FutbolGündem

Emre Belözoğlu; Aykut Kocaman’ın evine giderek özür diledim

Emre Belözoğlu; Aykut Kocaman’ın evine giderek özür diledim… Kariyerine La Liga’da Atletico Madrid formasıyla devam eden milli futbolcu Emre Belözoğlu, Fenerbahçe’den ayrılmasının nedenlerini, Aykut Kocaman ile arasında yaşananları ve A Milli Takım’ın geleceğiyle ilgili çarpıcı açıklamalarda bulundu.

Futbol hayatını İspanya’nın Atletico Madrid takımında sürdüren milli futbolcu Emre Belözoğlu, TFF’nin Tam Saha Degisi’ne özel açıklamalarda bulundu. Ntvspor’un haberine göre, Fenerbahçe’den ayrılırken kimseye kırgın olmadığını söyleyen Emre, Aykut Kocaman’la yaşadığı tartışmanın ardından yaşananları da tüm detaylarıyla anlattı.

Türk futbolunun gelişebilmesi için herkesin vites yükseltmesi gerektiğini ifade eden deneyimli futbolcu, ”Tecrübe önemli elbette ama ben eğitimin de gerekliliğine inanıyorum ve eğitim de almak istiyorum. Bu röportaj ‘Ben her şeyi biliyorum’ gibi algılanmasın. Bazı cümlelere özellikle vurgu yapıyorum. Türk futbolunun vites yükseltmesi gerektiğinin üzerinde özellikle duruyorum. Oyuncunun, hocanın, yöneticinin vites yükseltmemesi halinde Türk futbolu böyle rölantide kalır. Bunları söylerken, Milli Takımımızın Türkiye’de oynanan futbolun üzerinde bir kaliteye sahip olduğuna da inanıyorum” ifadelerini kullandı.

”HERKES KENDİ İÇ MUHASEBESİNİ YAPACAK”

Türkiye’de iki büyük takımda şampiyonluk yaşayan, faal oyuncular içinde A milli formayı en fazla giyen, UEFA Kupası kaldıran, iki kez UEFA Süper Kupa kazanan tek Türk futbolcusu olan, dünyanın en büyük üç liginde oynayan A Milli Takım’ın kaptanı, faal futbolculuk hayatını noktaladıktan sonra teknik direktörlük yapıp yapmayacağı yönündeki bir soruya, böyle bir düşüncesi olmadığını belirterek şöyle konuştu;

Hocalık hedefim yok. ‘Türkiye’de çok hoca var’ deniyor ama ne kadar hoca var diye düşünmek de gerekiyor. Eleştirmek haddim değil ancak Türkiye’de hocaları, yöneticileri oyuncuları, medyayı, taraftarları nerede görüyoruz, buna bir bakmamız gerekiyor. Ben çok hoca olduğunu düşünüyorum ama yeterli değiliz. Futbolcu olarak da başta ben Emre Belözoğlu olmak üzere yeterli değiliz. İleriye hedefler koymak, İtalya, İspanya, Almanya gibi Avrupa’nın istikrarlı futbol ülkelerinden birisi olmak istiyorsak, saydığım grupların hepsinin vites büyütmesi gerekiyor. Herkes kendi iç muhasebesini yapacak ve vites büyütecek.

”HİÇ KİMSEYE KİN GÜTMEDİM”

Emre Belözoğlu, Fenerbahçe’den ayrılışıyla ilgili olarak da şöyle devam etti; Dört senelik döneme baktığımızda, performans üzerinden konuşursak çok şükür ki Fenerbahçeli taraftarların sevgisini, saygısını kazandığımı düşünüyorum. Benim açımdan çok güzel bir dört seneydi. İçinde zorlukları da barındıran, ama mutlulukları daha fazla olan bir dört seneydi.

Dört yılın sonunda ayrılmamız gerekiyordu, çünkü böylesi Fenerbahçe adına da Aykut Kocaman adına da daha iyi olacaktı. Emre Belözoğlu olarak hiç kimseyle aramda kişisel bir problem yaşamadım. Hiç kimseye kin gütmedim. Hayatta her zaman her şeyi oluruna bıraktığım gibi bu konuyu da çözülür veya çözülmez oluruna bıraktım. Çözülmeden devam eden bir problem olduğu için ayrılmam Fenerbahçe ve Aykut Kocaman adına da benim adıma da doğru oldu” ifadelerini.

