FutbolHaber

Zor Luis’im zor, Bir An Önce Dön Evine

Bir yorumcunun köşesinden…
…”Aslında Fenerbahçe Dinamo Kiev’i yerle bir eder. Çift ön liberolardan bir tanesini çıkaracaksın, Emre’yi öne alıp, ofansif düşünen Uğur Boral’ı sola koyacaksın, bir de Güiza’nın yanına Semih olmadığı için İlhan’ı koyacaksın. Olay bu kadar basit. Ama Aragones bunu yapmadı”…
* * *
Evet, olay bu kadar basit.
Basit olmayan “olay bu kadar basit “diye yazabilmek.
Yazabiliyorsan…
Gerisi basit tabii.
Çok basit.
Yazan inanıyorsa yazdığına…
Okuyan da var.
İnanan da…
Yani…
Hadi evine yaşlı adam!
Dön ülkene bir an önce!
Ve…
Obur kediler.
Doymuyorlar bir türlü.
* * *
50 küsur spor yazarı yorumlamış Fenerbahçe-Kiev maçını.
Ustaları, işini iyi yapanları tenzih ediyorum .
50 küsur kişi Luis’e sulanmış.
50 senede 50 küsur teknik direktör, böyle yollanmış.
Sırada İspanyol var şimdi.
‘Aragones gitsin’miş.
Onlar kalsın ama.
Zico’lu Fenerbahçe Şampiyonlar Ligi’nde 8’lere kaldığında “Zico’daki gelişimi fark ediyoruz” demişti onu sürekli eleştirenler.
Aklıma hayalime gelmezdi böylesi.
Kıvırmanın böylesi…
Biz de onlardaki gelişimi fark etmiştik.
Yani…
Ohh Mualla’sı da var.
Ohhh be ne ala!
* * *
Digiturk’de Memleketim TV var.
Her şehirde laptoplu bir adam ve yanında başka bir adam(lar) var.
Hepsi şehrinin teknik direktörünü, yerin dibine sokuyor her hafta.
İstanbul’da da, Trabzon’da da böyle .
Bursa’da da…
Sakarya, Elazığ, Malatya’da da…
İstisnalar hariç, uluslararası bir futbol takımı, bir milli takım, bir teknik direktör ve bir futbolcu çıkmayan bu ülkede, analar, her teknik direktörden futbolu daha iyi bilen çocuklar doğuruyorlar.
Keramet ana sütünde.
Dünya bunu fark edecek bir gün .
Sütü.
Bizi.
Yorumcu cumhuriyetini.
Konu Luis falan değil yoksa.
Bugün Luis.
Yarın Muis.
Futbolda her şey değişti.
Sistemler, taktikler maktikler…
Sahalar mahalar.
Falan filan…
Şu bu…
Bir bunlar değişmedi.
Bu kafa değişmedi.
Bu kafanın yorum tarzı…
* * *
Saracoğlu’nun bir tarafında localar var.
Fenerbahçe sosyetesi ve Fenerbahçeli önemli beyler…
‘Dokunulmazlar’.
Tam karşılarında, Fenerbahçe’yi yönetenler.
Onlar da dokunulmaz.
Sağında solunda, İstanbul’u, Türkiye’yi yöneten
Fenerbahçeli beyler…
Onlar da öyle.
Sahada yönetimin getirdiği Fenerbahçeli yıldızlar..
Onlar da tabii…
Kala kala bir teknik direktör kalıyor dokunulabilecek.
Sebep bu.
Yorumcunun bu yüzden işine geliyor Luis’e sallamak.
* * *
Fenerbahçeli eski futbolcu-teknik direktör-yorumcu. Fenerbahçe Başkanı’nı, yönetimini zaten eleştir(e)miyor.
Bu sistemde bu oynar, şu oynamaz filan deyip sıyrılıyorlar.
İş almak istemiyorlar başlarına.
Haklılar.
Kendilerine göre.
Ya futbolcuya ya hocaya kesiyorlar faturayı yıllardır.
Daha çok hocaya.
Ruhsuz futbolcu, acemi hoca.
Fenerbahçe yönetimine en yakın gazeteci Alaattin Metin, maçtan sonra yönetimin locasına gitmiş, sahada da onlarlaymış.
Kendi ifadesi böyle.
Ve yazmış:
“Fenerbahçeli futbolcuların aklı bir karış havada. Kartvizitlerinde
şöhret, kariyer, hepsi var. Ama onlar sahada yok. Roberto Carlos emekli olmuş, Edu titrek, Selçuk kötü. Gökhan bile eski Gökhan değil.”
Filan falan…
Bu kadroyu kuranlara, tutanlara tek laf yok.
Evet sistem böyle.
Yani…
Zor Luis’im zor.
Zico’lu Fenerbahçe geçen sene Şampiyonlar Ligi’nin en fantastik
takımlarında birini eze eze yendi.
Ertesi gün köşelerde Zico yoktu.
Pardon, birinde vardı.
Zico Semih ve Kazım’ı almakta biraz, geç kalmıştı.
Biraz(?).
Buna yorum deniyor.
Yapana da yorumcu.
Elinde avucunda başka bir şey yok ki.
N’apsın.
Ve…
Bir yazının tıklanma sayısı, yazarın okunduğunu gösteriyor.
‘Okunduğunu’ göstermiyor.
Niye okunduğunu da…
Tıklayan niye tıkladığını da tıklayabilse…
Tık tık tık.
Saçma mı oldu?
Olsun.
Ve…
Her hafta aynı takımı konuşmak, yazmak kolay mı?
Ne yazacaklar?
Ne konuşacaklar?
Son bir şey…
Beni sevmiyormuş çoğu.
Duyuyorum.
Haklılar.
Onların yerinde ben olsam, ben de sevmem beni.

