RöportajlarFulya DosyasıFutbolHaberPolitikaŞike DosyalarıTBMM Araştırma Komisyon RaporlarıTransfer

Hürser Tekinoktay: Dürüstlük Beşiktaş’ı yönetmek için ilk prensip olmalı. 

Hürser Tekinoktay, Mayıs ayında yapılacak Beşiktaş başkanlık seçimiyle ilgili olarak A24 Haber muhabiri Emirhan Gökdepe’ye özel röportaj verdi.

Bali Balayı Turları

Röportaj,

Beşiktaş’ın 2019’daki seçimlerinde başkan adaylarından olan Hürser Tekinoktay, Mayıs ayında yapılacak Beşiktaş başkanlık seçimiyle ilgili olarak A24 Haber muhabiri Emirhan Gökdepe’ye özel röportaj verdi.

Emirhan Gökdepe/ Hürser Tekinoktay Özel Röportaj

1-Yaklaşan seçimde Beşiktaş Başkan Adaylarından kimi destekliyorsunuz?

Hürser Tekinoktay: Yaklaşan seçim ile ilgili şunu söyleyebilirim; Beşiktaş ve Türk Futbolunun sorunları temelde birbirine benziyor. Öncelikle liyakat, şeffaflık, dürüstlük söze güven futbolu ve Beşiktaş’ı yönetmek için ilk prensip olmalı.

Beşiktaş kısmında ise mutlaka geçmiş ile hesaplaşmanın yapılması buna eklenmelidir. Beşiktaş geçmişinde kendisine kasten zarar veren her olay ve kişiler ile mutlaka yüzleşmelidir. Bu prensip tüm Beşiktaşlıların destekleyeceği adayın mottosu olmalıdır.

Tüm bunlarla birlikte şu anda daha adaylık açıklama süresi bitmediği için şu adayı destekliyorum demek genel anlamda doğru olmaz.

Ama adaylık için bizim tüzüğümüzde önerge/öneri verilmesi maddesi vardır.

Dolayısıyla 250 imza önergesinden sonra çıkacak tabloda önergeleri kabul edip adayım diye açıklama yapan  adayları görmemiz sonra da bunu destekliyorum dememiz doğru ve demokratik olacaktır.

Ancak şunu net söyleyebilirim…

NationalTurk Haber

Bir kaç hafta önce adaylığını açıklamış olan zaman aşımcı olarak tarihe geçecek olan mevcut başkanı desteklemememiz mümkün değildir.

Fikret Orman ve Demirören Ahmet Nur Çebi için önemli bir rol modeldir

2- TFF Başkanlığı için Beşiktaş Başkanı Ahmet Nur Çebi’nin de adı geçiyor sizce böyle bir adaylık olacak mı? Olursa mayıs ayında Beşiktaş’ı bekleyen seçimin durumu ne olur?

Hürser Tekinoktay: Ahmet Nur Çebi’nin daha önce aynı Yıldırım Demirören döneminde olduğu gibi ibra olmadıkları ve hukuki olarak bir takım sorumluluklarından uzaklaşmak için bunu bir EXIT kapısı olarak görmek istemesi normaldir.

Çünkü kendisi için hem Fikret Orman hem de Yıldırım Demirören önemli bir rol model olmuştur…

Ama şurasını da hiç birimizin unutmaması lazım Türk Futbolunu yönetmek, ülke gençliğine ve futboluna yön vermek, ilimle, bilimle, liyakat ile olur.

İhale ile olmaz, siyaset ile olmaz.

Burada insanların vicdani ve toplumsal sorumlukları da vardır.

Türkiye Futbol Federasyonu Başkanının sorumlulukları, sadece kravat takıp milli takıma hoca seçmek veya milli maçlara bedava misafir götürüp onları ağırlamak değildir.

3- Yeni çıkan spor yasası sonrası kulüplerde başkanlık düşünenlerin geri adım atmasını nasıl değerlendiriyorsunuz?

Hürser Tekinoktay: Yeni çıkan spor yasasında aslında geriye dönük sorumlulukların tartışılacağı eski kusurlu yöneticileri koruyan bir taraf var gibi.

Mesela yasa da bulunacak konulardan olan ‘spor kulüpleri ve spor anonim şirketleri için ‘denk bütçe’ sistemi getirileceği ve spor kulübü ve spor anonim şirketi başkan ve yönetim kurulu üyeleri ile yöneticileri, mevzuat, tüzük ve esas sözleşmeden doğan yükümlülüklerini kasıt veya ihmalle ihlal ettikleri takdirde kulüp, şirket, pay sahipleri ve alacaklılara karşı verdikleri zararlardan müteselsilen sorumlu olacak.’ hususu zaten mevzuatta vardı…

Önemli olan uygulanabilirliği, uygulanabilirliğin hızı ve kararlılığıydı …
Şimdi geriye uygulanamaz gibi bir şart gelmesi veya böyle intiba yaratılması geçmişte yapılan suistimalleri gerçekleştirenleri ve işbirlikçilerini asla korumamalıdır.