AYKUT KOCAMAN İLE ARASINDA GEÇENLER

NationalTurk Haber

Emre Belözoğlu, Bursaspor maçının ardından kadro dışı bırakıldığı olayda teknik direktör Aykut Kocaman ile yaşadığı iddia edilen tartışmaya da açıklık getirdi. Milli futbolcu konuşmasına şöyle devam etti; Detayına girmeden anlatmam gerekirse, doğru olarak anlatılan şeyler de var, gerçekle hiç ilgisi olmayan şeyler de var. Hocanın bana bir hareketini yanlış anlamam ve bunun üzerine abartılı tepki göstermem var ama üzerine küfür falan gibi konular ekleniyor; ben bunlara girmek bile istemiyorum, çünkü ben bunları söyleyenler kadar hadsiz biri değilim.

Evli ve annesine düşkün biri olarak kiminle nasıl konuşacağımı çok iyi bilirim. Özellikle böyle hadsizlik yapan insanlara cevap vererek hadsiz durumuna düşmek istemiyorum. Ama benim adıma yapılan bir hata vardı ve çıkıp bu hata için her şeyden önce hocanın evine giderek özür diledim. Bunu kadro dışı bırakılma cezamın kaldırılması için yapmadım. Hocanın yüzüne de söylediğim gibi, ‘Bir gün teknik adamlık ve futbolculuk hayatlarımız bitebilir, o zaman karşı karşıya geldiğimizde size sarılmak isterim’ diyerek özür diledim.

Tamamen insani bir özürdü bu. Hoca da sağ olsun Fenerbahçe’nin menfaatleri adına böyle bir karar verdi. İyi de oldu. Ben de 6 ay boyunca iyi oynadım. Sonunda da bu ayrılık yaşandı. Biraz uzun anlattım ama hiçbir şekilde beni kıran, üzen bir ayrılık olmadı. Sadece Fenerbahçeli Emre olarak futbolu bırakmak isterdim ama hayatın neler getireceğini hesap edemezsiniz. Böyle bir ayrılık oldu.

SAHADAKİ AGRESİF HALİNİN NEDENİ

Emre Belözoğlu, Fenerbahçe’de oynadığı dönemde zaman zaman saha içindeki agresif hareketleriyle ilgili soruyu ise şöyle yanıtladı; İki futbolcunun saha içindeki tartışmasına sık sık şahit oluyor musunuz Oluyorsunuz. Bir oyuncunun diğerine kasıtlı sertlik yaptığına ya da iki oyuncunun birbiriyle itişip kakıştığına şahit oluyor musunuz Oluyorsunuz. Futbolun içindeki olaylar bunlar. Açıkçası ben bu konularda medyadan bana yöneltilen eleştirilerden rahatsız değilim.

Şöyle değilim; ‘Demek ki beni konuştuklarında gerçekten izleniyorlar ya da beni yazdıklarında gerçekten okunuyorlar.’ Bu benim PR’ım anlamında iyidir. Ama bir yandan sizin topluma nasıl lanse edildiğiniz de önemli. Eğer diğer yandan işinizi de kötü yaparsanız Allah korusun. Çok şükür ben bugüne kadar işimi iyi yaptım. Bu yaşadıklarım biraz da algıyı kontrol etmekle ilgili bir şey. Bir ben varım, bir de benim algılanmam var. Ben bu algıyı kontrol etmek adına medyayla ilişkilerimi sıcak tutmaya çalışmadım.

Bu benim bir hatam olabilir. Türkiye’de şöyle bir şey var; oyuncular kendi algılarını yönetemiyor, yöneticiler de süreçleri yönetemiyor. Böyle bir durum varken, medya da zaten oluşan kaosun üzerine haberlerini inşa ediyor. Böyle bir döngü içinde benim hatam, yönetici hatası ve medyanın da bundan beslenmesiyle bir üçgen devam edip gidiyor. Medyanın beni böyle göstermesinde hatam yok dersem de yalan olur.

Ben zaten sinirli bir adamım. Bu güzel bir malzeme. Tekme yediğimde sinirlenirim, küfür yediğimde sinirlenirim… Ama kamera benim ağzımda olur, karşılık verince ben küfür etmiş olurum. Cangele bana boğaz kesme hareketi yapar, aklımın ucundan geçmeyen bir harekettir, karşılık verince yine sadece ben yapmış olurum. Halbuki bunların hepsi futbolun içinde var.