Mahmut Uslu, Mahmut Uslu’ya karşı
Mahmut Uslu “futbola verenlerle futboldan alanların kavgası bu” dedi yayında.
Kendisini verenlerin tarafına koydu.
Doğrudur dedikleri.
Tecrübeli bir spor adamı kendisi.
Dikkate almamız lazım.
O da başkanı ve diğer arkadaşları gibi, vermiştir futbola.
Fenerbahçe’ye.
Para, zaman, emek.
Falan filan.
Sadece şu…
Ya aldığı?
Aldıkları.
Hesapladı mı hiç?
Hesapladılar mı?
Fenerbahçe’den, futboldan aldığını bir hesaplasın.
Hesaplasınlar.
Tediye değil tahsilat tarafında olabilir.
Olabilirler.
Kendi kendisiyle kavga ediyordur belki.
Diğerleri de ondan farklı değil.
Diğer büyüklerinkiler.
Üç büyük boş yere büyük değil.
Başkanı, yöneticisi, taraftarı, yorumcusu, her köşesinden kemiriyor yıllardır.
Hâlâ ayakta 3 büyük.
Hâlâ büyük.
Hakikaten büyükmüşler.
Nokta.

Bilgin’den

“Hayatı sadece top ve kadın olandan bir şey olmaz” diye biri bir yerlerde bir şeyler söylemiş midir bilmem?
Kimse söylememişse de …
Ben söylüyorum.
Böyle bir adamdan kendine ne fayda gelir ki topa gelsin,
kadına gelsin?
Top da kaçar, kadın da bu adamdan.
Hayat da…
Hayatın içinde top da olmalı, kadın da.
Olması gereken kadar.
O zaman zaten top da olur kadında olur.
Sorun olmaz.
Hayatın tadı olur.
Ve…
Top ve kadını konuşmaya gerek kalmaz.
Ve…
Roma’da otururken, Türkiye’den
her gelen ya maça gitmek isterdi ya kadına.
Götürmezdim.
“Toptan anlamıyor bu” lafı böyle mi çıktı acaba?
“Top mu bu?” da diyebilirlerdi.
İyi yırtmışım.
Valla.

Daha Fazla Göster

Bir yanıt yazın

Başa dön tuşu