Bunun dışında üyelik başvuruları, tüzükte gösterilen sebepler dışında ancak haklı sebeple reddedilebilecek..

“Omerta kuralı işliyor”

Bu BJK için çok önem teşkil ediyor…
Ayrıca şirket olma sorumluluğu biraz ortama daha fazla ciddiyet getirecek.

Şirketin müdürü mevcut durumda şirkete ve dolaylı olarak derneğe zarar veriyor. Ama yerine gelen dernek başkanı büyük hissedar olarak AŞ genel müdüründen ve sorumlularından  zararı tahsil etme yoluna gitmiyor.

Adete omerta kuralı işliyor.
Suçlular ve sorumlular aklanıyor.

Biri SPK bir Dernekler mevzuatına bağlı bu durumu dernek yöneticileri ne yazık suistimal ediyor.
Sonuçta SPK’yı da alet eden dernek yöneticileri ‘hayali oyuncu rayiç bedelleriyle’ sürekli hayali bir sermaye yaratıyorlar.

Ve sürekli de zarar ediyorlar…

Örneğin 5 milyon dolar rayiç bedel ile gösterilen bir varlık / öz sermaye (futbolcu) bir kaç ay sonra bedavaya şirketten uçup gidiyor…

Millet bizim öz varlığımız, sermayemiz, nerede demiyor..

Şirket zarar etmiş. Sermaye bedavaya gitmiş. Ama bedavaya giden oyuncudan, menajeri imza parası adıyla ilave kar yaratmış.
Milyon dolarları aracılar kazanırken şirket batık sermayeye muhtaç ediliyor…
Sonra borç içindeki kulüplere paralı başkan gelsin nutukları atılıyor.
Kulübün ‘elektrik parasını ödeyecek parası yok’ diyerek sözde paralı başkanlar geliyor ve nutuklar atıyor…

Aslında çare olarak yaratılan (!) paralı başkan dedikleri kişi genellikle hiç bir şeyden anlamayan kandırılabilecek bir tip oluyor.

Ve her paralı başkan geldiğinde, kulüp daha da batıyor…

4- Beşiktaş’ın özkaynak düzeni ile ilgili projeleriniz vardı. Daha önce görev yaptığınız dönemlerde burada başarılı işlere imza atmıştınız. Beşiktaş’ın son dönemdeki özkaynak projelerini beğeniyor musunuz?
Özkaynak yatırımları yapan bir kulübün buradaki en önemli çalıştırıcılarından birini 4 ay boyunca A takımda değerlendirmesi ve tekrardan altyapıya gönderiliş şeklini nasıl değerlendiriyorsunuz?

Hürser Tekinoktay: Nerdeyse 30 yıl öncesinden kötü… Tek kelimeyle skandal… Yapılan tüm uygulamalar ve yaklaşım değerlerinize ve gençlere hiç bir önem vermediğinizi gösteriyor.
Hele ki çalıştırıcıları göndermeden önce ve gönderdikten sonra konuştukları daha da çirkin. Bu konuda aslında mesleki ve spor etiği olarak konuşulacak çok şey var.
Umarım günün birinde bu süreç başlıbaşına incelenip tartışılacak bir konu haline gelir…

5- Bu mali tablolar içerisinde yapılan hamleler doğrultusunda Beşiktaş’ı gelecek yıllarda neler bekliyor?

Hürser Tekinoktay:  Mevcut yönetim iki yıldır beceriksizliği yüzünden lisans çıkartamadığı evde oturan futbolculara milyonlarca euro ödedi.
Yerlerine de bir yıl boyunca evde oturan, takımı olmayan ve kadroda yer bulamayan oyunculara milyonlarca dolar imza ve komisyon paraları ödeyip alarak israf yaptı.

Hürser Tekinoktay “Paramız var diye gelip bizi borçlandırdılar”

Tüm bunları yaparken ‘bizim paramız var’ diye gelip bu paraları ceplerinden ödemek yerine gittiler devlete ve ziraat bankasına eski borçları erteleyip, yeni temlikler ve ilave faiz yükümlülükleriyle kulübü daha da borç batağına sürüklediler…

Paramız var diye gelip bizi borçlandırdılar…

Sorsanız kur farkı diye kılıf uydurular…
“Gelirlerde kur farkı yok, peki sadece giderler de mi kur farkı var?” diye kimse de sormaz…

Yine kimse demez ki;
Beşiktaş bir kaç yıl önce Şampiyonlar Liginden ve sadece bir oyuncu satışından bir takvim yılında 120 milyon euro civarında ekstra bir gelir yaratıldı.

Ve siz şampiyonlar liginde böyle bir geliri hedefleseydiniz, kur farkı ile 2 Milyar TL’ye yakın bir ekstra geliriniz olmaz mıydı ?

Zaten borcu 2019’da 2.3 milyar TL olarak devir almıştınız…
Buyrun işte kur farkı sayesinde ekstra yarattığınız bu gelir, borcun nerdeyse tamamını kapattı.