”MİLLİ TAKIM’DAN ÇOK ÜMİTLİYİM”

Emre Belözoğlu, ”A Milli Futbol Takımı’nın bugünkü kadrosunun neler yapabileceğini düşünüyorsun ” şeklindeki bir soru üzerine, ”Böyle bir takım ilk defa oluştu. O yüzden çok ümitliyim. Ben burada olurum veya olmam, bilmiyorum. Çağrılırsam elbette gelirim. Ama geçirdiğim dört kamp döneminde gördüğüm şey, Abdullah hocanın oyuncularıyla muhteşem bir iletişimi var” dedi.

Milli oyuncu sözlerini şöyle sürdürdü; Türk futbol tarihinde ilk defa bugünkü gibi bir durum var. Aslında Fatih hoca da bir Olimpik Milli Takım serüveninin ardından çok başarılı bir (A) Milli Takım ekibi yakalamıştı. O ekip hem Galatasaray’da hem de Milli Takım’da çok başarılı işler yaptı. Aynı kadro Fatih hoca, Mustafa hoca ve Şenol hoca gibi Türk futbolunun en önemli üç teknik direktörünü ortaya çıkardı. Bu grubun içindeki oyuncular da çok karakterli adamlardı. İçlerinde bulundum ve bundan da çok büyük bir gurur duydum.

Bugünkü takımın içinde de çok değerli oyuncular var ve bu takım çok büyük bir avantaja sahip. Genç Milli Takım düzeyindeki hocaları, bugün de o oyuncuların başında. Abdullah hoca daha bebek denilecek yaştan itibaren bu oyuncuların çocukluk yapılarını, karakterlerini, saha içinde neler yapabileceklerini, psikolojilerini, onlara nasıl yaklaşabileceğini çok iyi biliyor.

Zaten Abdullah hoca oyuncuyla ilişkiyi çok iyi yönetebilen bir teknik adam. Böyle bir hocanın burada olması hem oyuncular hem de Türk futbolu için çok büyük bir avantaj. Böyle bir takım ilk defa oluştu. O yüzden çok ümitliyim. Ben burada olurum veya olmam, bilmiyorum. Çağrılırsam elbette gelirim. Ama geçirdiğim dört kamp döneminde gördüğüm şey, Abdullah hocanın oyuncularıyla muhteşem bir iletişimi var.

A MİLLİ TAKIM’DAKİ KADRO TERCİHİ KONUSU

Emre Belözoğlu, A Milli Futbol Takımı’ndaki kadro tercihleriyle ilgili yöneltilen bir soruya ise,”Milli Takım için Avrupa’dan çok sayıda oyuncu tercih ediliyorsa, Türkiye Ligi’nde bulunan oyuncular bu durumu irdelemeli. Bir durum karşısında gösterdiğiniz ilk tepki eğer karşı tarafı yargılamaya dönükse o zaman siz muhasebenizi yapmıyorsunuz demektir. Önce kendinizi irdeleyip sonra karşınızdakine bakarsanız meseleyi çözebilirsiniz” ifadelerini kullandı.

Milli futbolcu konuşmasını şöyle tamamladı; İspanya futbolunu o kadar ince ayrıntısına kadar incelemedim ama bizimle ilgili olarak şunu biliyorum; daha 5-6 yıl öncesine kadar A Milli Takımımız 4-2-3-1 oynarken Ümit Milli Takımımız 3-5-2 oynuyordu. Bu durumda (A) Milli Takım hocasına sorsanız, ‘Ben oradan oyuncu bekliyorum’ der, haklıdır. Ümit Milli Takım hocasına sorsanız, ‘Maç kaybetsem beni gönderecekler’ der, o da kendisine göre haklıdır.

Burada bir haklı-haksız durumu yok. Sistemin geneline bir eleştiri yapılmalı ve herkes sorumluluk almalı. Futbolcusu, antrenörü, kulüp yöneticisi, federasyonu birlik olmalı. Türk futbolu vites yükseltecekse herkes birlikte hareket etmeli. Bazen bunları söylüyoruz, ‘Bu adam ne kadar çok konuşuyor’ diyorlar. Ama işin gerçeği bu. Kimse kusura bakmasın.

Daha Fazla Göster

Bir yanıt yazın

Başa dön tuşu