FutbolGündem

NationalTurk yorumcusu Müslüm Gülhan; Cüneyt Çakır’ı korumak; ne için?

NationalTurk yorumcusu ve Haliç Üniversitesi Beden Eğitimi ve Spor Bölümü kurucusu Müslüm Gülhan, NationalTurk’e yazdığı,  ‘Cüneyt Çakır’ı korumak; ne için?’ başlıklı yazısında Cüneyt Çakır’ı kaleme aldı..

NationalTurk yorumcusu Müslüm Gülhan’ın, Manchester United Real Madrid maçı ile gündeme oturan hakem Cüneyt Çakır ile ilgili olarak kaleme aldığı ‘Cüneyt Çakır’ı korumak; ne için?’ başlıklı yazısı;

İşte Müslüm Gülhan’ın  ‘Cüneyt Çakır’ı korumak; ne için?’ başlıklı yazısı;

Hakemlik kurumu, bizde sürekli futbolun neticesine etkisi büyük olan bir kimlik görünümündedir.
MHK’nin kurumsal kimliğe kavuşamaması ve her değişen dönem için yeni bir yapı olarak karşımıza çıkması, güvensizliği de beraberinde getiriyor.
Ve yıllardır aynı sendromun yaşanmasına rağmen, bırakın değişim ihtiyacını; var olanı korumak nerdeyse asıl hedef olarak ortada durmakta.

Eğitimlerin içerik yanlışlıkları…
Hakemlik için insan altyapısının ve hedef kitlenin normlarının belli olmaması…
Sürekli spor kamuoyundan uzak tutulan hakemlik kurumu…
Kendilerini ifade ettirilemeyen hakemler…
Şeref tribünleri ile medya arasına sıkışan MHK…
Ve sahalarda anlaşılamayan düdükler…
Bunlar bizim işleyişi etkileyen faktörler.
Ya Avrupa?..

Ülkelerin kendi kurumsal futbol kimlikleri ile beraber oluşturulan hakemlik kurumları; hiçbir şekilde değişime maruz kalmadan işleyişlerini sürdürmüştür.
Yapılan saha içi hataların dayanakları; ne şeref tribünlerinde, ne de saha dışında aranmış, tamamen futbolun kendi iç dinamiklerinde yorumlanmaya çalışılmıştır.
Bu bir duruştur…

UEFA’yı da böyle algılamak yanlış olmaz sanırım!
Fakat Michel Platini ile yaşanan süreç içerisindeki tutarsızlıklar, ister istemez soru işaretlerini de beraberinde getirdi. En azından benim için öyle…

Hele hele bizde yaşanan şike soruşturması esnanasında, kendisinin ve UEFA’nın tutarsızlıkları; kurumun güven kaybına neden olmuştur.
Bunun yanında da bizim hakemlerin Avrupa’da maç yönetme şanslarının çoğalması, önemli maçlara verilmeleri, aslında ilk bakış olarak çok önemli bir hamle olarak algılanabilinir.
Bunlarla beraber tekrar hakemlerimize dönersek;

İlk çelişki; Türkiye ve Avrupa arasındaki hakemlik algısı görünüyor.
İkincisi; saha içindeki özgüven duygusunu artıran özerklik hakkıdır.
En önemli fark ise Avrupalı futbolcuların hakemlik kavramı ve saha içindeki hakem algısıdır.
Bunlar avantajlar olarak duruyor.
Ama en önemli çıkmaz; Türkiye’deki müdahale sendromunu Avrupa maçlarına yansıtmak ki bunun altından kimse kalkamaz.

Cüneyt Çakır’ın göstermiş olduğu kırmızı kartın arkasında durmaya çalışmak bize bir şey kazandırmaz.
Çünkü ortada büyük bir hata var ve bununla hem Cüneyt Çakır, hem de bizim yüzleşmemiz lazım.
Avrupa’da bu sene oynanan en kaliteli maçta ve en kaliteli futbolcuların oynadığı maçta, kimse art niyet ve futbol dışı tutum içerisinde olamazdı, en azından bu bile Cüneyt Çakır için kart göstermeme referansı olmalıydı.

M. United’ın o maçı on bire-on bir kaybetmesi gerekirdi, o zaman Cüneyt Çakır tartışılmazdı.
Manisa, Manchester arası uzun bir yoldu.

Müslüm Gülhan / NationalTurk

Daha Fazla Göster

Bir yanıt yazın

Başa dön tuşu