Şu anda durum ne?
2.3 milyar TL ile alın borç bir kaç önce 4.6 olarak açıklandı…
Sadece bir dönem görevde kalınan sürede borç iki misline çıkmış.
Ayrıca mevcut yönetim 2012’de göreve geldiği zaman borç 430 milyon TL seviyelerindeydi.

Düşünebiliyor musunuz;
Görev yaptıkları 10 yıllık sürede kulübü 10 misli borca sokan bir yönetim, bir mantalite, bize nasıl bir gelecek bırakacak…

6-Takımın Ersin Destanoğlu ve Rıdvan Yılmaz’dan sonra en çok gelecek vadeden oyuncuları Güven Yalçın ve Serdar Saatçi ile hala sözleşme yenilenememiş olmasını nasıl değerlendiriyorsunuz?

Hürser Tekinoktay: Sezon başı Rizespor’un transferleri yapmış olan Rizesporlu bir idareciyi biz CEO olarak getirdik.

Aynı Rizespor’da takım kurmayı beceremedikleri gibi, Beşiktaş’ta şampiyon olmuş takımı bozup, bir sürü gereksiz transfer yapıp büyük bir başarısızlık yaşadılar.

Tatlı rüyalar içinde ‘anlamadıkları bu durum’ sonrası alt-yapı / öz kaynak projesi diye bazı sakatlıklardan ötürü bir çok futbolcunun oynayamadığı kupa maçında, Emirhan’ın gösterdiği performansa hepsini şaşırttı.

Basın toplantıları düzenlenerek, onların yeni öğrenmeye başladığı, ama binlerce futbol aklının ve bir sürü profesyonelin en temelinden bildiği komik hikayeleri millete anlatıp durdular…

“Ersin Destanoğlu, Rıdvan Yılmaz, Serdar Saatçi ile hala sözleşme imzalanmamış olması trajikomiktir”

Gelinen noktada, onlardan önce neredeyse 50 yıla yakın derinliği olan ve kurumsallaşmış durumdaki Beşiktaş Özkaynak modeline Sergen Yalçın ve yardımcı hocaların sahip çıktı .

Onların A takıma aldıkları Ersin, Rıdvan, Serdar Saatçi ile hala sözleşme imzalanmamış olması gerçekten hikayenin başka bir trajikomik durumudur.

Alanyaspor’a gönderilen genç millilerimizi saymıyorum bile…
Rizespor ve Beşiktaş’ta transfer mimarı olan akıllar bilmedikleri ‘takım kurma’ işinden sonra devre arasında bir de Rizespor düşmesin diye 6 milyon euro verip Gedson Fernandes’i Rizespor’a aldılar…

Sonuçta Rizespor şu anda ligde 19. Beşiktaş ise ligde 8. durumda…

Güven olayı ise daha da acayip.
Sezon başında UEFA listesinde yazılmayan Güven bu yıl UEFA Listesine yazılan oyunculardan daha fazla takıma katkı yaptı.

Onun çıkış yaptığı dönemde, ona performansı yükseltebilecek hiç bir destek verilmedi.
Bazı durumlarda genç oyuncuların kendilerine güven duyulacak ve verilecek destek anları vardır.

Böyle zamanlarda gerekli olan destek verilmezse futbolcuların gelişmeleri, ilerlemesi durur ve hatta geriye düşüş olur…
Bu özellikle bizde, Beşiktaş’ta çok yaşandı….

Hürser Tekinoktay’dan Emirhan İlkhan tespiti “Yetenek kullanılır, korunmaz”

7- Önder Karaveli ve İsmail Kartal’ın genç oyuncular ve özelikle Emirhan İlkhan için çok sık kullandığı “Koruma” ifadesini siz nasıl değerlendiriyorsunuz. Genç oyuncular nasıl korunur ve nasıl a takımda kalıcı hale getirilir?

Hürser Tekinoktay: Genç oyuncular için ‘koruma’ diye bir söz söylediğiniz zaman onları ‘korunmaya’ muhtaç edersiniz…

Mesela 17 yaşında A milli takıma seçilen Pele ve Maradona veya 12 yaşında Sporting Lizbon alt yapısına gelip 17 yaşında A takıma çıkıp 25 maç oynadıktan sonra 18 yaşında ManU’ya transfer olan Cristiano Ronaldo ’Koruma’ya alınsa ne olurdu ?

‘Koruma’ Eldeki yeteneği ‘hazırlayamama’ ile eşdeğer bir sözdür.
Antrenörün işi de eldeki yeteneği korumak değil, onu en kısa sürede takım için kullanmaya hazırlamaktır.

Emirhan Gökdepe/Özel Röportaj / a24 Haber

Canlı Yayında Hürser Tekinoktay’a TFF Başkanı ol çağrısı

Bu haberlerde ilginizi çekebilir

Daha Fazla Göster

Bir yanıt yazın

Bali Otelleri
Başa dön tuşu