniz, o da ayrı bir dava ama. Böyle bir şey olmaz. Ama Galatasaray’dan bu pisliklerin temizlenmesi için herşeyi yaparım. Ben 46 senelik Galatasaraylı’yım.

Bunlar bedeli mukabil Galatasaraylılar. Bunların Galatasaray’ı kirletmeye, Galatasaray içerisinde kendi tohumlarını atmaya hakları yok. Onun için ben bunlarla sapına kadar, sonuna kadar mücadele edeceğim.

-ŞİKECİ SEZGİN’E AÇIKLAMA YAPMAK DÜŞMEZ-

Adnan Sezgin Şikeci mi ? Konu ile ilgili makale için tıklayınız »

Adnan Sezgin’in konu ile ilgili gazetecilerin görüşü istendiğinin hatırlatılması üzerine Fatih Altaylı, “Adnan Sezgin zaten Galatasaray Spor Kulübü adına açıklama yapmak ona mı kalmış.

Galatasaray aleyhine şike yaptığı TMSF tarafından tespit edilmiş bir kulübün o dönemki yöneticisine mi kalmış. Adnan Sezgin kim? Galatasaray’ın Adnan Sezgin’le çalışıyor olması, Adnan Sezgin’in Galatasaray’dan maaş alması zaten başlı başına bir utanç.

Bunu da defalarca söylüyorum ben. Adnan Sezgin kim ki Galatasaray’ın Asbaşkanlığını yapacak. Kimdir Adnan Sezgin. Şikeciliğiyle gazete manşetlerine çıkmış ve Galatasaray’ın şampiyonluğunu engellemek için yaptığı şikecilikle gazete manşetine çıkmış bir kişi eğer Galatasaray’da bugün yöneticilik yapıyorsa profesyonellik anlamda Galatasaray’dan para alıyorsa bu zaten başlı başına bir utançtır.” dedi.

Konu ile ilgili haber için tıklayınız »

-ADNAN POLAT’IN CEMAATLE İLİŞKİSİ VAR-

Adnan Polat ın Cemaatle İlişkisi Var!Ne olacak bundan sonraki sorusuna Fatih Altaylı, “Galatasaray’da en yetkili koltuklarda oturdum, ben bunları söylüyorum. Yarın oraya gidim yine söylerim. Yine bunlarla mücadele edeceğim.

Şimdi bilemiyorum. Adnan Polat’ın da bu camiayla, cemaatle anladığım kadarıyla bir ilişkisi var.

Gerçi Adnan Polat bu cemaatle fikir birliğinde olması mümkün olmayan bir yapıdan geliyor ama, sonuç olarak herhalde diyorum ki Adnan Polat ‘da özellikle İstanbul Büyükşehir Belediye başkanlığında Recep Tayyip Erdoğan’ın karşısına CHP’nin adayı olarak çıktığı günden bu yana herhalde belediyelerle olan sorunları çözmek için böyle bir yöntem geliştirdi.

Bilemiyorum ama sessizliğin bunu kabullenmenin arkasında bunun yattığını düşünüyorum. Adnan Polat tek suçlu mu, yani bakarsınız Faruk Süren’in de bunda suçu var, Özhan Canaydın’ın da suçu var. Herkesin suçu var.” cevabını verdi.

-GALATASARAY TARİKATLARIN KULÜBÜ OLMAYACAK-

“Galatasaray tarikatların kulübü olmayacak. Galatasaray Lisesi’nin koridorlarında kurulmuştur bu kulüptür. Ali Sami Yen tarikatlaşmak için kurmadı bu kulübü. Galatasaray çağdaşlığın ve modernliğin temsilcisidir.

Galatasaray bir takikat kulübü olmayacak.” şeklinde devam eden Altaylı, Hakan Şükür’e de değinerek, “Takım içerisinde Hakan Ünsal, Hakan Şükür gibi futbolcular gençler içerisinde bir mahalle baskısı oluşturur. Hakan Ünsal’ın sessizliği, Okan’ın konulara yaklaşımı, Hakan Şükür zaten milletvekilliği adaylığı, belediye başkan adaylığı konuşuluyor.

Bazı siyasi görüşlerin açılışlarına gidiyor. Hakan Şükür farklı bir yerde. Hakan Şükür bunun biraz sözcüsü gibi bu işin. Simgesi gibi.

Hakan şükür tabiki farklı, aynı değiller ama sonuç olarak bunlar bir yapı bir örgüt haline geldiği zaman sıkıntı oluşturuyorlar. Yoksa kimin inancından kime ne? Ateist olmuş, musevi olmuş, bize ne?” dedi.

-GALATASARAY CAMİASINDAN GINA GELDİ-

Alp Yalman’ın Hakan Şükür’ün konuyla ilgili yorumlarını da değerlendiren Fatih Altaylı, “Alp abinin hayatı boyunca bir tek anlaşılır bir cümlesini duydunuz mu? Onun cümleleri genelde “öyle mi, gerçek mi, demek siz öyle düşünüyorsunuz” şeklindedir.

Alp Yalman’ın hayatı boyunca anlaşılır bir cümlesi yoktur. Türkiye karnından konuşanların bir ülkesi. Hepsinin bir takım hesapları var, Galatasaraylı’sının da yöneticisinin de, futbolcusunun da.

Zaten öyle olmasa Türkiye bu noktada olur muydu? Türkiye’de konuşan birini görüyor musunuz? Herkes bir tarafından korkuyor. Bunların bir takım hesapları var. Bu konulardan konuşmak işadamı için tehlikeli olabilir.

Belki kredi başvurusunda bulunmuşlardır. Galatasaray’ın bu konuda sessiz kalmasının arkasında belki iktidarla iyi geçinme çabası vardır. Belki kredi çabası vardır. Belki yöneticilerden bazılarının çabaları vardır.
Bilemiyorum Galatasaray buna sessiz kalıyor. Çünkü işadamları var. Çıkar gruplarının temsilcileri var. Şunlar var bunlar var. Ama ben tamamen özgür, bağımsız, kimseyle de işbirliği olmayan bir adamım.

Ağzıma geleni söylüyorum. Galatasaray’da benim gibi düşünen, en azından önde gelen isimlerin benim gibi düşündüğünü biliyorum.

Ancak bu adamlar karnından konuşurlar. Artık Galatasaraylılar’dan da bana gına geldi. Niye gına geldi onu da söyleyeyim. Kapalı kapılar ardında söyledikleri ile açık alanda söyledikleri arasında fark var.

Açık yerde söyledikleri ile kapalı alanda ki söyledikleri arasında fark var. Dost geçinip birbirlerine selam verip, arkadan birbirlerinin kuyusunu kazanlar var. Özel konuşmalarını alıp sohbetlerine alıp, basına sızdıranlar var.

Yani bana aslında bu camiadan da sıkıntı geldi. Ama bu camia benim caiam olduğu için bir şey diyemiyorum. Ama Galatasaray camiasının da Türkiye’den pek bir farkı kalmadığını görüyorum ve bundan üzüntü duyuyorum.” diye sözlerini bitirdi.

Acaba Fatih Altaylı doğru mu söylüyor? Çok tartışılacak video görüntüleri için tıklayın…

Daha Fazla Göster

Bir yanıt yazın

Başa dön tuşu